English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Beast

Beast translate Turkish

7,354 parallel translation
Sied. Tell me more about this beast.
Sahid, bu canavar hakkında daha fazla sayılır.
They believed that the skull could bring forth the beast from the abyss.
Kafatasının boşluktan bir yaratık meydana getirebileceğine inanıyorlardı.
Trying to find a way to banish the unholy beast back to hell.
Bu kötü yaratığı cehenneme geri göndermenin bir yolunu arıyordum.
Fate gave us a surefire way of propaganda... And preparing a stew beast!
Kader, Alman halkına harika bir propaganda fırsatı sunmuşken siz onu lanet bir yemek yapmak için kullanıyorsunuz!
Like, it's really beast heavy, Graboid Ground Zero?
Yani, Graboid'lerin yuvası mı var diyorsun?
The beast who denied our call to arms.
- Bize katılmayı reddeden canavar.
The beast has awoken.
Canavar uyandı.
A beast like you falling for a beauty like Marianne.
Senin gibi bir canavar, Marianne gibi birine aşık olacağını mı?
Who's the beast?
Canavar kim?
The same beast in me dwells in you, George.
İçimdekiyle aynı canavar senin içinde de yaşıyor George.
With the beast's own claws.
Yaratığın kendi pençeleriyle.
She turned that beast into a lapdog.
Koskoca hayvanı süs köpeğine çevirdi.
She's a beast.
Tam bir canavar.
Everything okay with the beast?
Canavar ne durumda?
And when I don't need to be here, the beast and I will get back on the road.
Bana ihtiyaç kalmadığı zaman canavarla beraber tekrar yollara düşeceğiz.
It is over for me... the guy is a totally different beast.
- Benim için bitti. - O adam tam bir başka pislik.
Once I-I saw the man behind the beast.
Bir keresinde canavarın arkasındaki adamı görmüştüm.
Now there's only a beast.
Şimdiyse yalnızca canavar kalmış.
Unlike the bird in the sky and the beast in the field, we must make a choice.
Havada uçan kuşun, yerdeki hayvanın aksine, biz, bir seçim yapmalıyız.
Crafty and designing, like the snake in the garden, he nevertheless lacks that beast's minimal sense of honor even if he shares its most singular characteristic... An inability to walk on his own legs. "
Bahçedeki yılan gibi kurnaz ve plancı ama kendi ayakları üzerinde yürüme yetersizliği gibi en karakteristik özelliğini paylaşıyor olsa bile yine de yaratığın zerre kadar onurundan yoksundur.
That's quite the beast, uh?
Tam bir yakıt canavarı, değil mi?
- He's a beast.
- O bir canavar.
I... I knew I had the beast from the beginning.
Başından beri içimde bir canavar olduğunu biliyordum.
He defeated every challenger... man and beast. None lasted more than a few minutes.
Karşısına çıkan her insanı ve yaratığı yenmesi en fazla birkaç dakikayı bulurdu.
The Beast brings his Beauty.
Çirkin'imiz Güzel'i getirmiş.
The sour, disputatious back-looking voice of a beast locked away in a labyrinth of the past.
Huysuz, kavgacı tarihin labirentinde hapsolmuş geçmişte yaşayan canavarın sesi.
But it is guarded by a fearsome beast, the Sphinx.
Ama korkunç bir canavar tarafından korunuyor : Sfenks.
Beast!
Canavar!
We will roast this beast. "
Bu canavarı pişireceğiz. "
They spend all day long babbling to that horned beast.
Bütün günü o boynuzlu canavarla konuşarak geçiriyorlar.
- What time is it? - # It's the nature of the beast #
Saat kaç?
- Control that beast!
- Şu canavara sahip çık!
By way of celebration, then? Our escape from the beast.
O zaman o canavardan kurtuluşumuzu kutlamak adına?
"I beheld a beast come up from out of the ground."
"Topraktan bir yaratık çıkarken izledim."
It's never known life on this Earth. It has many names... The beast, the antichrist.
o asla bu dünyadaki yaşamı bilemez çok fazla ismi var... yaratık, deccal...
Where so many of us will be forced to do the beast's bidding?
Çoğumuz yaratığın dediğini yapmak zorunda kalacağız.
Find the first, the beast, the cursed.
İlki, canavarı, lanetliyi bul.
He's a beast. He tried to eat you.
O seni yiyecek olan bir canavar.
Now... Mara, on the other hand, was a real beast in the sheets.
Ama diğer taraftan Mara tam bir canavarmış.
The beast is in the cage.
Canavar mağrada.
A fitting home, a tight fitting, ill-fitting home that fit neither man nor beast nor donkey.
Ufacık, kutu gibi ama herkesi içinde barındıran bir yuva. Hatta bir eşeği bile.
Now put on your phoniest smile'cause we're going into the belly of the beast.
En sahte gülücüğünü yap çünkü canavarın karnına gireceğiz.
Previously on Beauty the Beast...
Beauty the Beast'in önceki bölümlerinde...
You needing to save me, my needing your love to control my inner beast.
Senin beni korumaya ihtiyaç duyman benim canavarlığımı kontrol altına almak için senin sevgine ihtiyaç duymam.
Also, think about how far you've come, how much control you have over your inner beast now.
Ne kadar yol kat ettiğini düşün canavarlığının artık ne kadar kontrol altına alabildiğini düşün.
Our only hope to make up for not killing them last time is to bring back the beast, and a very, very special beast.
Toparlamak için tek umudumuz onları öldürmeden önce son kez canavarlığı geri getirmek çok çok özel bir canavarı.
Because Vincent's a beast,
Çünkü Vincent bir yaratık.
You are such a beast!
- Bay Hu ayrıca bir insan da.
Into the beast!
Hadi canavarın içine!
Remember that story..? ... where the beast's heart was in the parrot's body.
Canavarın kalbinin papağının vücudunda olduğu.
font color = # 00FF00 ♪ Beauty and the Beast 3x05 ♪ The Most Dangerous Beast Original Air Date on July 9, 2015
Çeviren :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]