English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Beefcake

Beefcake translate Turkish

106 parallel translation
One of them slams on the brake and hollers " Hey, beefcake!
Bir tanesi frene asıldı ve bağırdı : " Hey, yakışıklı!
Do you think a beefcake like him, would ever play the scapegoat?
Böyle bir kas yığınının günah keçisi olabileceğini zannediyor musun?
With men, it's beefcake.
Erkeklerde, kaslı poz oluyor.
How'd you like Beefcake Bingo?
"Vücutçularla Tombala" ya ne dersin?
I'm just kidding you nearly departed hunk of beefcake.
Sadece şaka yapıyordum. Neredeyse ölüsün seni iri erkek parçası.
Show these women celebrity beefcake and they go nutso!
Bu kadınlar kaslı bir ünlü görünce, kendini kaybediyor.
- Say it with me, "Beefcake!"
- Daha ne duruyorsunuz, kaslı erkekler!
- Beefcake.
- Kaslı erkekler.
- Beefcake!
- Kaslı erkekler!
I'm such a beefcake I can't get through the door.
Kaslı bir adam olana kadar kapılardan geçemem.
- Beefcake.
- Kaslı adam.
Beefcake!
Kaslı adam!
Beefcake.
Kaslı adam!
Sky's a single slice of beefcake now. And he's on the rebound.
Sky'ı elde etmek şu anda kolay ve teselli arıyor.
Her girlfriends pitched in to get her a little beefcake.
Kız arkadaşları ona bir sürpriz yapmak istiyor.
Their club's called the beefcake club.
Tek sorun motorları yok.
It's not all beefcake.
Sadece vücudunu göstermek olarak düşünme.
Anyway, Mr. Smith, let's show this muscle - bound beefcake... who I have sometimes been mistaken for... what it's like to live in the real world.
Herneyse, Bay Smith, bu bazen beni karıştırdıkları... kaslı et yığınına... gerçek dünyanın nasıl bir yer olduğunu göstereyim.
Relax, beefcake.
Sakin ol, kaslı adam.
That makes me grade A prime USDA Beefcake.
Bu da beni Amerika'nın en çekici erkekleri listesinde A sınıfı yapıyor.
Hello, Beefcake Charlie.
Selâm, yakışıklı!
Read my lips, beefcake, a Goth " s attitude is supposed to suck.
Beni iyi dinle çam yarması, Gotik tavır böyledir zaten.
Lord, I hope that's mud! Hey, beefcake!
- Bunun çamur olduğunu umuyorum.
We're selling beefcake by the pound this friday, friday, friday!
Bu cuma para ile kaslı erkek satıyoruz, cuma, cuma!
"We're selling beefcake by the pound!"
Para ile güçlü erkek satıyoruz!
Honey, I don't need beefcake by the pound.
Benim parayla güçlü erkek satın almaya ihtiyacım yok.
If my mom wants to club five nights a week, sleep till noon and hook up with some 25-year-old Bavarian beefcake it Just means she's got less time for me.
Eğer annem haftada 5 gece kulübe gitmek, öğlene kadar uyumak, ve 25 yaşında Bavyeralı kaslı adamlarla takılmak istiyorsa, benimle uğraşacak daha az zamanı olacak demektir.
No, candy is dandy, but beefcake is bank.
Şekerlemeyle olmaz bu iş. İşin içinde et olmalı.
What's up with this beefcake?
Bu kaslı adamdan ne haber?
Oh, and, Giselle, there's still some time if you'd rather be served some beefcake instead of the pansy-loaf if you know what I mean.
Giselle, hala vaktin var eğer yumuşak yemekler yerine sert yemekler istersen dediğimi anladın herhalde.
- And that's "beefcake".
"Seksi Erkek Posteri" olacak o.
but if we put some hot beefcake up there, maybe it will attract more chicks.
Ama oraya kaslı bir adam koyarsak, belki daha fazla kızın ilgisini çeker.
I came back with beefcake.
Ve bir sürü kaslı adam buldum.
look, buddy, 2003 Dennis, okay, he was Grade-A prime beefcake.
Bak, kanka, 2003 Dennis'i, tamam, on numara kaslı biriydi.
Beefcake couldn't.
Beefcake ödeyemezdi.
The bailiff's visit was thanks to Beefcake's gambling.
İcra memurunun gelmesine Koca Oğlan'ın kumar alışkanlığı neden olmuştu.
Calling Beefcake a born loser may be going too far.
Koca Oğlan'a doğuştan kaybeden demek çok adil olmazdı.
It's true, isn't it, Beefcake?
Öyle değil mi, Koca Oğlan?
Everyone agreed this was Beefcake's fault.
Herkes bu durumu Koca Oğlan'ın hatası olarak kabul etmişti.
After his naked-cycling defeat, Beefcake would've liked to get the better of Koen but was excluded as a candidate because he was blacklisted by Omer.
Çıplak bisiklet yarışındaki yenilgisinden sonra bira içme yarışı Koen'den intikam alabilmesi için bir fırsattı. Ancak Omer tarafından kara listeye alındığından, adaylığı kabul edilmemişti.
If only to piss Beefcake off.
Bu durum Koca Oğlan'ı çileden çıkarıyordu.
Piss off, Beefcake, let him see.
Çek elini Koca Oğlan, bırak da baksın.
Hey, Beefcake, you winning?
Hey, Koca Oğlan, sen mi kazandın?
Beefcake?
Koca Oğlan!
Petrol was in prison for something minor and Beefcake had ended up in hospital after a cycling race.
Petrol önemsiz bir nedenle hapisteydi, Koca Oğlansa, katıldığı bisiklet yarışı dolayısıyla hastanedeydi.
Beefcake still couldn't get over Koen's victory.
Koca Oğlan hala Koen'in rekorunu kıramamıştı.
Because Beefcake wanted to be the most accomplished boozer, his race would be spread over a number of days, like the Tour, and wouldn't be limited to just lager.
Koca Oğlan, gelmiş geçmiş en büyük ayyaş olmanın hayalini kurduğundan, tasarladığı yarışma, Fransa Turu gibi uzun süreliydi ve yalnızca birayla sınırlı değildi.
If Beefcake hadn't done something stupid, he could've won.
Koca Oğlan aptallık etmeseydi kazanabilirdi.
Who's that beefcake?
Bu da kim?
Beefcake.
Sırım gibiyim.
Beefcake.
Sırım gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]