English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Barnacles

Barnacles translate Turkish

130 parallel translation
And you can see these barnacles on the rock and seaweed, which grow up to that level.
Ve burada da kayada ve yosunların üzerinde kaya midyelerini görüyorsunuz ki bu seviyede büyümüşler.
Here is a line of dead barnacles, and this line is about six feet above the living barnacles.
İşte burada ölü bir dizi kaya midyesi var ve bu dizi yaşayan kaya midyelerinin yaklaşık 1.80 metre yukarısında.
When I came here in 1964, some of these barnacles were still alive.
1964'te buraya geldiğimde, bu kaya midyelerinin bazıları hâlâ hayattaydı.
He visited hundreds of small coves and inlets, following the line of barnacles.
Yüzlerce küçük koyu ve körfezi kaya midyelerinin dizisini takip ederek dolaştı.
Now they're 13 feet above the level at which barnacles live at the present time.
Şimdi, kaya midyelerinin bugün yaşadıkları seviyenin 3.9 metre üzerindeler.
What had begun with a line of dead barnacles ended with a new view of our planet.
Bir dizi ölü kaya midyesiyle başlayan şey gezegene yepyeni bir bakış açısıyla sonlandı.
Now it's turned to barnacles.
Şimdi ise yosun kokuyor.
The ship's dragging barnacles.
Gemi midyelere sürtünüyor.
Here we are, collecting barnacles on this miserable island.
Biz bu berbat adada midye topluyoruz.
That is brisket of blowfish with sea squid dressing, basted in barnacles.
O da, su fışkırtan bir tür midyenin yağında pişirilmiş, altın balığı göğsüdür.
A billion blistering barnacles!
Bin lomboz!
A billion bilious blistering barnacles!
Bin lomboz!
A billion blistering barnacles!
Bin lomboz! Topla adamları.
A billion blistering barnacles!
... Bin lomboz!
Quick, Captain, close the valve! A billion blistering barnacles!
- Kaptan, çabuk vanayı kapatın!
Ah, a billion blistering barnacles.
Bin lomboz!
* The barnacles and pearls *
Midye ve istiridyeler arasında
Oh, blistering barnacles, I can't see a thing!
Bin lomboz! Hiçbir şey göremiyorum!
A billion blistering barnacles!
- Lanet olsun!
Blistering barnacles!
- Bin lomboz!
Blistering barnacles, what do you mean quick, when I was starting to...
Ne demek, çabuk? Tam da ben...
Blistering barnacles, and me with my fragile head!
Bin lomboz! Zaten kafam hassastır!
Oh, a billion blistering barnacles, what do you mean "leaving again"?
Tekrar gideceğiz. Bin lomboz! "Tekrar gideceğiz" de ne demek oluyor?
A billion blistering barnacles!
Yakalayın onları. Bin lomboz!
We get Misunderstood Martha, the good-hearted girl beneath the barnacles.
Midye kabuklarının altında, iyi kalpli "Yanlış Anlaşılan Martha"'mız.
This pipe has more barnacles than you do.
Bu boru senin yaptığın gemi kıçı gibi.
"... surrounded by various beasts... " "... bears, vipers, squirrels... " " Not to mention barnacles and algae... "
Yaşam denilen bu karanlık, ıssız ormanda yürürken çevremi ayılar, zehirli yılanlar, sincaplar sarmışken midyeleri, algleri, deniz yıldızlarını, kedibalıklarını saymıyorum bile...
Blistering barnacles!
Tahta kuruları! Buradan kurtulduğuma... çok sevindim!
Blistering barnacles!
Tahta kuruları!
Blue blistering barnacles!
Sizi tahta kuruları!
Blue blistering barnacles!
Mavi kabuklu deniz hayvanı.
Barnacles!
Kendini beğenmiş.
Blistering barnacles!
Kabuklu deniz hayvanı.
Blistering barnacles!
Kabuklu deniz hayvanları.
I'll be finding barnacles soon.
Biraz daha kurcalasam midye çıkacak.
The Coast Guard arrested Boy George... for scraping the barnacles off his dinghy.
Sahil Güvenlik, Boy George`u sandalıyla deniz kabuklularını deniz dibinden kazırken tutukladı.
We're just pawns, puppets for the stage show, jesters to entertain the king, barnacles on the bottom of- -
Burada rehin tutuluyoruz. Bir çeşit saçma kukla şovu Kralları eğlendirmek için biz...
He's just gonna be glad you don't have barnacles on your butt.
Seni gördüğünde kıçına midye yapışmadığına memnun olacak.
They've been seen 1000 kilometres from land... encrusted with barnacles, as they search for new island homes.
Karadan 1000 km uzakta, üzerleri deniz kabuklarıyla kaplı halde kendilerine yeni mekânlar ararken görülmüşlerdir.
My face was covered with barnacles.
Yüzüm midyeyle kaplı olduğu için benimle alay ederdin.
Barnacles attach by their heads comb the water with their feet
Midyeler kafalarıyla saldırır ve ayaklarıyla kumu tararlar.
But they allowed me close, and I was amazed to discover... they were prizing tiny barnacles from off of rocks and logs.
Ama yaklaşmama izin verdiler ve şaşırarak keşfettim ki kayalardaki ve kütüklerdeki ufak midyeleri yiyorlardı.
By dragging herself over a convenient sandbar she can slough off the outer layer of her skin and with it any parasites or barnacles that may have got a foothold.
Kumlara sürttürerek sıyırabildiği dış derisi ve onunla birlikte çıkardığı parazitler veya deniz kabuklularıyla bir basamak ilerlemiş olur.
It's virtually impossible to dig underground when the sea retreats, so these mussels and barnacles are fully exposed to the heat of the sun - literally cooking in their own shells
Deniz çekildiğinde denizin altını kazmak neredeyse imkansızdır bu yüzden bu midyeler ve kabuklu deniz canlıları güneşin ısısına maruz kalır, kelimenin tam anlamıyla kendi kabukları içinde pişerler.
Then where'd all that rust and those barnacles come from?
Peki o zaman, bu pas ve midyeler nereden geldi?
Tax collectors are the barnacles under the parasites under the snake.
" Vergi tahsildarları, yılanın altındaki asalağın altındaki kıskaçlardır.
Yeah, pretty much. Whatever barnacles or algae that were sticking to the Big Horn when it went down were transformed by the alien signal.
- Big Horn battığında, üstünde ne kadar midye ve yosun varsa, sinyal tarafından etkilenmiş.
Blistering barnacles!
Hay bin lombar!
Yeah, we found a couple of barnacles on the hull.
Evet, teknede birkaç midye bulduk.
Barnacles?
- Hayır.
Get the barnacles off.
Karina sakallarını kazıdım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]