Avalanche translate Turkish
466 parallel translation
My train ran into an avalanche.
Bindiğim tren bir çığla karşılaştı.
- Avalanche, Boris.
Çığ, Boris.
Even trains disappear under the avalanche.
Hatta trenler kaybolur çığ altında.
Pouring my men down like an avalanche.
Adamlarım çığ gibi aktı.
I'm an avalanche!
Dinle! Ben bir çığ gibiyim!
Might start an avalanche.
Çığ düşebilir.
Quiet, or we'll have an avalanche down on us.
Kesin sesinizi yoksa çığ düşürteceksiniz.
The front of the avalanche went past - we were only caught by its flank.
Çığ önümüzden geçmişti - sadece yandan yakalanmıştık.
An avalanche has sealed the Montfort tunnel... and nothing can get through for a week.
Bir heyelan Montfort tünelini kapatmış bir haftadan önce geçiş yok.
Buried under an avalanche, locked in each other's arms forever.
Çığın altına gömülerek sonsuza kadar birbirlerinin kollarında kaldılar.
They get you on top of some glacier point out the sunset, and suddenly, like an avalanche....
İşte gün batımı ve aniden bir kartal gibi...
You're like an avalanche, Bob.
Tam bir çığ gibisin, Bob.
On honeymoon in the Alps he was killed by an avalanche.
Alpler'de balayına gitmişler ve adam çığın altında kalmış.
Can't he do something constructive, like start an avalanche or something?
Daha geliştirici birşeyler yapamaz mı? Mesela bir çığ düşürmek gibi.
A sudden burst could start an avalanche.
Ani bir gürleme heyelana sebep olacaktır.
And now the war was rolling toward the west like an unstoppable avalanche.
Savaş batıya doğru döndü. Durdurulamayacak bir şekilde ilerliyordu.
There's snow on the roof. We'll have an avalanche.
Kar var, çığ düşecek üstümüze.
It's a torrent! It's an avalanche!
Adeta bir sel, bir çığ.
That is avalanche damage.
Şuradaki çığ hasarı.
Avalanche took the cabin.
Çığ, kulübemi yerle bir etti.
- It so happens, Mr. Simon that Howard had discussions with Leonard Bernstein about the possibility of conducting an avalanche in E flat.
- İşe bakın ki Bay Simon... Howard, Leonard Bernstein'la... mi bemol notasında bir çığ düşürmenin olasılığını tartışmıştı.
This book avalanche.
Bu kitap işi çığ gibi büyüyor.
Just scratch it and we'll have an avalanche of nuggets.
Sadece onu çiz, ve biz külçelerin bir çoğuna sahip olacağız.
- You wanna start an avalanche?
- Çığ düşsün ister misin?
The avalanche, the arrow the mark on the stone...
Çığ düşmesi, ok olayı taştaki sembol...
Avalanche!
Çığ!
We must have had an avalanche down here.
We must have had an avalanche down here.
The emotional avalanche has now been set free.
Duygusal çığ artık serbest bırakıldı.
And at the end, she throws herself down an avalanche corridor.
Sonunda... çığın içine atıyor kendini.
Their leaders talked... and talked... and talked but nothing could stem the avalanche.
Önderleri konuşuyor, konuşuyor, konuşuyordu ama hiçbir şey çığı durduramıyordu.
And there's fog, blizzards and avalanche.
Bu sene kış uzun sürdü. Soğuklar bir afat.
Incident on the radio started up an avalanche of questions, which were demanding answers.
olay radyoda yayına, titiz cevaplar gerektiren çığ gibi sorularla başlamıştı.
Her scramble down that ravine was so precipitate it started a small avalanche of stones which stopped Mrs Callendar's car.
Vadiden aşağıya o kadar acele inmiş ki yuvarlanan kayalar yüzünden Bayan Callendar arabasını durdurmuş.
You were buried in an avalanche.
Bir çığa gömülmüştüm.
- Oh the avalanche begins.
- Çığ başlıyor!
It was an avalanche.
O bir çığdı.
It's everyone's duty to start the avalanche.
Herkese düşen görev, bu çığı başlatmaktır.
Peg, our children were killed in an avalanche.
Peg, Çocuklarımız çığ altında kalıp öldü.
- Justice by avalanche.
- Adalet sağlanacak.
Avalanche.
Çığ.
Taylor, avalanche.
Taylor, Çığ.
The mother is buried in an avalanche, and the little bear cub is left alone.
Bir çığ gömüldü anne, ve yalnız bırakılan küçük ayı yavrusu.
"Chaplin Disappears under Avalanche of Oscars".
"Chaplin Oscar Çığlarının Altında Kayboldu".
An avalanche broke but 300 feet east.
Bir çığ ama 300 metre doğuya düştü.
- Barney Gumble, shown here donating... $ 50,000 to the Shelbyville Dance Theater... was caught in a sudden avalanche on Widow's Peak earlier today.
- Barney Gumble, şu an Shelbyville Dans Tiyatrosuna 50.000 dolar bağışlarken görülen kişi sabahın erken saatlerinde Dul Tepesinde aniden ortaya çıkan bir heyelanın altında kaldı.
That we have survived a plane crash, starvation and an avalanche...
Bir uçak kazası, açlık ve bir çığdan sağ çıktık...
- My God, it's another avalanche!
- Tanrım, başka bir çığ!
contact legal. ready them for an avalanche of lawsuits.
Mahkeme bombardımanlarına hazırlansınlar.
I mean, more powerful than an avalanche?
Demek istediğim, bir çığ'dan kuvvetli mi?
- The avalanche.
- Çığ düştü!
Avalanche, wasn't it?
- Toprak kayması değil mi? - Ne trajik