Banshee translate Turkish
417 parallel translation
And the night you got drunk on champagne and climbed out on the roof and stood there naked with your arms out to the moon wailing like a banshee.
Şampanyayla sarhoş olduğun o geceye ne demeli? Çıplak çıplak dama tırmanıp kollarını aya doğru açıp ağıt yakar gibi feryat etmiştin.
Your banshee is dead.
Öcün öldü.
How about that banshee that chased us down the mountainside?
Dağ yamacında peşimize düşen o ölüm perisine ne demeli?
One minute you're a howling banshee, the next, you're cold potatoes.
Bir an haykıran bir ölüm perisisin, bir an sonra ise soğuk bir patates.
You may continue, sir, if you can conduct yourself as a gentleman... and not as a howling banshee!
Devam edebilirsiniz bayım eğer kendinizi bir beyfendi olarak addediyorsanız ve bir ölüm perisi gibi ulumayacaksanız devam edebilirsiniz!
Well, we got us 1 old man... and a banshee woman boss.
Evet, ekibimiz ihtiyar bir adamla eli sopalı bir kadından oluşuyor.
I have to make a long-distance call and sometimes with these overseas connections I have to scream like a banshee.
Uzun mesafe arayacağım hatlar yüzünden çok bağırmam gerekiyor.
I'm going to go open myself to happiness like a banshee.
Ölüm perisi gibi kendimi mutluluğa açacağım. Sam, bu gece izin verebilir misin?
Where the banshees live and they do live well
Banshee'lerin yaşadığı yer ve onlar iyi yaşar.
Oh, and you look out for spriggen and banshee, my girl.
Spriggen ve Banshee'ye dikkat et, kızım!
You, Katie, for instance. You high on a wire would be magnificent as a flying banshee.
Katie, mesela yüksekteki iple uçan bir ölüm perisi mükemmel olurdu.
Here, within the confines of Castle Plunkett itself... we come to the infamous Wailing Willow... from which the Brogan Banshee... is reported to wail and howl from time to time.
Plunkett Şatosu'nun kendi sınırları içindeki adı çıkmış olan Ağlayan Söğüt'te ise Brogan Ölüm Perisi'nin zaman zaman feryat edip inlediği söylenmektedir.
Howl like a banshee!
Ölüm perisi gibi bağır!
I'm a banshee!
Ölüm perisiyim.
There's a banshee on the luggage rack!
Bagaj rafında bir ölüm perisi var.
And the banshee's howling brings forth... the restless spirit of Lady Amelia... risen from her grave, riding naked on her magical mount!
Ölüm perisi ulumaya başladığı zaman Leydi Amelia'nın huzursuz ruhu mezarından kalkar, çıplak şekilde atına binermiş.
Katie, banshee time.
Katie, ölüm perisi zamanı.
You were the banshee on the luggage rack.
Sen de bagaj rafındaki ölüm perisisin.
It's that back-stabbing banshee.
Seni hain ölüm perisi.
And scream like a banshee Make you jump out of your skin
Öcü gibi bağırıp Sıçratacak yerinden
JIM Well, I remember this one time... in a Banshee at night in combat conditions, so the carrier has no lights.
Şey, bir keresinde bir Banshee ile gece uçuşu yapıyordum, yani uçak gemisinde karartma vardı.
- Please, Kevin, let Banshee go.
- Lütfen Kevin, birak Banshee'yi.
- He is possessing Banshee's body.
- Banshee'nin bedenini ele geçiriyor.
Not unlike Banshee.
Banshee gibi degil yani.
YOUR MISTRESS MUST INDEED BE AN EVIL BANSHEE IF YOU'RE MORE SCARED OF HER THAN YOU ARE OF THESE WATERS.
- Dalgalardan çok ondan korktuğuna göre hanımın gerçekten şeytanın teki olmalı.
Banshee, Starflash, Trailblazer and Coco.
Banshee Starflash Trailblazer ve Coco.
No, it screamed like a wild banshee!
Hayır, o vahşi bir Banshee ( Ölüm Perisi ) gibi çığlık attı.
So I got home and she was in the cabin of the crane, like a banshee.
İnşaat işçilerine para vermiş olmalı. Her neyse eve geldiğimde, onu o kabinin içinde ölüm perisi gibi davranırken buldum.
Objection to "banshee." That's inflammatory.
Ölüm perisi terimi, çok tahrik edici.
Any second now her face is going to split open and she's going to reveal herself for the evil banshee she really is.
Her an, yüzü ikiye ayrılıp gerçekte olduğu şeytani dişi olarak kendini açığa vurabilir.
Old Banshee-class fighters armed with high velocity ship-to-ship missiles.
YaşIı hayalet yüksek hız gemileri sınıf dövüşçü füzeleriyle donatıImışlar
I just hope he finds her fast, because if this is anything like the time I turned into a banshee, - she's gonna be hungry for a kill. - I'm sorry.
Umarım onu çabuk bulur çünkü bu benim Banshee'ye dönüştüğüm gibiyse öldürmek için açlık hissedecektir.
A banshee?
- Anlamadım Banshee mi?
Is there some sort of spell I could do, you know, in advance so I could not become, maybe, a banshee or...
Bir Banshee ya da onun gibi bir şeye dönüşmemek için önceden yapabileceğim bir büyü- -
A Banshee, whatever that is.
Bir Banshee, artık her neyse.
All right, so the Banshee.
Tamam, Banshee diyorduk.
There is no spell to vanquish the Banshee, but there is one to track the Banshee.
Banshee'yi yok edecek bir büyü yok ama yerini bulacak bir tane var.
And since dogs can obviously hear a Banshee's call, what happened makes sense.
Köpekler de Banshee'nin çağrısını duyabildiğine göre olanlar mantıklı.
Once the Banshee's vanquished, the spell should reverse itself.
Banshee yok olunca büyü eski haline dönecektir.
Well, what if the Banshee doesn't show up until, like, next year?
Ya Banshee ne bileyim bir yıl daha ortaya çıkmazsa ne olacak?
Banshees have an insatiable appetite for pain.
Banshee'lerin acıya karşı dayanılmaz bir açlıkları vardır.
I'd better go check with the Elders and see if they - know how to vanquish a Banshee. - Don't tell me you're afraid of Prue?
Ben yukarı gidip Büyükler Banshee'yi yok etmeyi biliyor mu diye bakayım.
What if we find the Banshee in the meantime?
Dur. Ya bu arada Banshee'yi bulursak.
You think she hears the Banshee?
Sence Banshee'yi mi duyuyor?
We will find Prue, and we will find the Banshee.
Prue'yu bulacağız, Banshee'yi de.
- I'm talking about how the Banshee zeroed in on you even though I was the one blowing up things.
- Banshee'nin etrafı patlatan benken nasıl sana odaklandığından bahsediyorum.
- So, the Banshee seeks out people who are in great pain.
- Olan şu Banshee'ler büyük acılar çeken kişileri arar.
Do you know a better way to find the Banshee and to find Prue?
Banshee ve Prue'yu bulmanın daha iyi bir yolunu biliyor musun?
You fought the Banshee - and you and Phoebe are okay?
Banshee ile savaştınız. ve Phoebe ile sen iyi misiniz?
Jasper was howling like a banshee at the mill house, but that was no good reason for the master to do what he did.
Jasper bir ölüm perisi gibi değirmen evinde havlıyordu.
We lost Prue.
- Banshee saldırdıktan sonra kaçtı. Prue'yu kaybettik.