Because it's translate Turkish
41,163 parallel translation
Because it appears to be a carefully orchestrated jailbreak.
Çünkü anlaşılan bu dikkatlice hazırlanmış bir firar.
Because it's work, it's boring.
- Çünkü işle ilgili ve sıkıcı.
Because it's in my name.
Benim adıma açıldığı için yasal olarak benimdir.
Because of what your boss will say if we fail, Or is it because you're starting. To feel about me the way I feel about the hamachi?
Başarısız olursak patronunun diyecekleri için mi yoksa benim hamachiye karşı beslediğim hisleri bana karşı beslediğin için mi?
If the street understands us better when I sit among your men's wives rather than your men, if the world makes more sense to them that way and your authority grows because of it, as uncomfortable as it may be, then that is a compromise I am willing to make.
Şayet insanlar bizi ben adamların yerine eşleriyle oturduğumda daha iyi anlayacaksa eğer dünya onlara böyle daha mantıklı gelecek ve bu sayede otoriten artacaksa hatta rahatsız edici olsa bile seninle anlaşma yapmak istiyorum.
And it upsets you because you believe he is your friend?
Onun arkadaşın olduğuna inandığın için mi canın sıkılıyor?
He has a job to do and he's committed to it because it gives meaning to his life and extinguishes his fury.
Yapacak bir işi var ve işine çok bağlı çünkü bu, hayatına anlam katıyor ve öfkesini dindiriyor.
No, because it's brand new.
Yok çünkü yeni.
No, this was Karen and Rick's house, and now it's my house because I bought it.
Hayır, burası Karen ve Rick'in eviydi ve artık benim çünkü satın aldım.
If we let things fall apart now because they're here, then it's going to be difficult or impossible to get back there.
Onlar burada diye işlerin ters gitmesine izin verirsek işlerin eskiye dönmesi zor ya da imkansız olabilir.
Because right now it's "avenue q,"
Çünkü şimdi sorun "Avenue Q."
It's because i care.
Çünkü bu işi önemsiyorum.
If it is, maybe it's because there's too much of it.
Ancak olsa olsa çok fazla olduğu için sorun olur.
The mayor is trying to shut down this production of "Avenue Q" at the community theater because it's not appropriate, so...
Belediye başkanı halk tiyatrosundaki "Avenue Q" oyununu iptal etmek istiyor. Çünkü toplum ahlakına uymuyormuş.
To shut down a show simply because it makes you uncomfortable two weeks before it's about to open, I don't think that that's...
Sırf sizi rahatsız ettiği için açılıştan iki hafta önce bir oyunu iptal etmek bana kalırsa...
Yeah, because it inhibits mentalization, so it helps you block yourself off from emotions.
Çünkü zihinselleştirmeyi engelliyor. Dolayısıyla duygulardan arınmana yardımcı oluyor.
Because I said to you something's wrong with Amabella, but you didn't want to hear it, huh?
Çünkü Amabella'nın bir sorunu olduğunu sana söylediğimde dinlemek istememiştin, hatırladın mı?
I guess there's certain jokes you shouldn't make because it happened.
İnsanın yapmaması gereken bazı şakalar var bence. Çünkü yaşandı.
My mom wants to do it at night, because she's afraid she won't be able to do it if he's right in front of her.
Annem gece yapmak istiyor. Çünkü eğer babam karşısında olursa yapamayacağından korkuyor.
Good, because... as it turns out, I actually have a lot to live for, and it's so close I can feel it.
Güzel çünkü görünen o ki benim aslında yaşamak için çok sebebim varmış ve o çok yakınımda, hissedebiliyorum.
Just because that's the way it's always been don't mean I give a shit.
Çünkü hep böyle olmuştur. Bu saçmalık olduğum anlamına gelmiyor.
Why, because it's tinny, and there aren't enough nuances in the mix?
Neden teneke olduğu için Ve karışımda yeterince nüanslar yok mu?
Because it's stealing.
Çünkü çalıyor
Because it's stealing. It is stealing.
Çünkü çalıyor Çalınacak.
And you need to make it right, because that is all that's left.
Ve bunu doğru yapmalısın, Çünkü kalan tek şey bu.
She caught me off guard right, but it's cool because...
Beni zayif animda yakaladi ama sikinti yok.
It's because they probably hypnotized.
- Hipnotize edilmislerdir de ondan.
It's because you tell the prettiest lies.
Çünkü en güzel yalanları sen söylüyorsun.
It takes talent, because it's a craft.
Yetenek de gerektirir çünkü bu bir maharettir.
I have to take myself out of the picture because it's what's best for you, and it's what's best for Auradon.
Kendimi resimden çıkarmak zorundayım. Çünkü senin iyiliğin için en iyi seçenek bu. Auradon'un iyiliği için de.
I can't take it back, Will, because it's the truth.
Sözlerimi geri alamam, Will çünkü bu gerçek.
Because some girls think, you know, "I'm gonna work for a year or two and make some money and put it aside and then I'll do something else."
Bazı kızlar şöyle düşünüyor, "Bir kaç sene çalışır, biraz para biriktirir, sonra da başka bir şey yaparım."
But we're not allowed to talk about them because it's so difficult to get people to use them in the first place.
Ama bu konuda konuşmamız yasak çünkü insanlara bunları kullandırmak çok zor.
Just because it's so difficult to get people who aren't being tested like the performers are to use condoms in the first place.
Oyuncular kadar kontrol altında olmayan insanlara prezervatif kullandırmak zaten oldukça zor.
where I was raping the fuck out of this guy's ass in my dungeon, and it was really hilarious because I broke my discipline horse.
Zindanımda adamın birine arkadan tecavüz ediyordum. Tam bir şamataydı, üzerine bindiğim şeyi kırmıştım.
But she posts about it because that's the only communication you have anymore.
Ama bunu sayfasına yazdı. Çünkü artık tek iletişim yolu bu.
He'll be in the Middle East somewhere, and he can't tell us where, probably because it's some country we're not supposed to be at war with.
Orta Doğu'da bir yere gidiyor, bize neresi olduğunu bile söyleyemiyor çünkü muhtemelen savaşmamamız gereken bir ülke.
Last show is at nine, and if we clean fast, and we probably can, because no kids are coming to that English movie because it's boring, we could get out in time, and I could maybe point it out to you.
Son seans dokuzda, hızlıca temizlik yaparsak, ki yapabiliriz çünkü o İngiliz filmi sıkıcı olduğu için hiçbir çocuk gelmiyor, zamanında çıkabiliriz ve sana onu gösteririm.
No, it's on every person who talked shit about her, and every guy who fucked her over, and it's on you because she thought you were a friend, and you sent one more asshole in her direction just to cover the fact you're gay.
Bunun sorumlusu onu kötüleyenler, onu kazıklayan erkekler ve de sensin çünkü seni arkadaşı sandı ama sen lezbiyen olduğunu saklamak için bir pisliği daha üstüne saldın.
Because it's my locker.
Çünkü benim dolabım.
No, because it's not fair, Tony.
Hayır, çünkü bu adil değil Tony.
She stopped by because something happened to Zach's car during the game last night and... she wants to ask you if you know anything about it.
Dün akşam maç sırasında Zach'in arabasına bir şey olduğu için uğramış. NEDEN BEN? Bu konuda bir şey bilip bilmediğini sormak istiyor.
And I couldn't... read it because... it's starting to make sense to me... why she did what she did.
Ve okuyamadım çünkü Hannah'nın bunu neden yaptığını anlamaya başladım.
But no one wants to admit it, so they paint over the bathrooms and put up a memorial, because that's the kind of school that this is.
Kimse kabul etmiyor, tuvaletleri boyayıp anma köşesi hazırlıyorlar çünkü burası öyle bir okul.
It's not fair if the tapes get out there because Clay went postal.
Clay keçileri kaçırdı diye kasetler ortaya çıkarsa haksızlık olur.
So whatever Hannah thought she saw, she lied about it on those tapes because she's a crazy drama queen who killed herself for attention.
Hannah ne gördüğünü sandıysa kasetlerde yalan söylemiş çünkü dikkat çekmek için kendini öldüren çatlak bir ilgi manyağıydı.
Because it's your tape.
Çünkü sıradaki senin kasetin.
I thought it was something I had done or something I didn't understand, because I'm this fucking loser who doesn't know anything about girls
Yanlış bir şey yaptığımı, anlamadığımı sandım. Çünkü kızlardan, hayattan, hiçbir şeyden anlamayan eziğin tekiyim.
Because it's easy for you, right?
Çünkü senin için kolay, değil mi?
I choose to believe it... because it wasn't the man I had come to know at all... but one who existed beforehand... waking from a long... and terrible nightmare.
Bunu tanıdığım bir adamın değil de çok uzun zamandır uyuyan bir adamın kabuslarından uyanışına tanık olmak diye değerlendirmek daha kolaydı.
Because what's it all for if it goes unremembered?
Unutulmayacak bir şey olmadıktan sonra ne önemi var?
because it's you 31
because it's true 90
because it's fun 25
because it's the right thing to do 30
because it's wrong 29
because it's not 44
because it's embarrassing 16
because it's the truth 44
because it's not true 18
it's fine 7136
because it's true 90
because it's fun 25
because it's the right thing to do 30
because it's wrong 29
because it's not 44
because it's embarrassing 16
because it's the truth 44
because it's not true 18
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's cold 680
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
it's me 10254
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's cold 680
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
it's me 10254
it's all right 8832
it's not 5855
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387
it's time to move on 61
it's not 5855
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387
it's time to move on 61