Be there in a minute translate Turkish
515 parallel translation
Be there in a minute!
Hemen geliyorum!
I'll be there in a minute.
Hemen geliyorum.
Oh, tell him hold on. I'll be there in a minute.
Söyle, hemen geliyorum.
I'll be there in a minute.
Birazdan geliyorum.
I'll be there in a minute, sir.
Birazdan oradayım efendim.
- Be there in a minute, Jake.
- Bir dakika içinde ordayız Jake.
I'll take the syringe and I'll be there in a minute
İğnemi alıp hemen geliyorum.
I said I'll be there in a minute.
Alo! Bir dakikaya kadar orada olacağımı söyledim.
Go to the kitchen, I'll be there in a minute.
Mutfağa git, hemen geleceğim.
They'll be there in a minute.
birkaç dakikaya yanında olurlar.
I'll be there in a minute.
Şimdi geliyorum.
I'll be there in a minute, Mama.
- Hemen geliyorum anne.
Tell Mrs. Bliss I'll be there in a minute.
Bayan Bliss'e birazdan orada olacağımı söyle.
- I'll be there in a minute.
- Birazdan orada olurum.
- I'll be there in a minute.
- Şimdi geliyorum.
I'll be there in a minute.
Bir dakika içinde orda olacağım.
Tell them I'll be there in a minute.
Onlara hemen geleceğimi söyle.
Come on, we'll be there in a minute.
- Hadi, hemen varırız zaten.
I'll be there in a minute.
Bir dakika içinde geliyorum.
- I'll be there in a minute.
- Şimdi geliyorum Molly.
- Be there in a minute.
- Hemen geliyorum.
- I'll be there in a minute!
- Hemen geliyorum!
I'll be there in a minute.
Bir dakikaya geliyorum.
I'LL BE THERE IN A MINUTE. OH, ERNA, IT'S OK.
Mutfakta yemek var.
- We'll be there in a minute.
- Bir dakikaya kalmaz oradayız.
- Yeah, I'll be there in a minute.
- Tamam, hemen geliyorum.
We'll be there in a minute.
Bir dakikaya oradayız.
All right, I'll be there in a minute.
Tamam, hemen geliyorum.
Be there in a minute, Doc.
_
Go tell Lenny to fire up the chopper. I'll be there in a minute.
Lenny'e helikopteri çalıştırmasını söyle, ben hemen geliyorum.
I'll be there in a minute!
Bir dakika bekle geliyorum!
I will be there in a minute.
Bir dakikaya ordayım.
I'll be there in a minute.
Ben hemen geliyorum.
I'll be there in a minute.
Bir dakikaya kadar ordayım.
I'll be there in a minute.
Bir dakikaya oradayım.
I'll be up there in a minute.
Bir dakika içinde oradayım.
But I'd rather die out there in a snowstorm, be buried alive than to stay here one more minute.
Ama burada bir dakika daha kalmaktansa, diri diri gömülüp... dışarıda kar fırtınasında ölürüm daha iyi.
I'll be there in a minute.
- Bir dakikaya ineceğim.
There'll be a breeze in a minute.
Birazdan bir esinti olacak.
You'll be out of there in a minute.
Bir dakika içinde çıkmış olacaksın.
Just put it there, I'll be joining you in a minute.
Oraya çek, birazdan sana döneceğim.
Daddy, go over there, I'll be over in a minute.
Baba, oraya gidelim, bir dakika içinde biter.
That sun'll be up in a minute and we've no food. and there's no water, no shade...
Güneş bir dakika içinde doğar ve bizim hiç yiyeceğimiz yok. Su yok, gölge yok.
- I'll be ready to go in a minute. - There's no hurry, girl.
- Bir dakikada hazır olurum.
I'll be up there in a minute!
Hemen oraya geliyorum.
- I shall be up there in a minute!
- Hemen oraya geliyorum.
Mr. McCabe will be with you in just a wee minute so you wait right there.
Bay McCabe birazdan yanınıza gelecek. Siz burada bekleyin.
I'll be down there in a minute.
Bir dakika içinde aşağıda olacağım.
I got a feelin'in my bones there's gonna be a jailbreak any minute.
Her an hapisten kaçabilecekleri konusunda içimde bir his var.
I'll be in there in a minute.
Biraz sonra orada olacağım.
Tommy, breakfast will be ready in a minute. You just wait right there.
Tommy, kahvaltı bir dakikaya kadar hazır.