English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Barred

Barred translate Turkish

444 parallel translation
Reporters are barred - but get in!
Gazeteciler alınmıyor, ancak bir şekilde gir!
Reporters are barred - if I show my press pass I'll get kicked out.
Gazeteciler alınmıyor. Eğer basın kartımı gösterirsem beni defederler.
On this night, madam, the doors, they are barred and to the Virgin we pray.
Bu gece, bayan, kapılar kapatılır ve Bakire Meryem'e dua ederiz.
He never opened it until he'd barred the door and drawn the blinds.
Kapıyı kapatıp, panjurları açana kadar, dolabı açmazdı.
Straightforward scientists have no need for barred doors and drawn blinds.
Açık sözlü bilim adamlarının, kilitli kapı ve kapalı panjurlara ihtiyacı yoktur.
- Every door and window is barred.
- Bütün pencere ve kapılar parmaklıklı.
No holds barred.
Hiçbir kısıtlama yok.
It seemed to me I stood by the iron gate leading to the drive, and for a while I could not enter... for the way was barred to me.
Özel araba yoluna açılan demir kapının önünde durduğumu gördüm ve bir süre giremedim çünkü parmaklıklar kapalıydı.
It's me and the devil and no holds barred.
Benimle iblis ve hiçbir kısıtlama yok.
"When the noble and beloved Haroun-Al-Raschid... ascended to the throne of the Caliphs, he had many secret enemies, not least among them, being his elder brother, the passionate and cruel Kamar-Al-Zaman, born of a slave of the harem... and barred, therefore, from the succession to the throne."
" Soylu ve aziz Harun El-Raşid... Halifelik tahtına çıktığında, birçok gizli düşmanı vardı. Ve bunların içinde, hiç azımsanamayacak bir tanesi,
You haven't the slightest conception of what torture it is to love a man and to be shut out, barred out, to be always an outsider.
Birisini sevip de dışlanmanın, önlenmenin, hep kenarda kalmanın ne tür bir işkence olduğu hakkında en ufak bir fikrin dahi yok.
- A hansom. Growlers barred.
Kiralık araçlar yasaklanmış.
You barred me from that episode.
Beni o bölümün dışında tuttun.
Tell me, gentlemen. Why is it that every man who seems attractive these days is either married or barred on a technicality?
Söylesenize beyler, neden çekici olan bütün erkekler bu günlerde ya evli ya da kafeslenmişler?
That's where everything goes, no holds barred.
hiçbirinin yasaklandığı yer burasıdır.
Nor have we herein barred your better wisdoms, which have freely gone with this affair along.
Sizlere de danışarak yaptık bu işi ve sizler yalnız kendi vicdanınızı dinleyerek hak verdiniz bize.
It's a blind alley with a big barred gate at the end.
Sonunda demir parmaklıklı kapı olan bir kör sokak bu.
From now on, it's no holds barred.
Bundan böyle sınır tanımayacaklar.
He would be barred from all the other fashion magazines.
Diğer dergiler ona bir daha yüz vermez.
Unfortunately, Miss Monroes were barred from kabuki in the 17th century.
Ne yazık ki, Bayan Monroe 17. yüzyılda henüz bu dünyada değildi.
You're barred.
Seni tutyorlar.
But rest assured, if I'm barred for 2 years, - I'll keep you with me.
Ama emin ol, iki yıllığına hapse girersem seni yanımda tutacağım.
I'd be barred from the ring, understand?
Bir daha ringe çıkamam, anlasana..
I want that man barred from my railroad for life.
Bu adamın ömür boyu benim demiryollarımdan men edilmesini istiyorum.
The road to true love... may be barred by still many more dangers... which you alone will have to face.
Gerçek aşka giden yol, tek başınıza yüzleşmeniz gereken pek çok tehlikeyle kuşatılmış olabilir.
Barred!
Parmaklıkla kapalı!
When I saw the barred windows and the locked pen, my heart bled for you.
Parmaklıklar arkasında ve kilitli kafes içinde görünce yüreğim parçalandı.
He should be barred.
Madison camiasından kovulmalı.
cattle trails were barred and a long and bloody wrangle began between cattlemen and homesteaders.
Çitler dikilip, sığır geçiş yolları kapatıldı. Böylece sığır tüccarları ile çiftlik sahipleri arasında uzun ve kanlı bir savaş başladı.
You had barred your door.
Kapını kilitledin.
Would you like me to have him barred from playing?
Oynamasını yasaklamamı ister misin?
The former Marquis, Monsieur de Sade whose books were banned, his essays barred while he's been persecuted and reviled thrown into jail and for some years exiled.
Sabık Marki Mösyö de Sade kitapları yasaklandı, girişimleri engellendi bir yandan yargılanıp, hakarete uğrarken diğer yandan hapse atılıp, yıllarca sürgün edildi.
Imagine those pure girls lying there in rough shifts on hard floor and the heated air from the fields forcing its way to them through the barred windows.
Düşünsene bu lekesiz kızlar orada üzerlerinde kaba saba kombinezonlarla yerlerde yatıyorlar tarlalardan gelen hararetli hava da parmaklıklı pencerelerden zorla geçerek ulaşıyor onlara.
Not to mention getting barred from setting foot in their own villages.
İnsanları, köylerine hapsetmekten de bahsedemezsin.
Root, hog or die- - no holds barred.
Kazan yada kaybet, kural yok.
- This door's barred from the inside!
- Bu kapı arkadan sürgülenmiş!
If they persist, they will be so charged and forever barred from Eden.
Israr ederlerse haklarında suçlama yapılır ve Eden'dan mahrum kalırlar.
- As I have been barred?
- Benim mahrum kaldığım gibi.
He shouldn't have been barred from rehearsal.
Onu provadan atmamalıydın.
It says thatJews may no longer marry non-Jews... and are barred from state schools.
Diyor ki, bundan sonra yahudiler, yahudi olmayanlarla evlenemeyecek ve devlet okullarından yasaklanacak.
So is being barred from the armed forces.
Askere alınmaktan men edilmek de öyle.
We found they had gone away on two weeks'holiday. They had not left any forwarding address And they had bolted and barred the house
Kapıya bir adres bırakmamışlar ve içeri girmemizi önlemek için eve kilit vurup tahta çakmışlar.
All civilian traffic is barred from streets and highways.
Tüm karayolları ve sokaklar sivil trafiğe kapatılmıştır.
" You're barred from the pub.
"Bu bardan men ediyorum seni. Buraya her geldiğinde bir sorun çıkartıyorsun." dedim.
But it was barred in Gazala. Of new if it installed the impasse.
Savaş tekrar bir çıkmaza girmişti.
I've been barred.
Yasaklıyım.
You must have been barred for a reason.
Seni yasakladılarsa bir nedeni olmalı.
With all the windows barred, it seems like a prison.
Bütün pencereler demirle kapatılmış... Sanki cezaevi gibi...
I can have you barred from this building.
Seni bu binadan attırabilirim.
Which upholds the American tradition of no holds barred!
Bir Amerikan geleneği olan... "Her şey serbest", bu yarışla sürmektedir!
He's barred.
Günaydın. Selam...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]