Begged translate Turkish
2,351 parallel translation
I cried, I begged...
Ağladım, yalvardım.
So I begged him not to turn me in.
Beni ele vermemesi için ona yalvardım.
I begged her to leave him, but she said that he'd find us.
Ona babamı terketmesi için yalvardım, ama o hep bunun kader olduğunu söylerdi.
You begged me to get rid of him, and then I... I don't underst...
Ondan kurtulmam için bana yalvardın,... sonra da, anlayamıyorum...
We didn't get the prime rib we wanted because your lesbian vegan aunt adopts cows, and what about your 2-year-old niece that your sister begged to be our flower girl and swore was potty-trained?
İstediğimiz rostoyu bile koyamamıştık, çünkü vejetaryen ve lezbiyen halan inek besliyordu. Hem kız kardeşinin 2 yaşındaki tuvalet eğitimi aldığına yemin eden kız yeğenine ne demeli? Çiçekleri tutmuştu.
I begged her.
Ona yalvardım.
Mom and dad are redoing their will, and they just begged me to be their lawyer.
Annemle babam vasiyetnamelerini yeniliyorlar. Onların avukatı olmam için bana resmen yalvardılar.
I called you and I begged you to come and sit with me!
Seni aradım ve yanımda durman için yalvardım.
So I begged her to lift the curse.
Ona laneti kaldırması için yalvardım.
When Christoph was dying, I begged for five more minutes- -
Cristoph ölürken beş dakika daha olması için yalvardım.
Taji begged for the amulet,
Taji silahlar için yalvardı,
I once saw a guy take 1 1 rounds before he begged me to kill him.
Bir keresinde bir adama bana onu öldürmem için yalvarmadan önce 11 el sıkmıştım.
Hmm, no, she begged me to let her spend the night at a friend's house.
Hayır, geceyi bir arkadaşının evinde geçirmesine izin vermem için bana yalvardı.
Yeah, I mean, you begged us to take these kids and now we want to.
Evet, bize çocukları almamız için yalvardın, artık istiyoruz.
We begged a seven-year-old to make us french toast sticks.
Yedi yaşındaki bir kızana bize yumurtalı ekmek yapması için yalvardık.
I begged her not to leave.
Gitmemesi için yalvardım.
You begged me for the Wicked Broadway cast recording.
Wicked Broadway seçme kayıtları için bana yalvardın.
You begged me for it.
Bana yalvardın.
I remember for weeks you begged me for it.
Hatırlıyorum, bana haftalarca yalvardın.
You just begged the question, Murdoch.
Sorunu doğru farz ettin Murdoch.
You begged him.
Ona yalvardın.
He was twenty years old and he begged me not to kill him.
Yirmi yaşındaydı ve onu öldürmemem için bana yalvarıyordu.
It was me he begged. Like he could sense I'm soft-hearted.
Sanki benim yumuşak kalpli olduğumu anlamış gibi, bana yalvarıyordu.
I begged you to change.
Değişmen için yalvardım.
I begged him to save me.
Beni kurtarması için yalvardım.
I begged Randal, but he said he was going to release the tape and reveal the safety flaw.
Randal'a yalvardım ama kasedi yayınlayacağını ve güvenlik açığını ortaya çıkaracağını söyledi.
He begged for death.
Ölüm için yalvarmış.
Yeah, he begged me to come back.
Evet, dönmem için yalvardı.
Please, please. Just how they begged you, Wes! Please!
Lütfen, lütfen.
They begged just like that.
Onlar da aynen böyle yalvardılar.
You mother fell at my feet and begged me.
Eğer anne düştü ayaklarıma ve bana yalvardı.
All his creditors have been after him, and I've begged them to leave him alone
Onu bağışlamanız için yalvarıyorum.
The king's youngest son, Ivan, begged to go with them.
Kralın en küçük oğlu, Ivan, .. onlarla gitmek için yalvarmış.
I begged you not to meet him.
Onunla görüşmemen için sana yalvarmıştım.
You begged me not to place myself in harm's way.
Bana zarar gelmemesi için yalvarmıştın.
It's a copy of The Book Thief that I begged you to read... but you wouldn't until your dental hygienist said it changed her life.
Okuman için yalvardığım "Kitap Hırsızı" kitabı mı yoksa? Hani şu dişçinin hayatını değiştirdiğini söyleyene kadar okumadığın.
I begged her to stay.
Ona kalması için yalvardım.
I begged her to come home like...
Ona eve geri dönmesi için yalvardım.
I begged her like some fool.
Bir aptal gibi ona yalvardım.
has begged mercy for her father.
babası için merhamet diledi.
I begged him to stay in the band.
Grupta kalsın diye ona yalvardım.
He told me not to mention it, begged me.
Bana bundan bahsetmememi söyledi, yalvardı.
- She begged me. I had to get her out.
- Ne tür haplar?
Pally, she begged for it.
Pally, bunun için yalvardı.
I begged you to come join me, and you said corporate investigation wasn't for you.
Katılasın diye yalvardım ama şirket incelemelerinin sana göre olmadığını söyledin.
Your girlfriend's in there saying that you planned the whole thing and she begged you not to go through with it.
Kız arkadaşın her şeyi senin planladığını ama yapmaman için sana yalvardığını söylüyor.
How many times do you think I begged for your help?
Sence ben yardımın için kaç kere yalvardım?
How many times have I begged for your help?
Sence ben yardımın için kaç kere yalvardım?
I only signed up because you begged me to.
Bana yalvardığın için sadece seninle anlaştım.
Oh, yeah. After I begged you not to.
Evet, sana bırakma diye yalvardıktan sonra.
After I begged you not to rip my suit.
- Elbisemi yırtma diye yalvardıktan sonra.