Bamboo translate Turkish
714 parallel translation
Before he left, he told me he'd cleaned out all the bamboo in 347.
Gitmeden önce 347'deki bambuları ayıkladığını söylemişti.
Graceful as bamboo shoot, beautiful as blossom of water lily.
Zarif bir bambu filizi, sudaki nilüfer gibidir.
Yes, made of bamboo
Evet, bambudan...
- Tarzan get bamboo right now.
- Tarzan, şimdi düzgün bambular getirecek.
We're going to get bamboo to fix the shower now.
Şimdi duşu onarmak için bambu getirmeye gidiyoruz.
We brought enough bamboo to build a whole new shower.
Tamamen yeni bir duş yapmak için yeterince bambu getirdik.
It was a nice little joint with bamboo furniture and Mexican gimcracks.
Bambudan yapılma mobilyalar ve cafcaflı Meksika süs eşyalarıyla dekore edilmiş ufak ve hoş bir yerdi.
Go and get me some bamboo.
Git de bana biraz bambu topla.
Made it with me own hands out of bamboo and goatskins, mostly.
Bunu kendi ellerimle yaptım, bambu ve keçi derisi kullanarak.
There's plenty of bamboo here, and we've got a parachute harness... we'll fix up something.
Bir sürü bambu var ve paraşüt takımı var... birşeyler yaparız.
Play the bamboo flute.
Bamboo flütünü çalsana.
Let's make bamboo spears
Bambudan mızraklar yapalım.
If I remember well, it was a tall thin man, dark hair... with a bamboo cigarette holder.
Yanlış hatırlamıyorsam, uzun, zayıf, siyah saçlı bambu sigara kutusu olan biriydi.
All of my life I have dreamed of visiting a teahouse where paper lanterns cast a light in the lotus pond and the bamboo bells hanging in the pines tinkle as the breezes brush them.
Hayatım boyunca, kağıt fenerlerden süzülen ışığın vurduğu lotus havuzları ve rüzgarda çınlayan bambu zilleri ile bir çay evini görme hayalini kurdum.
Anyway, a tiger means bamboo, bamboo means a sparrow, a peony...
Her neyse, kaplan bambu demektir bambu serçe demektir, şakayık...
I seen some bamboo over there.
Orada bambu gördüm.
They're swarming all over the island, ma'am... burnin'down the tall grass and the bamboo groves.
Bütün adayı tarıyorlar, hanımefendi, otları ve bambuları yakıyorlar.
With all that bamboo around... we could make a raft.
Etraftaki tüm bu bambularla... bir sal yapabiliriz.
Shall I go and cut some more bamboo?
Gidip biraz daha bambu keseyim mi?
Thanks for the bamboo shoots.
Bambu filizleri için de sağ olun.
The shoots were already bamboo by then.
O zamana kadar filizler büyüyüp çoktan bambu olmuştu.
I wouldn't want bamboo.
Bambu istemezdim.
- Yes, I'm just a mediocre bamboo shoot.
- Hayır, ben sıradan bir bambucuyum.
Bamboo groves, mango orchards
Bamboo koruları, mango bahçeleri
Get your bamboo pole here.
Oltalarınızı buraya getirin.
It runs down the bamboo, and feeds the sink and the cooler. I...
Soğutucuyu ve lavaboyu besliyor.
IN A BAMBOO AND CANVAS TENT. CASE HISTORY OF A LOVER BOY
Alacakaranlık Kuşağı'na hiç girmemiş olması gereken genç bir aşığın durum geçmişi.
Therefore, when we've set a patch over the damaged section of the hull we can pipe air into it through the pipeline, which we construct from bamboo.
Bu yüzden, gövdenin hasar gören kısmını yamayacak olursak... bambudan yapacağımız... bir boru hattıyla içine hava üfleyebiliriz.
Nevertheless, under his direction we cut bamboo for the pipeline.
Yine de onun direktifleriyle boru hattı için bambu kestik.
Lady Mary and Elena arduously applied the sealing substance joining the lengths of bamboo which had to be stretched from the Nautilus'engine room through tortuous rocky areas to the water's edge and beyond.
Leydi Mary ve Elena bambuların uçlarını birleştirip... birbirine yapıştırdı. Boru hattı Nautilus'un makine dairesinden çıkıyor... eğri büğrü kayalıklardan geçip su kenarına ulaşıyordu.
We attach it to the bamboo pipeline.
Onu bambu boruya tuttururuz.
He sells off his soul as a samurai, replacing his blades with bamboo, and then shows up saying he wants to perform harakiri?
Samuray ruhunu satıyor, kılıçlarını bambu ile değiştiriyor ve sonra da kapımıza dayanıp harakiri yapmak istediğini mi söylüyor?
Then again, who in his right mind attempts harakiri with just a bamboo sword?
Bunun dışında bir insan hangi akla hizmet bambu kılıcıyla harakiri yapmaya kalkar?
Unlike this Chijiiwa fellow... the sword in my belt is not made of bamboo.
Chijiiwa'nın aksine belimdeki bu kılıç bambudan yapılma değil.
Yazaki was the one who discovered his blades were bamboo and insisted he be forced to use them,
Yazaki de kılıçlarının bambudan olduğunu keşfeden ve onları kullanmasında ısrar eden kişiydi.
That's why I urged that he at least be spared the bamboo blade.
Bu yüzden, en azından bambu kılıcı kullanmaması konusunda ısrarcı olmuştum.
You will note that both blades are of bamboo.
Fark edeceğiniz gibi iki kılıç da bambudan yapılma.
Bamboo?
Bambu mu?
As you can see, both are made of bamboo.
Gördüğünüz gibi ikisi de bambudan.
Motome killed himself with that bamboo blade?
Motome kendisini bu bambu kılıcıyla mı öldürdü?
The entire household witnessed the spectacle of harakiri performed with a bamboo blade.
Tüm hane halkı bambu kılıcıyla yapılan bu harakiriye şahitlik etti.
They'll call him "the bamboo ronin."
Ona "bambu ronin" diyecekler.
These are sasa, bamboo leaves.
Bunlar sasa, bambu yaprakları.
With vegetables and bamboo shoots... you don't really need fish soup.
Sebzelerle bambu filizlerini haşlarsam balık çorbasına gerek yok.
The young leaves of the bamboo smell so strong.
Taze bambu yaprakları çok güçlü kokuyor.
Now, if you could put some splinters of bamboo under my fingernails...
Şimdi de tırnaklarımın altına bambu kıymığı koyup...
Nothing for common soldiers, so they use spears of wood or bamboo.
Sıradan askerlerin ellerinde hiçbir şeyleri yok, o yüzden odun ve bambudan kargılar kullanıyorlar.
- You didn't forget the bamboo poles?
- Bambu sırıkları unutmadınız ya?
The money... is in the bamboo holder.
Para... bambu kutuda.
Thirteen orphans, lacking 1 Bamboo.
On üç yetim, bir bambu eksik.
I thought it this morning as I was walking with you through the bamboo thicket. Yes.
Evet.