Awkward translate Turkish
5,303 parallel translation
"This is super awkward."
"Bo çok gorop."
This is super awkward.
"Bu çok garip."
Well, this is super awkward.
Bo çok gorop.
This is super awkward.
Bo çok gorop.
It's gonna be an awkward conversation.
- Çok garip bir diyalog olacak.
Rachel, you want to be a lawyer, you're gonna have to have a lot of awkward conversations.
Rachel, avukat olmak istiyorsun, böyle garip diyaloglara girmek zorunda kalacaksın.
- Awkward conversation it is.
- Garip diyalog o zaman.
He'll be back, and you guys can have a lifetime of working together, going to the ballet, having really awkward conversations.
Geri dönecek ve onunla beraber çalışmak için, baleye gitmek için garip diyaloglara girmek için bir ömür vaktiniz olacak.
You, uh, take care of that awkward conversation?
Şu garip konuşmanı yapabildin mi?
Yeah, it wasn't awkward. It was...
Evet, garip değil de...
Awkward after, once we broke up.
Sonra ayrılınca tuhaf oldu tabii.
Uh, hey, listen, this is, uh, a little awkward, but, uh, you guys are sitting in our booth.
Bakın bu biraz garip gelebilir ama şu anda bizim masamızda oturuyorsunuz.
And Brad would have a slightly less awkward Thanksgiving.
Ve Brad de daha az garip bir Şükran Günü geçirirdi.
Oh my God, how awkward would this be if this wasn't Philip?
Aman Tanrım, bu Philip olmasaydı ne de garip... -... olurdu.
But now we have to have a slightly awkward conversation.
Ama bizim çok daha az garip bir konuşma yapmamız gerek.
More awkward than us trying to convince you to sleep with my mom?
Seni annemle yatman için ikna etmemizden daha mı garip?
I appreciate that. And, uh... I'm sorry I put you in... in an awkward position.
Çok teşekkür ederim ve sizi acayip bir duruma soktuğum için üzgünüm.
Well, this will be awkward.
Bu biraz zor olacak.
I came through the back'cause this junkie's on the front stoop, and it's still a little awkward between us.
Arka taraftan geldim çünkü esrarkeş kapının önünde duruyordu ve aramızdakiler halen garip durumda.
Is it me, or did it just get totally awkward in here?
Bana mı öyle geldi, yoksa ortam mı tuhaflaştı.
You're creating an awkward situation for no reason.
Sebepsiz yere garip bir durum yaratıyorsun
I can't imagine anything more awkward.
Daha tuhafını hayal edemiyorum.
It's a little awkward, but I think you should be made aware of it.
Biraz tuhaf gelebilir ama birinin uyarması gerekiyor.
Now, this is a little awkward and you're probably gonna say no, but a lot of girls are doing this now and it would make me really happy.
Biraz tuhaf kaçacak ve muhtemelen hayır diyeceksiniz ama şu sıralar kızların çoğu yapıyor ve beni çok mutlu edecek bir şey.
This is awkward.
Tuhaf bir durum oldu.
This is awkward.
Bu çok garip.
This is awkward.
- Bu... - Tuhaf mı?
I still think we should discuss it instead of sitting here in awkward silence.
Tuhaf bir sessizlik içinde oturmaktansa bunu konuşmamız gerek diye düşünüyorum.
- That wasn't awkward.
- Tuhaf değil miydi?
I didn't like to ask him in case he found it awkward.
- Evet, tuhaf gelir diye ona sormadım.
Do you know how awkward it is to not be able to describe your own company?
Kendi şirketini tarif edememek ne kadar da tuhaftır.
I took it as a compliment, but still, awkward.
Bunu iltifat olarak alsam da biraz garip oluyordu.
You don't have to have an awkward conversation.
- Garip konuşmalar yapmayacaksın.
- No, that would be so awkward.
- Hayır, çok tuhaf olurdu öyle.
We're repeating because this is an awkward situation.
Bu çok tuhaf bir durum olduğu için tekrarlıyoruz.
- Still awkward.
- Hâlâ tuhaf.
- Still so awkward.
- Hâlâ çok tuhaf.
* Workin'on our night moves * * tryin'to lose those awkward teenage blues *
# Birlikteydik hep geceleri # # O gençlik ateşinden kurtulmaya çalışıyorduk #
- Previously on Awkward...
- Awkward'da daha önce... - Matty'nin randevuya çıkmasını istiyorum.
Next on Awkward...
Awkward'ın gelecek bölümünde...
This is gonna be the most awkward-ass night of my life.
Hayatımın en tuhaf gecesi olacak.
I hope it wasn't too awkward, me crashing your family reunion.
Umarım aile toplantısına dalmam fazla tuhaf kaçmamıştır.
Uh, no, it was really awkward.
Yok, gerçekten tuhaftı.
This is awkward.
- Böyle çok garip oldu.
This is so awkward.
Çok rahatsız edici bir durum.
Look, I know this is awkward,
Tuhaf bir durum olduğunun farkındayım ama birbirimizi görmemiş gibi davranamayız.
They're nerds, they're awkward.
Onlar inek ve tuhaflar.
Are you... guys putting on an awkward show for me?
Siz önümde garip bir şov falan mı yapıyorsunuz?
What if summat goes wrong and it's awkward and they got to see each other every day?
Ya işler ters gider ve soğurlarsa ama her gün birbirlerini görmek zorunda olurlarsa?
Because I remember this one time when someone in this apartment Slept with someone she worked with in this apartment, And it was super awkward and it was us.
Çünkü bir keresinde, ne zaman birisi bu apartmanda çalışan birisiyle yatsa, işin bizim açımızdan çok garipleştiğini hatırlıyorum.
This is really an awkward situation.
Bu halinden başka biriymiş gibi hissetmen o kadar mı kötü?