English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Atonement

Atonement translate Turkish

195 parallel translation
Let the two of us become the hope of the Lilin. along with atonement and an open heart.
Birlikte Lilin'in umudu haline geleceğiz. Şimdi en çok ihtiyacın olan şey, umut ve aynı zamanda da kefaret ve soğukkanlılık.
Demand atonement on behalf of million of innocent murder victims.
Milyonlarca cinayet kurbanı adına kefaret talep etmeliyiz.
For my sins, this is atonement!
Günahlarımın kefareti için.
For my sins, this is atonement
Bu, günahlarımın bedelidir.
- We did, my lord... and he desires to make atonement betwixt the duke of Gloucester and the brothers of the queen.
- Evet efendim herkesi barıştırmak istiyor, Gloucester Dükü ile Kraliçenin kardeşlerini.
And then you'd show up with a silly little gift of atonement in your pocket
Sonra özür mahiyetinde cebinde aptal, ufak bir hediyeyle çıkagelirdin.
That we must part is our atonement.
Biz ayrılarak kefaret ödeyeceğiz.
This place of atonement, of damned souls and misery, with nothing to relieve you, no comfort, no water for your parched tongues, no place to rest or take a breath, but the everlasting, infinite convulsions of misery...
Orası lanetli ve sefil ruhların kefaret yeri, Orada seni rahatlatacak hiçbir şey yok, Kavrulmuş diline dokundurabileceğin bir su bile,
Atonement for my sin.
Günahlarımın kefareti için.
If he is not prepared to accept all that I now offer him in atonement, then let him be truly revenged for the greatest of all wrongs that I did him.
Eğer kabul etmeye hazır değilse, onun kefaretini sunacağım, sonra gerçekten hıncımı alacağım.. onun için yaptığım bütün hatalar için!
"... accept the toil of this servant as atonement...
" Bu hizmetkarının çabasını bir telafi kabul et...
Nor can the easing of conscience be in any way accepted as atonement. For a crime that was visited cold-bloodedly. Upon a helpless, defenseless and terrified woman :
Çaresiz, savunmasız ve korkmuş bir kadına karşı soğukkanlılıkla işlenen bir suç için gösterilen vicdan esnekliği kefaret olarak kabul edilemez.
I is for Limited Atonement.
L, Limitli Kefaret demek.
You have to make atonement for the sin.
bu günahı affettirmek için bunu yap.
I will make atonement on your behalf.
Bu günahı affettireceğime söz veriyorum.
Blessed be the sinners, for the day of atonement is at hand.
Hesap günü için günahkârları elinle kutsa.
The time of atonement is upon us!
Tazminat zamanı üzerimizde!
Atonement, gentlemen.
Kefaret, beyler.
Atonement?
Kefaret mi?
To the church, in atonement.
Kiliseye, yardım etmeye.
I was to preach at the Divine Atonement today.
Bugün Kutsal Kefaret grubundaki genç kızlara vaaz verecektim.
Act of atonement...
Telafi etmek için...
The sermons were about atonement for sin.
Din adamları günahları affeder.
The devil don't want the black man to have atonement.
Şeytan zencilerin kefareti olsun istemiyor.
He called for a day of atonement.
Bir günlük kefaret istedi.
They've been summoned for the atonement meeting.
Bütün herkes bu özür toplantısına çağrılmıştır.
Kal Rekk is a day of atonement, solitude and silence.
Kal Rekk, yalnız kalma ve sessizlik günüdür.
Atonement.
Yalnız kalma.
Some say it is his path to atonement.
Bazıları onun yolunun zafere gideceğine inanıyor.
Atonement?
Zafer mi?
Today, we begin prayer and meditation as preparation for our Days of Atonement.
Bugün, Kefaret Günümüze hazırlık için, dua ve meditasyona başlıyoruz.
On the Day of Atonement, all of Israel would descend upon Jerusalem to watch the High Priest, the Cohen Godul, make his trip to the holy of holies.
Kefaret gününde, Tüm İsrail Dini Liderin, Cohen Godul'un, Tapınağın en iç bölmesine yolculuğunu izlemek için Kudüs'e akın ederdi.
This whole atonement kick you've been on lately, it's not you.
Son zamanlarda yaptığın bu bütün kefaret şeyi, sen değildi.
It's my atonement, you see.
Bu benim kefaretim.
- To leave his atonement unfulfilled?
Tamamlanmamış kefaretinden ayırmak için mi?
Whatever your past, exile from your own kind is atonement enough.
Geçmişinde her ne oldu ise, kendi türünden uzağa sürülmen yeterli bir ceza.
Yom Kippur is the day of atonement.
Yom Kippur bir keffaret günüdür.
Atonement.
Gönül borcu.
I am on a journey of atonement for my sins before the war.
Savaş öncesindeki günahlarımın telafisi için bir özür yolculuğundayım.
That's what Yukishiro Enishi said when he left. atonement can't be achieved without the other person's forgiveness.
Yukishiro Enishi oradan ayrıldı. Kefaret ne kadar alın teri dökülürse dökülsün karşındaki affetmediği sürece ödenemez.
I will go to the continent to do just that. and probably the last thing I can do as atonement.
Bunun için ana karaya giderim. Bu şu anda yapabileceğim yegâne ve muhtemelen son kefaretim olacak sanırım.
Why? Call it atonement for past sins.
Geçmiş günahlarımı telafi etmek istedim.
And atonement includes turning a blind eye to the Magog?
Kefaretin Magog'a göz yummayı mı içeriyor?
Man, atonement's a bitch.
Kefaret zor bir şey.
Atonement? is that what this is about? Yes.
İçindeki bir parça, Borg olduğun zamanlarda uyguladığın şiddetten dolayı suçluluk hissediyor sanırım.
Day of atonement!
Kefaret Günü! Kefaret Günü!
Day of atonement!
KARDEŞ KARDEŞE
The answer of atonement...
canına kıydığı insanlardan çok daha fazlasını kurtarmaya devam ederek günahlarının kefaretini ödemek için var gücü ile bir yol arayarak yaşadı.
You said he's been seeking for a way of atonement.
Kefaretinin yanıtı... değil mi?
my way of atonement.
Kenshin'in ismi kılıç ve yürek kanjilerinin birleşmesinden oluşur. Tomoe'nin gülümsemesinin bana gösterdiği kefaretimin yanıtı.
But look, I brought you something by way of atonement. Open it.
Doğrusunu istersen, birden bire korktum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]