Bagel translate Turkish
803 parallel translation
Here's a bagel roll for you.
İşte sana bir çörek.
Here, try this bagel.
Biraz çörek al.
A bagel.
Çörek.
- I cannot raise a bagel.
- Ben simit üretemem.
Now, all of a sudden, in walks a bagel.
Birden Yahudi çöreği geldi.
I'm a bagel on a plate full of onion rolls!
Soğanlı çörekler tabağında Yahudi çöreğiyim!
By selling paper or bagel or soda.
Anam, güzel anam.
This was a girl I found waiting on tables at the Hip Bagel.
Hip Bagel'de masalara bakarken bulduğum bir kızdı.
Oh I'm not talking about that bright little bagel snapper from the District Attorney's office.
O bölge savcılığındaki parlak şişman çocuktan bahsetmiyorum.
Always wanted his own bagel shop.
Benim ihtiyar için. Hep kendi somun dükkanı olsun isterdi.
I'm about as flamboyant as a bagel.
Ben bir simit kadar ışıltılıyım.
Wait, Bagel.
Bagel bekle.
- What, Bagel?
- Ne Bagel?
Listen, Bagel, you should get in.
Dinle Bagel, sende girmelisin.
Bagel heard about my basketball bet.
Bagel basketbol bahsimi duymuş.
This donkey in here, Bagel, he paid your whole tab.
Şurdaki eşek Bagel, tüm hesabını kapattı.
Bagel paid the money that I owe you?
Sana olan borcumu Bagel mi ödedi?
Thanks a lot, Bagel.
Çok teşekkürler Bage.
Okay, but I've got to tell you something, Bagel.
Tamam, ama sana birşey söylemeliyim Bagel.
If you don't have good dreams, Bagel, you got nightmares.
Eğer güzel düşlerin yoksa, Bagel, kabusların vardır.
- What's in the middle of a bagel?
- Simidin içinde ne vardır?
- Oh, Hip Bagel. Yeah, they're open by 9.00.
- Hip Bagel. 9'da açıyorlar.
Fresh as a hot bagel from Mama's oven.
Anacığının fırınındaki tavuk bageti kadar taze.
Probably a cream cheese on a bagel with marinara sauce.
Ekmek üzerine marinara ve peynir sosu.
Rizzo, is bagel with schmeer and hominy grit ready.
Rizzo, kruvasanla kaçar peyniri.
- The man is a bagel burglar.
- Adam tam eli çabuklardan.
- I said, I wanna see a plaster-of-Paris bagel and cream cheese paperweight. Now, cough it up.
- Krem peynirli çörek şeklindeki alçı kâğıt ağırlığını görmek istiyorum dedim.
This is a plaster-of-Paris bagel and cream cheese paperweight.
Bu alçıdan bir krem peynirli çörek şeklinde kâğıt ağırlığı.
you are a bagel.
- Sen bir şekerli ekmeksin.
you're not a bagel. you're not a bagel!
- Sen şekerli bir ekmek değilsin... sen şekerli bir ekmek değilsin!
it means hypnotizing the cat into thinking he's a bagel.
- Kediyi hipnotize edip onu şekerli bir ekmek yerine koymak demek!
I'll make you a bagel, lox, and cr eam cheese, and you can take it up to your room.
Odana götürmen için sana yiyecek bir şeyler hazırlayayım.
You can't even get a decent bagel in Washington DC.
Washington'da adam gibi simit bile bulamazsın.
Look, they got Bagel.
Bak, Bagel'i yakaladılar.
The Nazis busted Bagel.
Naziler Bagel'i yakaladılar.
Bosco.
— Bagel mı?
- Bagel?
— Bagel.
- Bagel. You mean I gave you my last $ 200 and I got no place to stay?
Yani son 200 dolarımı sana harcadım ve kalacak yerim yok mu şimdi?
Bagel!
Bagel! Bagel?
Bagel II, huh?
Bagel II, ha?
I think there's half a raisin bagel.
Yarım üzümlü simit kaldı herhalde.
- He's in bagels.
- Bagel'de oturuyor.
I got good price for you, Mayor Koch "How I'm Doing?" chocolate-egg-cream drinking, bagel and lox, B'nai B'rith, Jew asshole.
Size iyi fiyat vereceğim Başkan Koch, "Nasılım ama" diyen çikolatalı gazoz içen simitle füme somon yiyen, Yahudi g... tü!
-... grapefruit... bagel with cream cheese and some corn flakes.
-... greyfurt... Krem peynirli simit ve mısır gevreği.
And as far as that bagel breath Blanchard goes I ran that low rent fool right into a pole!
Aslına bakarsan o Yahudi Blanchard'da bile orada rastgeldim ve O'na direk dansı bile yaptırdık.
I never saw anybody treat a bagel this way.
Hayatım boyunce "küçük tatlı ekmek" leri bu şekilde yapan birini görmemiştim.
Shell out some bagel money.
Biraz dükkan parası uçlan.
Get me a bagel and cream cheese.
Bana bir çörekle krem peynir ver.
Bagel? Where's my dog?
Köpeğim nerede?
- Bagel!
— Bagel!
In fact, I think we got'em trailed to a bagel shop around the corner.
Hatta köşedeki fırında yakaladık onları.