English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Badly

Badly translate Turkish

7,899 parallel translation
Yeah, yeah, so badly it's not even funny.
Şakası bile kötü.
If you search these people, you risk cornering our killer- - that could end very badly.
- Bu insanları ararsan katilimizi köşeye sıkıştırmayı da riske atarsın. Bu çok kötü sonlanabilir.
Sometimes, it's just that you want something so badly, you don't think about the consequences.
Bazen sadece çok kötü bir şey yapmak istersin sonuçlarını da düşünmezsin.
Maestro, have you ever wanted something so badly that you just lose perspective of it?
Maestro, .. daha önce hiç bir şeyi perspektifini.. .. kaybedercesine istediniz mi?
You cannot. No matter how badly you want air, do not breathe in once you're under, okay?
Ne kadar çok nefes alma ihtiyacı duyarsan duy, su altındayken nefes alma, anlaştık mı?
You know, I got sunburned so badly in Afghanistan that I had to be hospitalized.
Afganistan güneşiyle o kadar kötü yandım ki hastaneye kaldırıldım.
I messed up... badly... and was told that if I did it again, I might lose my job.
Her şeyi berbat ettim. Ve kendime bunu bir daha tekrarlarsam, işimi kaybedebilirim dedim.
You want people to think that you're a selfish bastard so that when they walk away, they won't know how badly they've hurt you.
İnsanlar çekip gittiklerinde canının ne kadar yandığını bilmesinler diye senin bencil bir puşt olduğunu sanmalarını istiyorsun.
He was attacked last night, got beaten up pretty badly.
Dün gece saldırıya uğramış ve çok kötü bir şekilde dayak yemiş.
I couldn't see it burned so badly.
Yüzüm yandığından göremedim.
And when we go at that speed, we risk damaging the car and ourselves quite badly, so...
Ve bu kadar hızlı gideren kendimize ve arabaya oldukça kötü zarar verme riskimiz var.
They're badly wounded.
- Kötü yaralanmışlar.
The Queen was badly wounded. Nothing is certain.
- Kraliçe kötü yaralandı, hiçbir şey kesin değil.
Hammond, you're smoking, you're smoking badly.
Hammond, duman çıkıyor, hem de çok kötü.
This trailer is really badly behaved.
Bu römork çok yaramaz.
'However, our cars had been badly bruised by the beach assault'and there was another issue...'
Ancak araçlarımız sahil saldırısı yüzünden epey yaralıydı ve başka bir sorun daha vardı.
You seem to have wanted to shame me badly enough to turn in your own brother.
Kendi ağabeyini içeri tıkarak beni utandırmak istedin.
And I also know how badly you want to erase that person from your heart.
Ve bu kişiyi unutmak istediğini de çok iyi biliyorum.
I've been waiting for them to have a date like this so badly.
Bu anın gelmesini nasıl sabırsızlıkla bekliyordum.
Your precious mother that you want to protect so badly became my mother too.
Öylesine çok korumak istediğin kıymetli annen benim de annem oldu şimdi.
Gae Ddong. Daddy asked mother to have dinner together but she rejected me so badly.
Gae Ddong, bugün babacığın annene beraber yemek yiyelim mi diye sordu ama çok kötü reddedildi.
- Don't feel badly.
- Kötüce hissetme.
- No, I don't feel badly.
- Kötüce hissetmiyorum.
It went badly.
Kötü gitti.
I haven't been doing so very badly.
Kötü de değil ama.
Because you belittled me so badly last night that I was humiliated into quitting smoking.
Çünkü dün gece sigara olayında beni o kadar küçük düşürdün ki yerin dibine girdim.
No, no. In the last campaign, we used attack ads, and it hurt us badly.
Son kampanyada saldırı reklamları kullandık ve çok zarar gördük.
You've been doing so badly, no one's been looking too hard.
O kadar geridesiniz ki kimse geçmişinizi araştırmıyor.
If you're on a Girl Squaw campout and an ax gets imbedded in your femur or your face is badly burned in a s'mores accident, you will be protected by this bill even if your family is badly insured.
Kampa çıktığınızı ve bir baltanın kalça kemiğinize saplandığını ya da yüzünüzün berbat bir kazada yandığını düşünün. Bu durumda bu yasa sizi koruyacak. Yaralanan ailenizden olsa da...
Ever since my father died, I've never missed anyone so badly.
Babam öldüğünden beri hiç kimseyi bu kadar çok özlememiştim.
I want this over as quickly and as badly as you do, but you gotta tell me what you're seeing.
Ben de senin gibi bu işin bir an önce bitmesini istiyorum. Ancak bana neler gördüğünü söylemelisin
I'm telling you, that guy wants to be you very frickin'badly.
Bu adam senin yerinde olmak için can atıyor.
She died badly, screaming.
Fena bir şekilde öldü. Çığlıklar atarak.
I didn't mean to, but I hurt him badly. I hurt him.
Onu incittim.
And last time, I fell rather badly and hurt my head.
Son sefer kötü düşüp başımı yaraladım.
I wanted to tell you so badly.
Sana söylemeyi o kadar çok istedim ki.
Don't feel badly for her, Anna.
- Onun için üzülme Anna.
How badly?
Ne kadar çok?
Their fling ended badly after she told Rachel she was just exploring.
İlişkileri Rachel'a yeni kişiler aradığını söylemesiyle kötü şekilde son bulmuştu.
It had been empty for a year, and I needed that money so badly.
Bir yıldır boştu o zaman, paraya çok sıkışmıştım.
No, I thought it might reflect badly on the office, the guy being at the picnic, so I wanted to show them to you first.
Adamın piknikte olması, ofisi kötü etkiler diye düşündüm. O yüzden önce sana göstermek istedim.
Both men bleeding badly from one eye.
İki dövüşçünün de bir gözü fena halde kanıyor.
And Baxter and I, we want to ruin it for you very badly.
Baxter'la birlikte bunu yerle bir etmeyi çok ama çok istiyoruz.
And I lost so badly..
Ve çok kötü kaybettim.
Your friend has nipped you badly.
Arkadaşın seni iyi kandırmış.
He's badly injured.
- Kötü yaralanmış.
Francis, the mall cop, contemplated breaking up the young couple, not because they were kissing, but because they were doing it so badly.
Francis, alışveriş merkezi polisi, genç çiftleri öpüştükleri için değil bunu çok kötü icra ettikleri için ayırmayı düşündü.
One particular employer took their failure very very badly.
Bir sahipleri başarısızlıklarını çok kötü karşıladı.
One was badly wounded.
Biri kötü yaralıydı.
Why would Lane want it so badly if it wasn't authentic?
Gerçek olmasa Lane bunu neden bu kadar çok istesin?
He's pretty badly burned.
Çok kötü yanmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]