English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Atc

Atc translate Turkish

174 parallel translation
It's a dream which the American Transport Command and the Royal Air Force made come true.
ATC ve RAF'ın gerçeğe dönüştürdüğü şey... bir rüyaydı.
You might try the ATC, Captain.
ATC'yi deneyebilirsiniz, Yüzbaşı.
Where are they?
- ATC nerede?
- Request ATC clearance.
- Hava Trafik Denetimi ( ATC ) kalkış isteği.
Horsey.
Atcık.
Notify ATC about our situation.
Hava güvenliğe durumu bildirin.
Good horsey!
İyi atcık!
Uh, I have a horsie.
Uh, bir atcığım var.
With no ATC and no other planes to talk to.
Kuleler ve diğer uçaklar ile irtibat yok iken.
Go, horsey!
Gidelim, atcık!
Piggyback ride! Piggyback!
Atcılık oynayalım.Atcılık
Now, get back on your horsies, and go back after her.
Şimdi, atcıklarınıza geri dönün ve onun arkasından gidin.
Oh, I guess my riding days are over.
Sanırım atçılık günlerim bitti artık.
When I'm behind one of my lady guests in jodhpurs I think what a shame it is that elegance has disappeared from the equestrian scene.
Binici kıyafetli bir hanım konuğumu görünce, atçılıkta eski zarafet kalmadı diyorum kendi kendime.
I'm an undertaker.
Cenaze levazım atçısıyım.
I was going to say I saw a ducky and a horsy, but I changed my mind.
Ördekçik ve atçık gördüğümü söyleyecektim ama vazgeçtim.
So you wanna play horsey, huh?
Demek atçılık oynamak istiyorsun, ha?
Mon cousin... How long has it been since we saw each other? Five years...
Bazen kraliçe olarak geleceğim konusunda çok belirsiz hissediyorum, ve bu yüzden alternatif bir kariyer üzerinde çalışıyorum-sirk atçısı olarak.
Wait, horsie!
Dursana, atçık.
Wait, wait, horsie!
Yavaş, atçık.
Wait! Horsie, wait!
Hayır, atçık.
All right, go, horsie.
Pekala, yürü bakalım atçık.
- Hey... that way. - Come on, horsie.
Haydi, atçık.
Slow, horsie.
Yavaş ol atçık.
Where you going, horsie?
Nereye gidiyorsun, atçık?
Go fast, horsie!
Hızlı git, atçık!
Hold still, horsie.
Sakin ol atçık.
Go, horsie!
- Koş, atçık.
Go, horsie.
Koş, atçık.
- Go, horsey!
- Koş atçık!
It's little Horsy.
Küçük atçık.
You love little Horsy, don't you, dear?
Küçük atçığını çok seversin, değil mi?
Ride the Homer horsey!
Homer atçığına bin!
- Horsie, horsie, horsie.
- Atçık, atçık, atçık.
- We'll see if there's a horsie.
- Bakalım atçık var mı?
Let's go see if there's a horsie.
Gidip bakalım, atçık var mı?
"I'm riding around on a man's back."
Ben adamın sırtına binip odada atçılık oynuyorum.
Yeah, little horsey, how about some hay?
Evet, küçük atçık, Orada hava nasıl?
Horsy!
Atçık!
Now, see here, Mr. Horsy.
Şimdi, bana bak, Bay Atçık.
Horsie?
Atçık?
Saddle up that horsey and ride!
Şu atçığı eğerle ve bin!
And you've decided to make a horse groom your life partner!
Ve sen o atçıyı hayat ortağın yapmak istiyorsun.
I'll show you the horsie.
Sana atçığı göstereyim.
- Laney, wanna see the horsie?
- Laney, atçığı görmek ister misin?
Piay horsey, Mommy. Piay horsey.
- Atçılık oynayalım anne!
Piggyback ride?
Atçılık oynayalım mı?
Oh, piggyback... no.
Oh atçılık mı?
a horsie and a little boy brave the bitter cold... "
bir atçık, cesur küçük bir oğlan iliklere işleyen soğuk... "
Faster, horsey.
Daha hızlı, atçık.
- If you remember,... - I was three years old!
Atçılık oynadıklarını sanmıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]