English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Beaks

Beaks translate Turkish

148 parallel translation
- Oh, even here your life is good, noblemen, the iron beaks!
- Oh, burada hayat güzel, asilzade!
Even here you pecked on our kind, you iron beaks!
Burada bile bizim gibileri gagalıyorlar!
Speaking of beaks, what a time two toucans have making love.
Taucan'ların sevişme zamanı.
White ones and grey ones, with long beaks, they fly!
Uçuyor ak ve kömür renkliler, uzun gagalılar!
White ones and grey ones, With long beaks, they fly.
Uçuyor ak ve kömür renkliler, uzun gagalılar.
Hope they come back with their little beaks bulging.
Umarım küçük gagaları şişkin geri gelirler.
Yeah, I'd stuff sparrows down their throats until the beaks stuck out through the stomach walls.
Ben olsam gırtlaklarına serçe sokardım. Gagalar mide çeperlerinden fırlayana kadar.
Small brown babies clutched in their beaks.
Gagalarında minik esmer bebekler.
Beaks?
Gaga mı?
Flies with beaks?
Gagalı sinekler mi?
They've got kids at home, hungry mouths, gaping like birds'beaks.
Evde çocukları var. Kuşların gagaları gibi açık aç ağızlar.
Snug as a bug, while were out here freezing our beaks off.
Bizim burada gagalarımız donarken o ne kadar da rahat.
Rise, shaking, shocked as dead... radio-active fish in their beaks.
Şok geçiren yarı ölü radyoaktif balıkları gagalarında sallayarak.
It's principally bones and beaks.
Kemik ve gagalardan oluşuyor.
Bilquis is making magic potions from leaves, bird beaks and stuff.
Bilquis, yapraklardan, kuş boklarından falan bir iksir hazırlıyor.
Love it when they shave their beaks.
Böyle tıraşlı burunlara bayılırım.
Birds purge on flags with fire in their beaks crying : "Ripe! It's ripe!"
Kuşlar pençelerindeki ateşle bayrakları yakıyor ve bağırıyorlar : "Olgun bu, olmuş!"
We should wet our beaks a little.
Bizler de küçük birer pay almalıyız.
Anyway, could you throw in some beaks and claws?
Biraz gaga ve pençe de koyabilir misiniz?
You mean, like, "If there's only a bucket of beaks at the wedding, you'll go crazy and start slashing" kind of parole officer?
Yani düğünde bir kova gaga görsen öfkeden çıldırıp şartlı tahliye memuru gibi asıp kesmeye mi başlarsın?
With the beaks we raise the debris.
Demirle enkazı kaldıracağız.
But their poison-tipped beaks, however, are not.
Ama onların ucu zehirli gagaları, zararsız değiller.
The petrels, with their great hooked beaks, are usually the first to rip open a carcass.
Fırtına kuşları, büyük çengelli gagalarıyla leşi ilk parçalayan olurlar.
Shut your beaks!
Kapatın gagalarınızı!
Sharpening their beaks on the window sill.
Pencere eşiğinde gagalarını keskinleştiriyorlar.
Why are they sharpening their beaks?
Neden gagalarını keskinleştiriyorlar?
Those little beaks are sharp.
Şu küçük gagalar keskindi.
The black crows... their yellow beaks.
Karakargalar sarı gagaları.
And since birds have no hands, they have little alternative but to care for them with their beaks.
Elleri olmadıklarından gagalarıyla bakım yapmaktan başka bir alternatifleri yoktur.
The napkin fold du jour will be winter cranes- - and mind the beaks!
Peçeteler bugün turna şeklinde katlanacak. Gagalara dikkat!
Their beaks skim through the water, grabbing anything in their path.
Gagaları deniz yüzeyini sıyırıyor, ve yollarına çıkan herşeyi kapıyor.
Even pond water is frozen, and the Leaellynasaura resort to using their hard beaks.
Gölcük bile donmuş durumda, ve Leaellynasaura'lar sert gagalarını kullanma yoluna başvurmuşlar.
And we battled with our beaks.
Ve gagalarımızla kavga ederdik.
Whenever I see them using those clawlike beaks so gently I can't help wondering whether instinct and emotions are really so different after all
Ne zaman kıskaç gibi gagalarını zarifçe kullandıklarını görsem içgüdü ve duyguların ne kadar farklı olduğunu merak etmekten kendimi alamıyorum.
The seats are stuffed with eagle down the dash inlaid with beaks of eagles.
Koltuklar kartal gagasıyla işlenmiş binlerce kartal işlemeleriyle dolu.
With their beaks so fleet
Sivri gagalarıyla
Beaks, tentacles, claws?
Gaga, dokunaç, pençe falan?
Pelican's broad beaks allow them to dig out the hatchlings before the herons can spear them on the surface
Pelikanların geniş gagaları, balıkçıllar onları yüzeyde mızrakla vurmadan önce yumurtadan çıkanları almalarına izin verir.
Their beaks can dig out the most stubborn parasites.
Gagaları en inatçı parazitleri bile çıkarabilir.
You're like a bunch of baby birds with your beaks open, waiting for me to vomit out answers.
Gasını açmış kuş yavruları gibi gibisin... cevapları kusmam için beni bekliyorsun.
They have blue wings but you can't see their beaks or eyes.
Mavi kanatları vardı ama ne gözlerini ne de gagalarını göremezdik.
Crow beaks are sharp.
Kargaların gagası keskin olur.
Well, if beaks could kill, that one certainly would.
Orada kimseye zarar gelmez.
Although their beaks are severed, they attempt to peck each other.
Gagaları kesilmiş olsa bile, yine de birbirlerini gagalamaya yelteniyorlar.
- Hut down, beaks queek.
- Kapa çeneni, minik gaga.
Odd looking natives where we're going though... three, four foot high, covered in hair, noses like beaks.
Bizim göreceğimiz garip görünüşlü yerliler... üç, dört ayak uzunluğunda, kıllarla kaplı, gaga burunlular.
Neither of these beaks went through Fred.
Bu burunlardan hiçbiri Fred'e saplanmamış.
And this is a warrant to test the beaks for the presence of Fred Bayliss's blood.
Bu Fred Bayliss'in kanıyla ilgili olarak balıkları test etmek için mahkeme izni. - Fred'in kanı mı?
They say, "We just want to wet our beaks."
Derler ki, "Sadece gagalarımızı ıslatmak istiyoruz".
Stuck-up sticky-beaks here. Hear, hear!
Bravo, bravo!
Some wear those things like beaks
Karga gibiler, ürpertirler tüylerimi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]