Ball and chain translate Turkish
176 parallel translation
If my ball and chain ever talked to me...
Biliyor musun, kendisi bana adeta bir pranga gibi...
You're a dead weight, a ball and chain.
Bir yüksün! Evet, bir yüksün. Ayağımda sürüklediğim bir gülle!
A columnist without his ball and chain, you make like a delicatessen counter...
Büyük bir köşe yazarı buraya gelip, sana asılmaya başlıyor ve ona gidiyorsunuz.
Yes, they were given back their freedom, but their old convict's passport that had to be stamped everywhere was bound to their steps like ball and chain.
Evet, hürriyetleri veriliyordu... Ama eski mahkûm karneleri her gittikleri yerde damgalanacaktı. Ayaklarına zincirli pranga gibi bağlanmıştı.
I won't just be a ball and chain.
Evde oturup sana ayak bağı olmayacağım.
I'd be a real ball and chain.
Prangalanmış gibiyim.
I've toyed with the idea of a ball and chain... but he'd just rattle them at me... and in public, too.
Bazen oyun gibi geliyor ama o beni sinir ediyor hep, bazen de herkesin içinde.
So I shuck off the old ball and chain, and you get thee to a nunnery.
Harika. Ben zincirlerimi kırayım, sen de git manastıra kapan - İyi zamanlama.
This ball and chain kind of makes it hard to converse.
Bu zincir, sohbet etmemizi zorlaştırıyor.
Let me see the money if you don't want to drag ball and chain in jail for murder!
Şimdi parayı görelim eğer ispiyonlanıp cinayetten zincire vurulmak istemiyorsanız!
She's my ball and chain, or she tries to be.
O benim ayak bağım ya da öyle olmaya çalışıyor.
My wife. My little ball and chain.
Benim küçük topum ve zincirim.
- You should have such a ball and chain.
- Böyle bir topun ve zincirin olmalı.
We're just gonna have to send out the old ball and chain to buy some more.
Sanırım yine birini gönderip yenilerini aldırmalıyız.
It's been an ice age I've missed you you old ball and chain.
Buz devri kadar oldu. Seni özledim Seni eski top ve zincir.
It was when you started introducing me as the old ball and chain.
Beni eski bir dost diye tanıştırmaya başladın.
You are a ball and chain.
Ayağımda prangasınız resmen.
You've got four kilos to unload, you don't want the ball and chain getting in the way, do ya?
Dört kilo mal taşıyacaksın, ayağına pranga mı dolaşsın?
You've been nothing but a ball and chain... of heartache and hurt. Hanging around my neck... for too many god forsaken years.
Gönül yarama vurulan ve acı veren bir prangadan başka bir şey değildin çok uzun, acınası yıllar boyunca yakamdan düşmedin.
The old ball and chain?
- Demir gülleyi ve zinciri.
The old ball and chain really hates it when we're late.
Geç kalacak olursak, bizimki gerçekten çok sinirlenir.
It would be like a ball and chain.
Ayağımda pranga varmış gibi gelir.
Meet my wife, the old ball and chain.
Karımla tanışın, kendisi zincirinden boşandı.
He has a ball and chain literally.
O hapishanede.
Most men come to want the ball and chain.
Çoğu erkek gülle ve zinciri bilerek ister.
You wanna strap on the old ball and chain?
Demir gülle ve zinciri takacak mısın?
- Ball and chain for you. Check.
- Senin için pranga ve zincir, tamam.
You're like a ball and chain.
Zincirli top gibisin.
A ball and chain!
Zincirli top!
You were looking at me like I was a cartoon ball and chain.
Bana çizgi filmlerdeki zincir ve gülleymişim gibi bakıyordun.
You up for a game of cards or you need to ask the old ball and chain?
Bir oyuna var mısın yoksa prangana mı sorman gerekiyor?
I'd be happy to just find the old ball and chain right now.
Sadece prangamın şu anda nerede olduğunu bulsam memnun olurum.
And he's right. Pin it on the old ball and chain.
Haklı, onu sözünü dinlemelisin, dostum.
Ball and chain.
- Zincir. - Eğlenceli, değil mi?
Hey, Doug, if no one else is showing up, can I take the ball and chain off?
Başka kimse gelmeyecekse zinciri çıkarabilir miyim?
Oh, yeah, yeah. Before you got here... I got the thumbs-up from the old ball and chain.
Sen gelmeden önce kız arkadaşımdan izin aldım.
Uh. this is Karen. the old ball and chain.
Bu Karen, prangalı aşkım.
Well, with the old ball and chain gone, maybe I can finally have a little fun at the office.
Beni engelleyen kişi gittiğine göre, artık birazcık eğlenebilirim.
- Ball and chain.
- Ayak kösteği.
I'm sick of being your ball and chain.
Bana çanta muamelesi yapmandan bıktım artık.
You're not my ball and chain.
Hayır, yapmıyorum.
- Try "my little ball and chain."
- "benim küçük ayak bağım" nasıl
The wife. The old ball and chain.
Kaşık düşmanı.
- The young, hot ball and chain.
- Hayatım yani.
Your emitter isn't a ball and chain.
Yayımlayıcın bir gülle veya zincir değil.
Derek, I, too, have strong feelings of love for you... but I have to give back this promise ball and chain.
Derek, ben de sana güçlü bir aşk besliyorum... ama bu vaat topu ve zincirini geri vermek zorundayım.
Countries around us have nuclear devices, and one explosion here could set off a chain reaction of nuclear explosions... and turn this planet into a ball of fire.
Etrafımızdaki ülkeler nükleer aygıtlara sahipler, ve bir patlama nükleer patlamalar zinciri oluşturabilir... ve bu gezegeni ateş topuna dönüştürebilir.
Some men don't like to work with the ball-and-chain.
Bazı erkekler prangaları ile çalışmak istemezler. Seçim senin. - Bence bu harika!
Getting yourself a ball and chain.
Kendine ayak kösteği almışsın.
A gung fu punch is like an iron chain with an iron ball attached to the end and it goes "whang," and it hurts inside.
Kung fu vuruşu ise ucuna demir top bağlanmış demir zincir gibidir "dong" eder ve içten acıtır.
I could use a night away from the old ball and chain.
Maria'yı çağırmayalım. Onun zincirlerinden uzak bir geceye ihtiyacım var.