English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Banking

Banking translate Turkish

956 parallel translation
I tell you, gentlemen, not in my 50 years of banking has this institution been implicated in such a scandal.
Beyler, 50 yıllık bankacılık hayatımda bu enstitünün adı hiçbir zaman böyle bir skandala karışmamıştı.
A playboy who hasn't had a day's banking experience in his life.
Hayatında hiçbir bankacılık tecrübesi olmayan bir playboy'u.
- I'd have liked you in the banking business.
Sizi bankacılığa alırdık.
True, a check without funds... is a banking action punished by the penal code.
Doğru, paran olmadan çek yazmak ceza kanunlarınca yasaklanmış bir bankacılık hareketidir.
Chase has such a sweet banking sound.
Chase bankayı hatırlatıyor.
He is one of the most important men in British banking circles.
Eniştem İngiliz bankacılığının en önemli kişilerinden biridir.
Then we left school and now he's selling automobiles and I'm in some strange thing called banking.
Sonra okulu bitirdik... şimdi o araba satıyor... ben de bankacılık denen şu garip işi yapıyorum.
You know as much as you do about banking... and I'd give you half the business.
Bankacılık kadar anlarsın. Yarı yarıya da ortak oluruz hem.
I did not mean that I have the money in my pocket but I am ready to get it for you on a few minutes'notice anytime during banking hours.
Para cebimde duruyor demedim... onu ödemeye hazirim dedim. Bankalar açik oldugu zaman... birkaç dakika yeter bunun için.
Banking! What is banking but usury?
Bankacılık, tefecilik değildir de nedir?
What does he know about banking?
O bankacılıktan ne anlar ki?
He realized that everything which had worried him or delighted him during this lifetime all his buying and building and trading and banking that it was all trifling and waste beside what concerned him now.
Ve ömrü boyunca onu neşelendiren yada endişelendiren her şeyin, bütün mallarının, inşa ettiklerinin ticari ve bankacılık işlerinin, kızının kaybının yanında önemsiz olduğunu anladı.
We need a man who understands the soldiers'problems, and who's well grounded in the fundamental principles of sound banking.
Askerlerin sorunlarından anlayan ve sağlam bankacılığın kurallarını iyi bilen birine ihtiyacımız var.
Rankin will recognize this and that's what I'm banking on.
Rankin, bunu farkedecek ben de yakalayacağım.
All the time you were in the army, we've been banking money for you.
Askerde olduğun süre boyunca senin adına da para biriktirdik.
Men will come here, banking on water.
Buraya su almaya gelen insanları.
Background : banking business for 46 years... "
İş hayatı : 46 yıldır bankacılık yapmış...
You know what is banking hours?
Banka çalışma saatlerini biliyor musunuz?
Pa, have you read the new Banking Act?
Baba, yeni Bankacılık Kanununu okudun mu?
What does all this talk about babies got to do with the Banking Act?
Bu bebek hikayesinin Bankacılık Kanunuyla ne ilgisi var?
And, further, it had not failed to occur to me that there was, at the moment, a vacancy in the banking house.
Dahası, o sırada bankada bir kişilik yer açıldığı gerçeğini de bana hatırlatmıştı.
He has a private banking house in the city.
Şehirde özel bir bankaya sahip.
The deceased was a client of the banking house of which you are chairman and managing director.
Maktül, sizin başkanlığını ve yöneticiliğini yaptığınız... -... bankanın müşterisiydi değil mi
I've gone in for a little cattle brokerage and some friendly banking.
Dost bir banka için biraz sığır komisyonculuğu yapıyorum.
Was goin'big guns in the banking'business till he met that woman.
Bankacılık konusunda o kadınla tanışana kadar önemli birisiymiş.
Their banking firm has offered to lend us the extra money to meet Mr. White's offer.
Bankaları Bay White'ın teklifine ulaşmamız için yeterli parayı teklif etti.
o The wise woman patterns her life on the theory and practice of modern banking.
Akıllı kadınlar, hayatlarını, modern bankacılık teorisi ve uygulaması üzerine kurar.
I've got a little banking and some personal business to attend to. Come on.
Halletmem gereken birkaç işim var.
My years of banking experience are for nothing, huh?
Yılların birikimi tecrübelerimin bir değeri yok mu?
Keepin'banking hours?
Mesai saatini mi kolluyorsun?
They say the overdraft already exceeds the limits of banking payment.
Diyorlar ki, bankamızca belirlenen kredi kullanım limitinizi aşmış bulunmaktasınız.
I'm still banking on Fella's dream.
Ben hala Fella'nın rüyasını destekliyorum.
What I'm banking on is, that now all he wants to do is to kill Germans.
Şu anda tek istediğinin Almanları öldürmek olmasına güveniyorum.
But I'm banking on this job being our insurance.
Ama ben buna güveniyorum. Bu, sigortamız.
But the truth of the matter is that I'm just interested, you know, in Principles of Modern Banking and The History of Piracy,
Ancak aslına bakarsanız, sadece ilgimi çekiyor, bilirsiniz işte... Modern Bankacılık prensipleri ve korsanlık tarihi,
Bob is our banking cousin. A very handy fellow.
Bob bizim bankacı kuzenimiz ve becerikli dostumuzdur.
To learn banking, bookkeeping, a little accounting.
Bankacılık, muhasebe, biraz hesap-kitap işleri.
That's what we're banking on.
Biz de ona güveniyoruz zaten.
There's a vacancy in Banking Section which might suit you.
Banking'de sana uyabilecek boş bir kadro var.
Banking section.
Bankacılık bölümü.
So you came back from Berlin, and they put you in Banking.
Yani Berlin'den döndün ve seni bankacılığa soktular.
Did you make regular payments from Banking Section?
Banka Bölümü'nden düzenli ödemeler yaptın mı?
It is beyond all doubt that he was paid through the medium... of the banking operation called Rolling Stone... whose procedure you will see fully described in Annex "A" to the report.
Rollign Stone adındaki bankacılık operasyonunda paralı olarak çalıştığına şüphe yok. Bunlar elinizdeki raporlarda var.
A maximum of about 180 miles an hour can be expected from these 3-liter cars on this high banking, where they get a pounding from the rough surface and the strain imposed by centrifugal force before they swoop down onto the road circuit again where cornering power and handling are at the premium.
Pistte viraj etkisi ve araç kontrolün çok önemli olduğu yol bölümüne gelmeden önce pistteki pürüzler nedeniyle otomobillerin yola vurduğu ve merkezkaç kuvveti nedeniyle zorlandıkları bu yüksek hızlı bu pistte bu gördüğünüz üç litrelik araçlar saatte maksimum 289 km / s hıza ulaşıyorlar.
There were objections from drivers who thought the light one-and-a-half liter Formula 1 cars of that time were not suitable for the strain imposed by the banking.
Pilotlar o zamanın 1.5 litrelik Formula 1 araçlarının pistteki oval bölüm için uygun olmadığını düşünüyorlardı.
Leaders are onto the banking for the first time with Barlini's Ferrari in front of Stoddard's BRM and Aron's Yamura.
Liderler şu anda oval bölümde Ferrari ile Barlini önde, arkasında BRM ile Stoddard ve Yamura ile Aron var.
And tell me, Scott are there any particular problems in driving on the Monza banking?
Monza'daki oval bölümde sürüş yapmanın zorlukları nelerdir Scott?
The banking?
Oval bölüm mü?
The trouble is, the high centrifugal forces push the car into the banking and use up all the suspension movement.
Yüksek merkezkaç kuvveti süspansiyonun tüm hareketini bitiriyor.
As they sweep around the banking Sarti's gonna catch up with the three cars fighting for fourth place.
Oval bölüme girerlerken Sarti dördüncülük için yarışan üç araca yetişti.
Banking!
Bankacılıkmış!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]