Bastien translate Turkish
35 parallel translation
I'm with Angelo and Bastien.
Angelo ve Bastien benimle.
Bastien, go see.
Ne görüldüğüne biri baksın.
Their leader, Colonel Bastien-Thiry, has been sentenced to death.
Önderleri Yarbay Bastien-Thiry ölüme mahkum edildi.
An hour ago, in the courtyard of the Fort d'Ivry, outside Paris Lieutenant Colonel Bastien-Thiry was executed by firing squad for leading the attempt on the life of General De Gaulle last August.
Bir saat önce, Paris dışında Fort d'lvry'nin avlusunda... geçen ağustosta General De Gaulle'e düzenlenen suikastın önderi... Yarbay Bastien-Thiry infaz mangası tarafından kurşuna dizildi.
Excuse me, I'm Sgt. Detective Bastien of the Montreal Police.
Afedersiniz, ben Monreal Polisinden Dedektif Bastien.
Bastien, Gêrard. Dentist.
Bastien, Gerard.
- Charlemagne, Bastien.
- Burada. - Charlemagne Bastien?
Bastien, Benjamin...
- Bastien, Benjamin...
Bastien...
Bastien...
Bastien!
- Bastien!
That stuff killed Bastien!
O uyuşturucu Bastien'in canına mâl oldu.
This shirt belongs to Bastien.
Bu gömlekler Bastien'indi.
This report from Erwan Marsiac and Bastien Sartis.
Bu haber Erwan Marsiac ve Bastien Sartis tarafından çekildi.
It's Bastien.
Bastien yüzünden.
- Bastien.
- Bastien.
- Talk to Bastien?
- Bastien'la mi konuşayım?
- So Bastien...
- Evet Bastien...
- Good morning, Bastien.
- Günaydın, Bastien.
Bastien, my friend.
Bastien, dostum.
I was dating a guy at the time, a friend... his name is Bastien.
O sırada Bastien adında bir çocukla çıkıyordum.
Bastien, you wanna rut like a beast then we're gonna treat you like one.
Bastien. Hayvan gibi çiftleşiyorsan hayvan gibi davranırız biz de sana.
It's Bastien. My houseboy.
- Adı Bastien, kahyâm.
That monster, it was Bastien.
Şu yaratık, o Bastien'dı.
You saw what she did to Bastien.
Bastien'e ne yaptığını gördün!
Send me Bastien and two strong slaves.
Bastien'le birlikte iki güçlü köleyi bana gönder.
And that Fiona- - doing my Bastien like that.
Bir de o Fiona'nın Bastien'ime yaptıkları.
Bastien.
Bastien.
My poor Bastien.
Zavallı Bastien'im.
Bastien's been staying with us for a couple of days.
Bastien birkaç gündür bizimle kalıyor.
You two deal with Bastien.
Siz ikiniz Bastien ile ilgilenin.
Bastien's a deserter.
Bastien dönek.
We wanted to run for the border, but Bastien made us come back for the gold.
Sınıra doğru kaçmak istedik ama Bastien altınlar için dönmemizi istedi.
And you're Bastien.
Sen de Bastien oluyorsun o zaman.
Bastien, Balthazar.
Bastien, Balthazar.