Barneys translate Turkish
125 parallel translation
Don't walk away from me, you little pisher. If it wasn't for me, you'd be selling shirts at Barney's, you know that?
Ben konuşurken gidemezsin öyle, ben olmasam Barneys'de tişört satıyor olurdun.
What sale at Barneys?
Sabahtan beri sana ulaşmaya çalışıyorum.
Really?
Barneys'deki açık arttırma mı?
Go to Barneys and get new clothes.
Barney'e gidip yeni kıyafetler al.
got a test market planned at barney's, huh?
- Barneys'te deneme satışı mı?
of negative publicity and political infighting as a result of the recent episode at barney's.
Barneys'teki son olaydan sonra. ... olumsuz tanıtım ve iç çekişmeler yaşanmakta.
my sincerest apologies to my loved ones... to all concerned... we are entrenched in a terrible quagmire of negative publicity and political infighting as a result of the recent episode at barney's.
Özür diliyorum. Korkunç bir oyun oynanmakta. Özellikle Barneys'teki son olaydan sonra.
So Barneys is having this huge sale.
Barneys büyük bir satışa sahip.
Because in the mirror at Barneys, I looked fabulous.
Çünkü Barneys'te aynaya bakıyordum. İnanılmaz gözüküyordum.
Barneys has skinny mirrors.
Barneys'in sıska aynaları var.
Do you think I would've bought this dress if I looked like this at Barneys?
Eğer böyle gözükeceğimi bilseydim Barneys'ten bu elbiseyi alır mıydım?
I'm returning this dress to Barneys.
Barneys'e bu elbiseyi iade edeceğim.
I don't know where she meets these Barneys.
Bu salakları nereden buluyor?
There goes them fuckin'barneys right now with his skiing'trip. - Hold on.
Tatile gidecek olan züppe de buradaymış.
I was at Barneys today.
Bugün Barney's deydim.
- Guess what Barneys gets for this.
- Barney'de ne kadar olduğunu tahmin et.
- We'll go to Barneys.
- Barney'e gideriz.
If you're in business, and you sort ofare you should shop at Barneys or Saks.
İş dünyasındaysan, ki öyle sayılırsın Barneys veya Saks'tan alışveriş et.
Going shopping at Barneys.
Barneys'te alışveriş demek.
- l got this at Barneys.
- Bunu Barneys'ten aldım.
- They are good at Barneys.
- Barneys'tekilerin hepsi iyidir.
See, Barneys salespeople, they're practically psychic.
Gördün mü, Barneys'in satış elemanları, resmen medyum gibiler.
I am so blown away by how amazing were you today at Barneys.
Bugün Barneys'teki performansınla aklımı başımdan aldın.
- Went to Barneys.
- Barneys'e gittim.
And she said she was going to Barneys... and I thought, what the hell, I needed some stuff, so I met her there.
Ve Barneys'e gideceğini söyledi... Düşündüm, benim de bir şeylere ihtiyacım var, onunla orada buluşayım dedim.
- You and Mary switched bags at Barneys.
- Mary'le torbaları karıştırmışsınız.
Hi, I'm the salesman from Barneys, Danny.
Merhaba, ben Barneys'teki tezgâhtarım, Danny.
After Barneys the other day, we went out to lunch.
Geçen gün Barneys'ten çıktıktan sonra, öğle yemeğine gittik.
How weird to run into you at Barneys again.
Seninle tekrar Barneys'te karşılaşmak ne tuhaf.
From Barneys.
Barneys'den alınmış.
Hey, come on, Chris. Let's go to Barneys and fart in the suits.
Hadi Chris, Barneylere gidelim ve odalarında osuralım.
I'd let my frenzy for a rent-controlled apartment near Barneys, override the fact that it was animal hospital adjacent.
Barney's'in yakınında kiralık bir daire tutarken yanında hayvan hastanesi olduğu gerçeğini önemsememiştim.
Let's go to Barneys. I can't go to Los Angeles without another pair of shoes. No.
Los Angeles'a yeni bir ayakkabı almadan hayatta gitmem.
Whichever one is near Barneys.
- Barneys'e yakın olanda.
Monica, I need you to call Barneys.
Monica, Barneys'i ara.
Tricia Watson was one of those hip moms... for whom Barneys would always be stores, not dinosaurs.
Tricia Watson, Barney's'in dinozor olmayıp mağaza olarak kalmasını sağlayan büyük annelerden biriydi.
Mom, it's not Barneys.
Anne, burası Barneys değil.
All right, look Claire I need you to know that this isn't some Barneys Warehouse sale
- Claire Winslow Bak, Claire. Bu mağaza indirim günleri değil.
Your mother is so stupid... that she goes to Barneys Rooftop Deck Restaurant for lunch... and orders a niçoise salad and calls it a "ni-coise" salad.
Anneniz o kadar aptal ki Barneys Rooftop restorana yemeğe gidip nicoise salatası sipariş ediyor ve ona "ni-coise" salatası diyor.
Was there a sale at Barneys?
Barneys'de indirim mi vardı?
While I was at Barneys.
Ben Barneys'deyken.
And there in the dark, Charlotte realized she had no idea where she was going in Barney's or in real life.
Charlotte karanlıkta, Barneys'de veya hayatta nereye gittiğini bilmediğini fark etti.
That a boy, show these Barneys how to catch some air.
İşte bu, nasıl yaptığını göster ona.
Actually, it could have been Barneys, but the shirt was from Bloomies.
Aslında Barneys de olabilir fakat gömlek Bloomies'den.
Seen them at Barneys.
Barneys'de bile görmüşler.
I'd kill for an afternoon at Barney's and dinner at il Cantinori.
Barneys'de ( * ) bir öğleden sonra geçirmek ya da Il Cantinori'deki ( * ) bir akşam yemeği için birini öldürebilirim.
He's the buyer for Barneys.
Barneys'in satın alıcısı.
Barney's, Hermes, Prada, but it wasn't for him.
Barneys, Hermès, Prada. Ama kendisi için değil.
Here's my Barney's card.
İşte Barneys kartım.
But in the middle of Barney's?
ama Barneys'in orta yerinde mi?
we are entrenched in a terrible quagmire of negative publicity and political infighting as a result of the recent episode but the unfortunate incident cannot be blamed... or the bakery, but must be shouldered by the person in charge.
Barneys'teki son olaydan sonra. ... olumsuz tanıtım ve iç çekişmeler yaşanmakta. Şansız olayın suçunu.