B1 translate Turkish
170 parallel translation
The atom risk at Windscale, The B.1. Bomber crash,... the American submarine.
Windscale'deki radyasyon tehlikesi, B1 bombardıman uçağının düşüşü
I'm not food!
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Yiyecek değilim!
Oh. It's not a cat.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Sen kedi değilsin.
If you're not a cat, are you a sheep?
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Madem kedi değilsin nesin sen?
Doesn't look like that either. What are you then?
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Hayır değilsin.
Good grief, it's a blessing you didn't steal my food.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } En azından yemeğimin peşinde değilsin.
Don't joke with me, kid.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Dalga geçiyor olmalısın!
The world is in an economic depression right now
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Zor zamanlardayız.
Fine, I'll give you just one.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Sadece bu kadarcık tamam.
More, please.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Biraz daha!
I have my own kids to feed.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Çocuklarımı da düşünmem gerekiyor.
I don't have any place to go.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Bilmiyorum.
That's a problem.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Demek öyle.
Come now, be careful on those stairs.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Buralar dardır adımlarına dikkat et.
Cut me some slack, okay?
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Kusura bakma artık.
Okay, we're here.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Geldik işte.
I'm borrowing that house.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Evim hemen şu evin zeminin altında.
It's a small place, but you're welcome to stay as long as ya like.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Biraz sıkışacağız ama kendi evin gibi farz et.
That's not dinner, that's our guest!
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Durun bakalım kendisi misafirimiz olur!
There's no more, kids.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Maalesef daha yok çocuklar.
This is hopeless.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } İşe yaramıyor işte.
I'm sorry...
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Üzgünüm.
All this thought about food lately seems to have made me lose my marbles.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Tüm bu yiyecek endişesi kafamı baya meşgul ediyor.
And there's poison mixed in with the drain water. I saw a cat drinking it earlier and he dropped dead.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Zehirli su kanalizasyona da sızmış durumda... { \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black }... bir damlası bile fare zehri gibi.
And this city used to be such a fine and beautiful place. But that was before that factory went up. Ever since then, the smog has covered up the sun and stars.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Bir zamanlar bu şehir çok güzel bir yerdi fakat... { \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black }... fabrika inşa edildiğinden beri... { \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black }... ne güneşi ne de yıldızları göremez olduk.
Good grief.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Ah be.
That reminds me, I never got your name.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Sormayı unuttum Senin adın ne?
I don't know my name.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Bilmiyorum ki.
Do you not even remember where you come from?
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Nereden geldiğini de mi hatırlamıyorsun?
That kid might know something...
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Doğru ya. Belki o bir şeyler söyleyebilir.
I'll introduce ya to my friend.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Takip et. Arkadaşımla tanıştıracağım.
Aw, how cute!
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Çok sevimli!
Oh, we don't know what he is and you want me to help investigate, right?
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Kim olduğunu ve nereden geldiğini bilmediğini mi söylüyorsun?
I'm Chiko.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Benim adım Chico.
This isn't something I can say loudly, but she's suffering from a very heavy illness.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Laf aramızda. Çok hasta bir kız.
Well, how unusual. I've never seen a one-horned creature before.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Boynuzun çok ilginçmiş.
That's it! I remember reading about something like you in one of my fairy tale books.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Doğru ya galiba böyle bir şeyi bir kitapta okumuştum.
It's a one-horned animal that appeared in Greek mythology. It's called a "unicorn."
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Yunan mitolojisinde tek boynuzlu at olarak bilinen varlık... { \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black }...
Unicorn...
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Unicorn.
He talked!
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Konuştun!
They're honest and small and they rarely show themselves to humans. But the book also says you can use magic!
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } "Açık yürekli fakat utangaç olan unicorn'lar nadiren insanlara kendilerini gösterir... { \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black }"... çok güçlü oldukları ve büyü bildikleri söylenir.
Oh really?
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Öyle mi?
Then show us some magic, kid
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Öyleyse sonra bana büyünü göster bakalım!
But magic? I don't understand.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Büyü falan bilmiyorum ki.
You have no home, do you, Unico...
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Kalmak için bir yerin olmadığı doğru mu Unico?
Why don't you stay here with me?
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Neden benimle kalmıyorsun?
I'll make a very warm bed for you.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Sıcak bir yatak verebilirim.
Ah!
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Amanın!
Oh, good grief.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Peki bakalım.
I'll give ya your dinner, just sit tight.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Bir dakika bekleyin de yemeğinizi vereyim.
See there?
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Biliyordum.