English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Barons

Barons translate Turkish

191 parallel translation
I'd like to know why a few cattle barons in Montana think they can keep sheep off the open range.
Montana'daki birkaç sığır baronun koyunu neden açık araziden uzak tutabileceklerini düşündüklerini öğrenmek istiyorum.
Barons.
Baronlar.
- Barons?
- Baronlar mı?
If we can only get them to vote, maybe we can handle those cattle barons from across the Picketwire.
Oy vermelerini sağlayabilsek belki de Picketwire'ın uzağındaki sığır krallarıyla baş edebiliriz.
My Norman Barons resent it ;
Benim Norman baronlarım bundan dolayı kızıyor.
No, I mean trouble from the Barons, they hate you, you know?
Ama benim baronlarla olan derdimden kastım şu... Senden nefret ediyorlar, biliyorsun değil mi?
For my Barons.
Baronlarım için.
We've lost the Barons.
Baronları kaybettik.
I'm sorry I was so late coming to you but the King is demanding and the Barons have to be kept at bay.
Yanına bu kadar geç geldiğim için özür dilerim. Ama kral ve baronlar, yanlarında daha fazla kalmam için beni sıkıştırıp durdular.
It is a time my dear Barons, for all of us to do penance.
Sevgili baronlarım... vakit, hepimiz için kefaret ödeme vakti.
Your Honor... we're not millionaires or barons.
Sayın yargıç... Bizler ne bir milyoner ne de bir baronuz.
And who are the barons?
Baronlar kim?
Blood-witted barons ramping the country from end to end.
Kana susamış asilzadeler ülkeye dehşet salsın.
We have a pack of barons we should look the loving couple for.
Gözümüz aşık çiftin üzerinde olsun, zira diğer iki baronun güzü de kızın üzerinde.
With your attitude toward human life, you may yet get to be one of the barons of this prairie, and have your picture on page one, or page three, of the Chicago papers.
İnsan yaşamına verdiğiniz bu değerle, bu bozkırların baronlarından biri olabilirsiniz! ve Chicago gazetelerinde, birinci ya da üçüncü sayfada manşet olabilirsiniz.
Pretty good pickings, solving crimes for barons and putting your fees into Swiss banks.
lyi is dogrusu, nüfuzlu insanlar için dava çözüp parayï Isviçre bankasïna yatïrmak.
Yes, but it could have been the Spanish Barons.
Evet, çünkü emin değildim. İspanyol Baronları da olabilirdi.
You're livin'like a bunch of fat oil barons!
Krallar gibi yaşıyorsunuz!
We'll have all the rubber barons gathered together like flies.
Kauçuk baronlarını, eksiksiz, adeta sinekler gibi bir araya getireceğiz.
The rubber barons have divided up the land.
Kauçuk baronları araziyi taksim etmişler.
This is a promotional thing we did when we were at the Birmingham Barons.
Bu Birmingham Barons'dayken yaptırdığımız reklam şeyiydi.
The robber barons of old at least left something tangible in their wake.
Geçmişteki soyguncu baronlar en azından arkalarında elle tutulur bir şey bırakırlardı.
Half the time, these barons don't pay at all.
Kimi zaman, bu baronlar hiç ödeme yapmazlar.
It would soften the barons'spines.
Baronları yumuşatır bu.
I want him dead by the full moon, before the barons come back.
Baronlar dönmeden, dolunay zamanı ölmüş olmasını istiyorum.
In ten days, the barons are coming.
On gün içinde baronlar geliyor.
The place railroad tycoons and robber barons would hang out eat roast beef, hire the occasional whore and discuss how much they stole that day.
Mekana demiryolu kralları ve kauçuk baronları takılır kızarmış biftek yer, arasıra gelen fahişeyi tutarlar ve o gün ne kadar çaldıklarını konuşurlar.
We got railroad barons. We got cattle barons.
Demiryolu ağaları var, sığır ağaları var.
I'm Stan Podolak, Mr. Jordan. I'm the Barons'new publicist.
Ben Stan Podolak, Bay Jordan, "Baron" un yeni basın sözcüsüyüm.
It was another career day for Michael Jordan at Barons Field this afternoon.
Bugün Michael Jordan'ın kariyerinde bir başka önemli gündü.
Marty Jarmisch was plugged in to a certain strata of modern day robber barons, who would gladly overpay for a piece of artwork they could never publicly display or even acknowledge.
Ufacık bir esere ziyadesiyle para döküp kimseye göstermez hatta sözünü bile etmezler.
All neatly packaged for these robber barons.
Düzenbaz iş adamları tarafından, zekice hazırlanmış.
We, my friends, are the new oil barons.
Dostlarım, bizler yeni petrol zenginleriyiz.
He and the five barons butchered millions of our people during their revolt.
Beş baronuyla beraber ayaklanma sırasında halkımızdan milyonlarca kişiyi katlettiler.
Arch Duke Constantijn and the five barons own most of the land on Ne'Holland, they decided that entitled them to rule, not the King.
Ne'Holland'daki toprakların çoğu Arşidük Constantijn ve beş baronuna aittir. Kralın kurallarını değil, kendi kurallarını uygulamaya karar verdiler.
Matters like the combined forces of Constantijn and the five barons you've been talking about.
Daha önce bahsettiğin Constantijn ve beş baronun birleşik güçleri gibi.
The Barons are organized ; they have the upper hand militarily.
Baronlar organize olmuşlar. Askeri bakımdan üstünler.
The Barons are ruthless.
Baronlar zalimdir.
However in the interest of peace, I've decided to offer you and the five Barons a formal pardon, for all your crimes.
Yine de barışı sağlamak için size ve beş barona işlediğiniz suçlar için resmi af çıkarmaya karar verdim.
You and I both know there will be no peace on your world so long as Constantijn and the five Barons are alive.
Constantijn ve beş baron yaşadığı sürece dünyana barış gelmeyeceğini ikimiz de biliyoruz.
You may not believe me, but the Barons and I never wished to make war against our king.
Bana inanmayabilirsin ama baronlar da, ben de krala karşı savaş başlatmak istemedik.
- when an assembly of barons...
- baronlardan oluşan bir meclis...
Thousands of people took to the streets in weekly anti-drug marches, which drove the dealers out of Dublin and forced the drug barons underground.
Binlerce insan sokaklara dökülüp uyuşturucu aleyhtarı yürüyüşlere katıldı. Dublin'li uyuşturucu baronları gizlenmek zorunda kaldı.
Within a week of her death, during an emergency session of Parliament, the government altered the constitution of the Republic of Ireland to allow the high court to freeze the assets of suspected drug barons.
Ölümünden bir hafta sonra parlamento acil olarak toplandı. Hükümet İrlanda Cumhuriyeti anayasasını değiştirdi. Yüksek mahkemenin uyuşturucu zanlılarının mallarına el koymasına izin verildi.
Despite its technical flaws... clearly more people would discover Pancho Villa... from a few feet of this crude, historic film... than from the reams that are written about his struggle... to rid Mexico of its greedy robber barons... the only ones to profit from their cozy marriage... with rapacious American interests.
Teknik kusurlarına karşın... bu ham, tarihi filmin görüntüleri sayesinde... daha çok insan Pancho Villa'yı tanıyacak. Meksika'nın açgözlü hırsız ağababalarına karşı verdiği... savaş hakkında yazılanlardan çok daha iyi anlatıyor onu. Bu ağababaları, gözü doymaz Amerika'yla... aralarındaki evlilikten kazanç sağlıyorlar.
Now how do you think it affected the power of the barons?
Acaba bu baronları nasıl etkilemiş olabilir?
As overseer of the barons, Tajima, your responsibilities are great.
Tajima... Bakufu mülkünün Genel Müfettişi Oometsuke.
Movie stars, Japanese fishing barons who never bother... to get them checked out.
Film yıldızları, Japon balık baronları gibiler asla kontrol ettirmezler.
Now this assembly of barons... and all Jerusalem is complete.
Şimdi, bu Baronlar meclisi ve bütün Kudüs burada!
Politicians, sugar barons, riverboat tycoons.
Siyasetçiler, şeker tacirleri, nehir gemisi kralları.
They call themselves the "White Collar Barons".
Kendilerine "Beyaz Yakalı Baronlar" diyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]