English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Baffled

Baffled translate Turkish

285 parallel translation
You need to watch yourself! I'm kind of baffled where it's gone, you know,'cause this thing was pretty big, you know.
Kaplanın nereye gittiğime dair şaşkına dönmüştüm çünkü o şey epeyce büyüktü.
Nevertheless, I was near to solving a problem... that has baffled man since the beginning of time... the secret of life, artificially created.
Yine de ezelden beri insanları hayretler içinde... bırakacak bir sorunu çözmeye çok yakındım. Hayatın sırrını yapay olarak ortaya çıkarttım.
Penrose, for the first time in my long pursuit of crime, I confess that I find myself baffled.
Penrose, suç peşinde koştuğum uzun süre boyunca ilk defa, kendimi şaşırmış bulduğumu itiraf ediyorum.
Yes Watson and I must admit that I'm completely baffled.
Evet Watson ve kabul etmek zorundayım ki tamamen boşa uğraştım.
Police are still baffled at murder!
Polis cinayet karşısında hala şaşkın!
Then when he met Ron who didn't have either one and didn't seem to need them... he was completely baffled.
Ama sonra Ron'la tanıştı. Bunlara sahip değildi ve ihtiyacı da yok gibiydi. Büyük şaşkınlığa uğradı.
No, it's just that I'm plumb baffled by you.
Sadece beni çok şaşırtıyorsun.
Well, this is a true story... about a sweet, rather baffled young housewife... who, in 1951, in her hometown in Georgia... suddenly frightened her husband by behaving very unlike herself.
Evet, bu gerçek bir öyküdür tatlı, kafası çok karışık bir ev kadını hakkında 1951'de Georgia'daki evinde birdenbire her zamankinden farklı davranarak kocasını korkutan kadın hakkında.
Dazed and baffled, I left, still holding this.
Sersem ve şaşkın bir biçimde ayrıldım, elimde bunu tutarak.
"Police Baffled In Theatre Mystery". Not that, this.
- "Tiyatro Esrarı Polisi Şaşırttı".
I'm sorry Doctor but you rattle off explanations that would have baffled Einstein and you expect Barbara and I to know what you're talking about.
Özür dilerim Doktor ama bir çırpıda yaptığın bu açıklamalar Einstein'ı şaşkına çevirirdi ve sen, ben ve Barbara'dan ne dediğini anlamamızı bekliyorsun.
If I had a nickel for every time he baffled us!
Keşke her şaşırtması için beş sent verselerdi!
- The fools are completely baffled.
- Salaklar tamamen şaşkın durumda.
The killer's dead, and the police are baffled.
Katil öldü. Polisin elinde hiç bir ipucu yok.
Sweet, blue-eyed Moore had everyone baffled.
Tatlı, mavi bakışlı Moore herkesi şaşırtmıştı.
This mystery's got me baffled.
Bu gizem beni şaşırttı.
He's baffled for the moment.
- Patlayıcı hazır mı? - Evet.
It's baffled historians for years.
Tarihçiler şaşkınlık içinde.
The minds of Scotland Yard were baffled as the murders continued, each more fiendish than the last.
Her biri bir öncekinden acımasız cinayetler sürdükçe Scotland Yard'ın parlak zekaları afallıyordu.
Frankly, sir, we in the Police Force are just plain baffled. "
Dürüstçe söylemek gerekirse, emniyet olarak şaşkına uğramış durumdayız. "
"The Police may be baffled, Inspector," he boomed,
"Polis şaşırmış olabilir," diye gürledi...
" Wiltshire paralyzed, Police baffled.
Büyük botlunun sıradaki vurgunu neresi olacak?
- They baffled me.
- Hiçbir şey anlayamadım.
Police today were baffled by an unusual incident that took place in Central Park.
Polis, bugün Central Park'da yaşanan görülmemiş bir olayla şakına döndü.
Utterly baffled and beaten what was the lonely and broken-hearted man to do?
Son derece şaşkın ve yenik durumdaki... bu yalnız ve kalbi kırık adam ne yapsaydı?
A bizarre murder-suicide has Montreal police baffled today as they attempt to untangle events leading to the discovery of two bodies in the Starliner Island apartment complex, early this afternoon.
Starliner Adası yerleşim kompleksinde bulunan iki cesetle ilgili soruşturmayı çözümlemeye çalışan Montreal polisi bu sabah gerçekleşen tuhaf cinayetle iyice şaşırmış durumda.
Well, uh, to tell you the truth, I'm baffled.
Eee, doğruyu söylemek gerekirse kafam karıştı.
As patiently as you can I am baffled.
- Mümkün olduğunca sabırlı bir şekilde.
Michael Faraday had solved the mystery that baffled Isaac Newton.
Michael Faraday, Isaac Newton'u afallatan gizemi çözmüştü :
Detectives at the scene, however, were baffled by the brutality ofthe killings.
Polisler cinayetlerin hunharlığı karşısında şaşakaldılar.
Leaving British authorities still baffled... and without any substantial clues nine months after the theft.
Soygundan dolayı İngiliz yetkililerin kafası hala karışık ve 9 aydır hiçbir bulguya rastlanmadı.
Meteorologists are baffled by the tornado and rainstorms that struck Colombia this afternoon threatening to destroy its entire coffee crop for the next five years.
Bugün Kolombiya'yı vuran ve meteorologları şaşırtan kasırga ve fırtına yüzünden önümüzdeki 5 yılın kahve mahsulü yok olma tehdidi altında.
But you baffled him with your wakefulness.
Ama siz uyanık olduğunuz için onu engellediniz.
Talk about a mystery. I'm baffled.
Son 24 saattir ölüm haberimi dinliyor ve izliyorum.
What does "baffled" mean?
Şaşkın, ne demek?
... and at his press conference today, President Kennedy fielded questions concerning last Thursday's total eclipse of the sun an astrological phenomenon which has baffled the nation.
... ve bugün ki basın toplantısında, Başkan Kenedy geçen perşembe tüm ülkeyi şaşırtan astrolojik bir olay olan güneş tutulmasıyla ilgili soruları yanıtladı...
I'm totally baffled.
Şaşırdım kaldım.
She was full of baffled fury.
Öfkeyle yanıp tutuşuyordu.
Currently, investigators are baffled saying only that their search will be intensified.
Şu an, müfettişler şaşkın durumda sadece araştırmalarının derinleştirileceğini ifade ediyorlar.
My engineers have examined it, but are completely baffled by its technology.
Mühendislerim onu inceledi, ama teknolojisi karşısında şaşkınlığa uğradılar.
Police are further baffled because there were no signs of forced entry.
Eve zorla girilmemişti.
It baffled even Poirot for good ten seconds.
Poirot'u bile birkaç saniye kandırmayı başardı.
In other news tonight, a series of robberies in the east end has local officials baffled...
Bu akşamın diğer haberleri şöyle. Doğudaki seri soygun olayları...
It baffled medical science.
Tıp dünyası şaşıp kalmıştı.
Police are baffled as the crimes are so widespread.
Polis suçların artmasından dolayı çok şaşkın.
You are a little baffled by what you see?
Gördükleriniz kafanızı biraz karıştırdı mı?
Police are baffled.
Polisler şaşırdı.
You're, you're getting really baffled here.
İşte burada gerçekten şaşırtılıyorsunuz.
I'm baffled.
Şaşkına döndüm.
Police are baffled.
Polisin şaşkın aklı karışık.
We didn't be baffled forever
Hiçbir şey bizi ayıramaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]