English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Barracuda

Barracuda translate Turkish

170 parallel translation
Barracuda got the rest.
Gerisini köpekbalığı yemiş.
- Morrison. Big barracuda.
- Evet, kaçak.
Okay, you barracuda.
Tamam çılgın.
Say, if you had a freckle for every barracuda that I caught off the end of that pier...
Bak, eğer yüzünde çil varsa benim o iskelenin sonunda tuttuğum her bir barakuda içindir...
We could catch some barracuda and some starfish and crabs.
Biraz barakuda, biraz denizyıldızı ve yengeç yakalayabiliriz.
One of them looked down, and among the empty beer cans and dead barracuda, she saw the long backbone of the great fish that was now just garbage waiting to go out with the tide.
Biri aşağıya baktı ve boş bira kutularının ve ölü bir barakudanın yanında artık çöpe dönmüş, med-cezirin kendisini derinlere çekmesini bekleyen balığın uzun omurgasını gördü.
Holy barracuda!
Yüce iskarmoz!
I've had it rough before. I'm a barracuda.
Daha önce de işlerin kötüye gittiğini gördüm.
This is my red-letter day... for meeting the upper crust- - first a shark, now the barracuda.
Üst sosyeteyle tanışma günüm bugün. Önce köpekbalığı, şimdi de barakuda.
And remember... she's about as gentle as a barracuda.
Unutma... yırtıcı balık barakuda kadar uysaldır.
She's a barracuda.
Bir köpekbalığı.
A'68 Barracuda.
68 model Baracuda.
Shark, Barracuda the fisherman who doesn't care what he catches, and certain, clumsy scientists who believe that the easiest path to an animals brain is made with a scalpel.
Köpekbalığı, barakuda, ne yakaladığını umursamayan balıkçılar... Ve bir hayvanın beynine giden en kestirme yolun neşter olduğuna inanan beceriksiz bilimadamları.
You yell "Barracuda!" and everybody says, "What?"
"Barracuda!" diye bağırırsan, herkes "Ne!" der.
They remind me of a bunch of barracuda... I used to play poker with in Shanghai years ago.
Bana yıllar önce Shanghai'de poker oynadığım iskarmos sürüsünü hatırlatıyorlar.
He used to be a crewman of the Barracuda and a friend of Conan.
Barakuda'nın mürettebatından biri ; Conan'ın da arkadaşı.
Then go to the gulf immediately where the Barracuda is beached.
Sonra da derhal Barakuda'nın karaya oturduğu koya git.
Commandeer all of the tools and materials which are necessary to repair the Barracuda.
Barakuda'nın tamiri için gereken tüm alet ve malzemeye el koy.
- A school of barracuda?
- Barakuda sürüsü mü?
It wasn't a shark, or a barracuda, or a moray eel, or a jealous lover.
Köpekbalığı, barakuda, yılanbalığı veya kıskanç bir aşık değildi.
So am I. But please, don't try and convince me that you loved that old barracuda.
Ama lütfen, beni o yaşlı, yırtıcı balığı sevdiğine ikna etmeye çalışma.
Preston Holt is a barracuda.
Preston Holt bir köpek balığı.
- "Barracuda" was the word I heard.
- Sana "Köpek balığı" diyorlar.
Barracuda.
Köpek balığı.
He ain't no match for the'cuda, boy.
- Beceremezsek. - Plymouth Barracuda ile boy ölçüşemez, evlat.
Too bad about the'cuda, skank.
Barracuda'ya yazık oldu, Skank.
Betty "Barracuda" Russell, esquire.
Betty "Barakuda" Russell, avukat.
I'm Betty Russell, known in some circles as the Barracuda.
Adım Betty Russell, ayrıca Barakuda olarak da bilinirim.
You wanted to go into business with the Barracuda.
Barakuda'yla sen çalışmak istemiştin.
The big mistake you made was crossing the Barracuda.
Barakuda'yı aldatmakla büyük bir hata ettin.
The brave barracuda!
Cesur baraküda!
Lorenzino, this year we celebrate Thanksgiving a little early... with a fine barracuda like we used to eat in the Comoros, huh?
Lorenzino, bu yıl Şükrangünü'nü biraz erken kutlayacağız..... tıpkı Comoros'taki gibi dev bir balıkla, tamam mı?
Well, a barracuda is what you want in an agent, Niles.
Barakudalık, menajerde aradığın bir şeydir.
"Latin Singing Sensation Carlos'The Barracuda'Del Gato?"
Latin şarkıcısı Carlos "Baraküda" Del Gato. Evet.
He invented that dance craze, the Barracuda.
Hani 70'li yıllarda çılgın bir dans vardı. Baraküda dansı.
She had no booty to shake... but her fetching little underbite was just perfect for the Barracuda.
Üstelik sallayacak kalçası yoktu. Ama tuttu mu koparan alt dişleri Baraküda dansı için idealdi.
I remembered her fondness for the Barracuda.
Sonra Baraküda'yı sevdiğini hatırladım.
Do you really think she's planning to do the Barracuda?
Yani sence Baraküda dansı yapmayı mı düşünüyor?
- Barracuda's calling card.
- Baraküda'nın kartı.
- It's the Barracuda.
- Baraküda geldi.
- Who's the Barracuda?
- Baraküda da kim?
- It's a barracuda.
- Bir baraküda.
It's a barracuda.
Zehirlidir.
- lt's a barracuda.
- Bir baraküda.
It's a barracuda. lt's poisonous.
Zehirlidir.
That Barracuda he jacked on the Utah state line?
Utah eyalet sınırında çaldığı şu Barracuda.
Barracuda!
barakuda!
- Oh, she's a barracuda.
- Bir barakuda gibi.
You know, Barracuda was the first song I learned to play on the keyboard.
Barracuda benim çalmayı öğrendiğim ilk parçaydı.
You're still consorting with that barracuda?
Hâlâ o barakudayla mı takılıyorsun?
The Barracuda.
Baraküda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]