English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Babbles

Babbles translate Turkish

54 parallel translation
We could have sliced them to bits but you stopped us to save this idiot who babbles nonsense.
Onları parçalara ayırırdık. Ama saçma sapan konuşan bu aptalı kurtarmak için bizi durdurdun.
He just babbles on and on, so full of himself.
Sadece gevezelik edip duruyor.
- ( babbles ) Keep it a secret.
Sır olarak sakla.
[ERIC BABBLES]
Güvende. Harika, değil mi?
( Babbles happily )
Hayır!
Careful, Bastian. ( Junior babbles happily )
Dikkat, Bastian.
She babbles nonsense.
Saçma şeyler konuşuyor.
One babbles with the philosophers, the other eats out of our hands
Büyük oğlu filozoflarla beraber. Diğeri de elimize bakıyor.
[Babbles] "Where did Pete go?"
"Pete nereye gitti?"
- [Babbles] - "Come back, Pete."
- "Geri gel, Pete."
[Babbles] She speaks English.
İngilizce biliyor.
[Babbles ] [ Groans] Look, I just wanna know how to invent things.
Bak, nasıl icat ediliyor onu bilmek istiyorum.
He's very verbal he babbles to himself.
K0nuşması düzgündür kendi kendine mırıldanır.
Well, you - If you - [Babbles] Really?
- Tabii - Cidden mi?
He babbles.
Saçmalıyor.
No clue about the present and he babbles about the future!
Bugünden haberi yok, gelecek hakkında saçmalıyor!
I have a fat, ugly friend, and she babbles on every day.
Şişko, çirkin bir dostum var ve bütün gün gevezelik yapıyor.
Well, ittakes many different people to contribute to the higher... [babbles]
Şirketimiz yükselmek için birçok insanın yardımını alıyordur...
[Nearby stream babbles ; distant bird cries]
[Su şırıltısı ; uzaktan kuş sesi]
All right. ( Babbles ) Say bye-bye. Say bye-bye.
Ginsberg'e döneceğimi söyler misin?
He babbles when he's nervous.
Jay. Sadece doğum günü mü? yoksa başka şeyler de var mı?
The only thing that babbles is a brook.
Gevezelik yapan tek şey, deredir.
And what else? What else babbles?
Başka ne gevezelik yapar?
Whenever he drinks, he babbles.
Ne zaman içse, böyle saçmalar.
- [Baby babbles] - Say hi!
Merhaba de.
Just seeing him and how well he's doing... ( Babbles )
Onu görmek ve nasıl olduğunu bilmek...
( Henry babbles ) ( Chuckles ) He's beautiful.
- Ne güzel bir bebek.
( Henry babbles ) Hi. Hi, Henry.
- Merhaba Henry.
I guess he babbles when he's nervous, too.
Sanırım o da gerginken saçmalıyor.
- ( Babbles )
Tamam.
[Babbles] Okay. I'll volunteer.
Tamam, gönüllü olurum.
And I'm sorry I got a little... ( Babbles )
Kusura bakma biraz...
I mean, "You're brilliant," "You're amazing," "You can't go wrong..." ( babbles )
Yani, "Çok zekisin.", "Hayran olunacak birisin.", "Asla yanlış yapmazsın."...
( babbles ) uh, kenna, uh, there's other news.
Ah, Kenna, ah, başka haberler de var.
[babbles] 5'10 ", 145.
1,77 boylarında. 70 kilo civarı.
( babbles ) Yeah, I know.
Evet, biliyorum.
[babbles] What do you mean, where have I been?
Nerede kaldın da ne demek?
The way he babbles about going to Zalem and misers his credit chips...
Biliyorum, bu doğru.
[Babbles] "Dharma sucks."
"Dharma berbat."
[BABBLES] DR. ROSE : Well, your heart is strong.
Kalbiniz güçlü ama aşırı tahrikten kaçınmalısınız.
( Babbles )
Ben...
Take the baby. ( Babbles )
Tamam.
Be good. ( Babbles ) ( Exhales deeply ) Hello.
Uslu dur.
( Babbles ) Wow. - Huh? Oh, what?
Kara koyunun cerrah olduğu bir aile mi?
( Babbles )
İstersen her gün fotoğraf yollayabilirim.
( Henry babbles )
Anlamıyorum.
( Babbles ) Hi.
Merhaba.
♪ across this great wide sea ♪ ( Babbles ) ( Mouth full ) But the thing that never made sense to me is calling golf a sport.
Ama bak, şu bana hiç mantıklı gelmiyor golfe spor diyorlar.
[Babbles] We sure do.
Tabii ki hatırlıyoruz.
[babbles ] [ machine beeping] Ahh!
Ahh!
- [babbles] - Okay.
Tamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]