Balki translate Turkish

Maybe he'd been better off if he got the chair.

Elektrikli sandalyeye otursa, balki daha iyi durumda olurdu.

Maybe I can even get a job in a sideshow.

Balki sahneye bile çıkabilirim.

Maybe just went uptown for a couple of minutes.

Balki birkaç dakikalığına kente indi.

Maybe it will be $ 200 even, or $ 300.

Balki 200, belki de hatta 300 dolar.

Maybe I ought to take up smoking again.

Balki tekrar sigaraya başlamalıyım.

- No, Balki, no.

- Hayır, Balki, hayır.

Balki, it's only a driver's license.

Balki, bu sadece bir ehliyet.

Twinkacetti, Balki could get a driver's license.

Twinkacetti, Balki de ehliyet alabilir.

- You're teasing Balki.

Balki'le dalga geçiyorsun.

Uh, Balki, I don't think that's a good idea.

Balki, bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.

Well, Balki, a man's car is not just a piece of machinery.

Balki, bir adamın arabası yalnızca bir parça makina değildir.

okay, Balki, if you're not gonna take this seriously, there's no point in teaching you.

Tamam, Balki, eğer bunu ciddiye almayacaksan sana öğretmemin bir anlamı yok.

SUSAN : Balki, what happened?

Balki, ne oldu?

Balki....

Balki...

Balki.

Balki.

Balki, I'm sorry.

Balki, üzgünüm.

Balki Bartokomous.

Balki Bartokomous.

one wrong, Balki, that's great.

Bir yanlış, Balki, bu müthiş.

No, Balki.

Hayır, Balki.

Balki, let it go.

Balki, boşver.

Balki, you've gotta be nice to these people.

Balki, bu insanlara karşı kibar olmalısın.

is Balki here?

Balki burada mı?

Balki, you're alive.

Balki, hayattasın.

- Balki, you did it. I'm proud of you.

Balki, başardın. Seninle gurur duyuyorum.

- Balki.

- Balki.

Well, Balki, you're right.

Haklısın Balki.

Balki, why do I get the feeling there's more going on here than I'm aware of?

Balki, neden içimde, burada pek de hazzetmeyeceğim şeyler olduğuna dair bir his var?

And Balki and I will take care of little Frankie.

O ara Balki ile ben küçük Frankie'ye bakarız.

- I left complete instructions with Balki.

- Balki'ye gerekli talimatları verdim.

Balki, this is a decisión we both should have made.

Balki, bu birlikte vermemiz gereken önemli bir karar.

Balki's the one who made a promise to your mother and he's the one who's going to have to keep it.

Annene söz veren Balki'ydi. Bununla uğraşacak olan da o.

Balki, those are disposable diapers.

Balki, onlar hazır bez.

Balki, after the baby goes boom-boom, you're supposed to throw them away.

Balki bebek altını doldurunca, onları atarsın.

Now, Balki, when you burp little Frankie later you'll want to put a towel on your shoulder so he doesn't dittle on your shirt.

Şimdi, Balki, küçük Frankie'nin gazını almak istediğinde, omzuna bir havlu koymalısın zira, gömleğine kusabilir.

All right, now, Balki, listen very carefully.

Pekala, Balki. Şimdi beni dikkatle dinle.

- Balki, please.

- Balki, lütfen.

Balki, do you want my help or not?

Balki, yardım etmemi istiyor musun yoksa istemiyor musun?

- Balki, just...

- Balki, sadece...

- Balki, Balki, watch and learn.

- Balki, Balki, izle ve öğren.

Balki, wake up.

Balki, uyan.

Balki, we've overlooked the simplest solution of all.

Balki, en basit çözümü görmezden geliyoruz..

Is Uncle Balki right?

Balki amca doğru bildi, değil mi?

What Balki is trying to say is that we were having so much fun with Frankie that we hate to see him go.

Balki'nin söylemeye çalıştığı şu ki, Frankie ile o kadar eğlenceli zaman geçirdik ki, gitmesini hiç istemiyoruz.

Balki, don't do that.

Balki, yapma şunu.

- Balki, watch and learn.

- Balki, seyret ve öğren.

Balki, watch and learn.

- Balki, seyret ve öğren.

No, no, Balki.

Hayır, hayır, Balki.

Balki, Balki, no, no, no.

Balki, Balki, hayır, hayır, hayır.

Balki, no, no. Thank you.

Balki, hayır, hayır sağol.

This is Balki Bartokomous.

Bu Balki Bartokomous.

Balki would like to open a checking account.

Balki bir mevduat hesabı açtırmak istiyor.