Avin translate Turkish
97 parallel translation
I've took a sort of a fancy to you and if you want the girl, I ain't so set on'avin'her home again but what I might be open to is an arrangement.
kızı istiyosan, onu tekrar eve götürmeye o kadar meraklı diilim. Ama ben derim ki bi anlaşma yapalım.
'Avin'been so'andsomely received at your table, sir...
Sizin masanıza çok nazikçe kabul edilmiştim, efendim...
'Avin'got to know Mo a bit, I is feelin'his injustice.
Mo'yu daha iyi tanımaya başladıkça, Ona yapılan haksızlıkları daha iyi görüyorum.
If you was'avin a'eart transplant, is it right to meet the person first?
Eğer bir kalp nakli olduysanız, O insanla ilk önce tanışmanız doğru değil mi?
You's'avin'a bath in someone's - pardon me French - piss?
Yani başka birisinin - özür dilerim Fransız - sidiğinde yıkanıyorsunuz?
I ain't never'avin'a bath again.
Bi daha banyo yapmıcam.
Parents, if your teenage kids is suddenly lost a lotta weight, is lookin'very pasty,'avin'mood swings and spendin'a lotta their time locked in their rooms, then they is almost certainly into indie music.
Ebeveynler! Eğer çocuğunuz aniden kilo vermişse, çok solgun bakıyorsa, ruhsal sorunlar yaşıyorsa, ve bütün vaktini bir odada kilitli geçiriyorsa, kesinlikle takıldığı şey Hint müzikleridir.
it locates potential prey with a pair of fins behind its head which are sensitive to even tiny movements.
cok kücük hareketlere karsi bile hassas olan basinin arkasindaki bir cift yüzgecle potansiyel avin yerini belirler.
Right, son. Let's be'avin'you.
Hadi evlat, yürü bakalım.
Why are you really here, D'avin?
Gerçekten neden buradasın, D'avin?
Depends.
Değişir. Dörtlü'ye neden geldin D'avin?
You're just in time, we're helping D'avin decide on a job. Hey, I got it!
Tam vaktinde geldin, D'avin'in nerede çalışacağına kara veriyoruz.
Well, thank you... ship.
- D'avin Jaqobis. - Teşekkürler... Gemi.
- Sorry, D'avin.
- Üzgünüm, D'avin.
D'avin.
- D'avin.
If I can figure out something they want more than D'avin's death, maybe I can get them to null the Warrant in trade.
Eğer D'avin'in ölümünden daha çok istedikleri bir şeyler bulabilirsem belki o şeyin karşılığında Warrant'ı geçersiz kılabilirim.
You and D'avin find Rolly.
- Senle D'avin Rolly'i bulun. - Boş ver şimdi Rolly'i.
D'avin, stay on Rolly, we can't lose him.
D'avin, Rolly'nin peşinde kal. Onu kaybedemeyiz.
D'avin Jaqobis, as of now, you are nobody's citizen, nobody's soldier.
D'avin Jaqobis, şu andan itibaren hiç kimsenin vatandaşı ve askeri değilsin.
- D'avin's like a comet, you know?
- D'avin kuyruklu yıldıza benziyor.
You know, before D'avin joins the team.
D'avin ekibe katılmadan yapalım diyorum.
- I've been told that by saner men than you, D'avin Jaqobis.
- Bunu daha aklı başında adamlardan da duydum, D'avin Jaqobis.
D'avin.
D'avin.
I'll call D'avin in for back up, go with him at first light.
D'avin'i destek olarak çağıracağım. İlk ışıkta gideriz.
D'avin?
D'avin mi?
D'avin's standing by at the Leith market.
D'avin Leith pazarında bekliyor.
D'avin and I will handle it
D'avin ve ben halledeceğiz.
D'avin Jaqobis.
D'avin Jaqobis.
Get here, D'avin.
Gel, D'avin.
- So where's D'avin?
- D'avin nerede?
D'avin, you don't add up.
D'avin, uyum sağlamıyorsun.
Strange red box, mystery burns, asking D'avin to join our team without asking me first?
Garip kırmızı kutu, bu gizlilik, bana sormadan D'avin'i ekibe alman?
And then he just comes in, he starts D'avin-ing all over it.
Birden o gelip her şeye karışmaya başlıyor.
- So... you can find the transponder, sugar pants ;
- Pekala... Sen vericiyi bul. D'avin patlayıcıları yerleştirsin.
Be careful with that guy D'avin apprehended.
D'avin'in yakaladığı adam için dikkatli olun.
- D'avin Jaqobis!
- D'avin Jaqobis!
- D'avin, wait!
- D'avin, bekle!
Hey D'avin.
D'avin.
D'avin Jaqobi is running away again.
D'avin Jaqobis tekrar kaçıyor.
Dutch, this is D'avin, we're ready to go, respond.
Dutch, ben D'avin. Gitmeye hazırız.
Whatever you're about to pull, if it's for D'avin, there are other ways to scratch that itch.
Ne işler çeviriyorsun bilmiyorum ama D'avin için yapıyorsan kendini tatmin etmenin başka yolları var.
- You treat D'avin too.
- D'avin'i de tedavi ediyorsun.
D'avin, move!
D'avin, koş!
The plane had smashed under our office area.
Avin bizim ofis alanımızın altında ezilmişti
They threatened to hurt Avîn.
Avin'e zarar vermekle tehdit ettiler.
- D'avin, shh!
- D'avin sus.
- D'avin, put your weapon down!
- D'avin, silahını indir! -... 3...
D'avin!
D'avin!
Why did you come to the Quad, D'avin? The truth.
- Gerçeği.
Why did you come to the Quad, D'avin?
Khlyen neden senin ölmeni istiyor bilmek istiyorum. Dörtlü'ye neden geldin D'avin?
D'avin can plant the explosives, while I go look for some booty.
Ben de ganimet bakmaya gideyim..