Avalon translate Turkish
324 parallel translation
This is Deputy Mark London from Avalon Bay. Could I please speak to Captain Jenkins?
Yüzbaşı Jenkins ile görüşebilir miyim?
And the Avalon and the Garrison.
Avalon ve Garrison.
They attacked police with rocks, bricks and bottles... before some 100... officers sealed off the four-block area... in the vicinity of 116th Street and Avalon Boulevard.
Polise taş, tuğla ve şişelerle saldırdılar 100 kadar polis memuru 116. Cadde ve Avalon Bulvarı civarındaki dört blokluk alanı kuşattı.
Let's go now to our science editor, Eric Parker, standing by in Mount Avalon, Washington. - Eric?
Şimdi de Washington'daki Avalon Dağı'nda bulunan bilim editörümüz Eric Parker'a bağlanalım.
There are no plans at present to explore further any of the hundreds... of volcanically active mountains in the Cascade range, including Mount Avalon.
Cascade bölgesindeki, hala aktif olan yanardağların incelenmesi konusunda bir gelişme yok. Bu dağlara Avalon Dağı da dahil.
The data it collected from the Earth's interior will never be known, and of the events that occurred at Mount Avalon between the 11 th and 13th of November, 1994,
Dünya'nın içinden getirdiği bilgiler ise, hiçbir zaman bilinmeyecek. Avalon Dağı'nda, 11-13 Kasım 1994 tarihleri arasında yaşanan olaylarla ilgili tek kayıt ise, yaşadıklarım.
This is Larry Barrington at the Avalon Foundation.
Ben Avalon Vakfı'ndan Larry Barrington. Burada bir durum var.
Our first guest this evening... is Frankie Avalon.
Bu akşamki ilk konuğumuz... Frankie Avalon.
Avalon, oh, Avalon.
Avalon, oh, Avalon.
Oh, Avalon, bright Avalon... think me not a fool.
Oh, Avalon, parlak Avalon, benim aptal olduğumu düşünme.
This is Avalon, the resting place of King Arthur himself.
Burası Avalon, Kral Arthur'un kendisinin dinlenme yeri.
This is Avalon, the shadow realm of the Round Table.
Burası Avalon, Yuvarlak Masa krallığının gölgesi.
We'll cruise the Avalon Harbour at sunset.
Gün batımında Avalon Limanı'nda olacağız.
BABYLON 5 3x13 "A LATE DELIVERY FROM AVALON"
"AVALON'DAN RÖTARLI ZİYARET"
They took me to the island of Avalon to heal.
Beni tedavi etmek için Avalon Adası'na götürdüler.
The ladies couldn't take him to Avalon, couldn't heal him until this was done.
Hanımlar bu gerçekleşene kadar onu Avalon'a götürüp tedavi edemezlerdi.
Sylvester Fitch, 109 Avalon... ... brown corner house, upstairs.
Sylvester Fitch, 109 Avalon köşedeki kahverengi ev, üst kat.
We turn off here for Avalon.
Biz buradan Avalon'a döneceğiz.
'Way over there... beyond those hills... is an island, called Avalon.
Bu tepelerin ardında Avalon denen bir ada var.
Like Joseph of Arimathea... I went to Avalon... not with the Holy Grail, but... but with something much more precious to me.
Arimathealı Joseph gibi Avalon'a gittim Kutsal Kadeh'le değil ama benim için çok değerli bir şeyle.
It's Avalon... journey's end, Sir Rupert.
İşte Avalon... Yolculuğumuzun sonu, Sör Rupert.
A mirror... there are no mirrors in Avalon.
Avalon'da ayna yoktur.
Remember, Red... when we used to go dancing at the Avalon on Mackinaw island?
Bahse girerim ki uzaklığı... Ne yaptığını gördün mü? Mackinaw adasındaki dansa... gittiğimizi hatırlıyor musun Red?
If it wasn't about makeup or Frankie Avalon, they didn't give a hoot.
Tek ilgilendikleri konu ya makyaj ya da Frankie Avalon'dur.
Only what I've picked up watching old Frankie Avalon movies.
Sadece Frankie Avalon'un filmlerinden öğrendiklerim.
I should know, for I am Morgaine Le Fey priestess of the Isle of Avalon where the ancient religion of the Mother Goddess was born.
Buna eminim, çünkü ben Avalon adasının rahibesi Morgaine Le Fey'im. Ana Tanrıça'nın eski dini burada doğmuştu.
The Saxon barbarians swept into my country killing Christians and followers of Avalon's goddess alike.
Barbar Saksonlar ülkemizi yağmalıyor Hıristiyanları ve Avalon'un inananlarını öldürüyorlardı.
Unless one great leader could unite Christians and followers of the old religion Britain was doomed to barbarism and Avalon would vanish.
Hıristiyanları ve eski dine inananları büyük bir lider birleştirmedikçe Britanya barbarlara mahkumdu ve Avalon da yok olmaya.
She relished the power of Avalon.
Avalon'un gücünden zevk alıyordu.
The eldest of the three sisters Viviane was the High Priestess of Avalon and the voice of the Mother Goddess on earth.
Üç kız kardeşin en büyüğü olan Viviane Avalon'un Yüksek Rahibesiydi ve Ana Tanrıça'nın dünyadaki sesi.
She had just one goal to save Avalon from the Saxons.
Tek bir amacı vardı Avalon'u Saksonlardan korumak.
Someone with the blood of Avalon in his veins.
Damarlarında Avalon'un kanını taşıyan biri.
You gave them first to Avalon.
O sözü sen ilk önce Avalon'a verdin.
If you want this child to be born of Avalon then you can bear this great new king yourself.
Bu çocuğun Avalon'dan olmasını istiyorsan o zaman bu muhteşem yeni kralı sen doğurabilirsin.
I have as much Avalon in my veins as she does!
Damarlarımda en az onun kadar Avalon kanı akıyor!
I must tell you, Igraine my priests don't like it that your priestess of Avalon has been placed on an equal footing with them.
Şunu bilmelisin Igraine benim papazlarım, senin Avalon rahibelerinle bir tutuluyor olmaktan hiç hoşlanmıyorlar.
The old religion embraces yours, Bishop but your priests deny the power of Avalon.
Eski inanç sizin dininizi kabul ediyor başrahip ama sizin papazlarınız, Avalon'un gücünü reddediyor.
And sister to the Lady of Avalon.
Avalon'un Hanımı'nın kız kardeşi Igraine.
But the moment he rode out to hold the Saxons at bay at Cameldun the magic of Avalon began to work.
Ama Saksonları Cameldun'da durdurmak üzere yola çıktığında Avalon'un sihri işlemeye başladı.
Save him, and save Avalon.
Onu kurtar, Avalon'u kurtar.
For the first time, I saw Uther Pendragon face to face and began to understand the power of Avalon.
Ben de ilk defa, Uther Pendragon'la yüz yüze geldim ve Avalon'un gücünü anlamaya başladım.
King Uther alone would turn back the Saxon hordes and Avalon would be saved by one who believed in the Goddess.
Kral Uther, Saksonları tek başına püskürtecekti ve Avalon, Tanrıça'ya inanan birisi tarafından kurtarılacaktı.
And with this you must give me Morgaine to foster in Avalon.
Ve ayrıca Avalon'da yetişmesi için Morgaine'i bana vermelisiniz.
How long do you think you'll hold on to the throne if Avalon withdraws its support?
Avalon desteğini geri çekerse ne kadar dayanabilirsin sence?
The guardians of Avalon appeared silently on the hilltops as we came nearer the lake that enclosed the mysterious island.
Biz esrarengiz adayı sarmalayan göle yaklaşırken... Avalon'un koruyucuları sessizce tepelerde belirdi.
On the borders of Avalon.
Avalon'un sınırlarında.
This is Avalon?
Burası Avalon mu?
Is that Avalon?
Orası Avalon mu?
But Avalon is beneath it, behind it deeper in the mist.
Ama Avalon onun altında, arkada sislerin içinde.
And so began my initiation into the secrets of Avalon.
Ve böylece Avalon'un sırlarını öğrenmeye başladım.
From there, a helicopter will fly us to Mount Avalon.
Oradan da, helikopterle Avalon Dağı'na gideceğiz.