Below translate Turkish
7,657 parallel translation
Columns of gases rise and fall, Churned by heat from below.
Yükselen ve düşen gaz kolonları aşağıdaki ısı ile çalkalanır.
The photon is now just below the sun's surface.
Foton şimdi güneşin yüzeyinin hemen altındadır.
Harvey told me not to hurt my future by going below the belt with Mike, so instead of not hurting my future, I thought I'd start planning for it.
Harvey, Mike'a bel altı çalışarak geleceğimi mahvetmememi söyledi ben de geleceğimi mahvetmek yerine planlamaya başlamak istedim.
But I'm only two grades below you.
Senden sadece 2 sene küçüğüm.
And I'd appreciate a heads-up of anything ugly coming up from below.
Ben de aşağıdan gelecek çirkin şeylerden haberdar olursam çok memnun olurum.
The floor below is all service corridors - the veins and arteries of the bank.
Altımızdaki kat hep servis koridorları. Bankanın damarları ve arterleri.
We believe the saboteurs have their routes below decks.
Sabotajcıların alt güverteden olduklarını düşünüyoruz.
In Anton's room, the ceiling vent was pried open, and on the floor right below it... I found this.
Anton'un odasındaki tavan boşluğu hafif aralanmıştı ve içinde bunu bulduk.
Meanwhile, my metalbenders, Tonraq, Lin, and I will get into position below Laghima's peak.
Bu arada Metal bükücüler, Tonraq, Lin, ve ben Laghima zirvesinin altında posizyon alırız.
On the Hare Psychopathy Checklist... Jamal scored a click below Jeffrey Dahmer.
Hare Psikopati Listesi'nde Jamal'ın aldığı puan Jeffrey Dahmer'ın hemen altında.
You feel like you should be able to see right down to the bottom... when, actually, you have no idea what is happening... even just below the surface.
İnsan en derini görebileceğini sanıyor. Oysa yüzeyin hemen altında bile neler olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok.
Look, just... try to stay below the radar until Thanksgiving when we can all talk about this, okay?
Bak, Şükran Günü'nde bunu hep beraber konuşana kadar fazla dikkat çekme, tamam mı?
It's just you and everyone else way below.
Senin ve herkesin başka bir yolu vardır.
In the first month alone mine jumped from 20 below the safety line to 20 above the safety line.
İlk ay içerisinde benimki güvenli bölgenin 20 birim altından güvenli bölgenin 20 birim üstüne fırlamıştı.
I will take it to a crop-duster at Denham airfield, which I will fly over a 35 square mile area, releasing the virus onto those below.
Denham havaalanındaki ilaçlama uçağına götüreceğim ki 35 mil karelik bir alan üzerinde uçup aşağıdaki ekinlerin üzerine virüsü salacağım.
Everything below the waist, in case you were wondering.
Merak ediyorsan hiçbir şey yasak değil
The Four Seasons Santa Barbara called... apparently, you did some water damage to your room and the room below yours this past weekend.
The Four Seasons Santa Barbara aradı... görünüşe bakılırsa, geçen hafta odana ve altındaki odaya su zararı vermişsin.
I met an old couple down below, said a boy swore at them.
Aşağı tarafta yaşlı bir çiftle tanıştım. Bir çocuk onlara küfür etmiş.
They're in the corridor below you.
Üstündeki koridordalar.
I was aiming below... who was being carried by one of the girls below.
Üstte kızların sırtındataşınan Steph'i hedeflemişti.
That was below the belt.
Bu bel altıydı.
And their market share falls below the threshold.
Pazardaki payları da eşiğin altına düştü.
He said that people in those circles, need to evacuate immediately as temperature will drop below zero making the whole area inhabitable by sundown.
Bu çemberdeki insanların derhal tahliye edilmesi gerektiğini söyledi Sıcaklık kısa sürede sıfırın altına düşecek. tüm bölgeyi güneş almayan yaşanmaz bir yer haline getirecek.
I'm putting us on a heading of 270 and dropping to 5000 feet AGL to get below this.
270 istikametinde seyrediyorum ve 5000 ft. altına alçalıyoruz.
Now, despite Ronny's stature, he has below-average sized hands, which result in small index fingers, which result in slow dealer speed.
Ronny'nin cüssesine rağmen normalden minik elleri var. Yani küçük işaret parmakları var ve bu da kartları yavaş dağıtmasına neden oluyor.
- The triangle below canal.
- Canal'ın altındaki üçgen.
He pushed so hard with his pen that the paper picked up particulates from the writing surface below.
Yazarken kalemi o kadar bastırmış ki yazdığı yerin üzerindeki partikülleri toplamış.
Cushy gig aside, isn't security work a little below our pay grade?
Rahat iş bir tarafa, güvenlik işi ücretleri biraz düşük değil mi?
" The first time I met BoJack Horseman, he was puking cotton candy off the deck of his lavish house in the Hills, the lights of the city twinkling below us.
" BoJack Horseman'la ilk karşılaştığımda gösterişli evinin balkonunda pamuk şeker kusuyordu. Altımızda şehrin ışıkları...
If they drop below 10,000 feet, get ready to fire.
Emrimi bekleyin. Eğer 10 bin fitin altına düşerlerse, ateş etmeye hazırlanın.
They must have dropped below range.
Daha alçak bir seviyeye düşmüş olmalılar.
Um, you know, ten degrees outside and maybe 20 degrees below zero, wind chill.
- 10 belki - 20 derece.
Fortunately, Rasputin discovered a gift in a puddle below this tree.
Neyse ki, Rasputin bir hediye keşfetti bir su birikintisi, bu ağacın altında.
We must be below Water Reclamation, near the pusher plate.
Su Islah Merkezinin alt tarafında, iticilere yakın bir yerde olmalıyız.
Sir, shouldn't I be helping out below decks?
Efendim, alt güvertelere yardım etsem daha iyi olmaz mı?
You placed the knife exactly two inches below my jaw.
Bıçağı çenemin 2 santim altına tam olarak doğru yere yerleştirdin.
Right below the old finishing room.
Tam olarak son kontrol bölümünün altında.
Just below the air conditioner.
Klimanın altında hemen.
Below deck.
- Güvertede.
Spotter saw armed men leading members of the boarding party below deck.
Gözcü, silahlı adamların güvertede aborda ekibi elemanlarını götürdüğünü görmüş.
So we have an inmate from the medical module found three floors below, stabbed to death.
Medikal modül bölümünde çalışan mahkumunuz üç kat aşağıda bıçaklanmış olarak ölü bulunuyor.
- Below him.
- Onun altında.
When you go to sleep, in your luxury apartment late at night, your noise machine is drowning out all the sounds of the city below.
Dün gece Iüks dairende uyumaya gittiğinde ses makinen şehirdeki sesleri duyuyorken...
- But now we have, below deck...
- Ama aşağıda... - Mara var.
- Okay, remember, one on the chest, One just below the vocal chords.
Birini göğsüne, diğerini de ses tellerine yapıştıracaksın.
I have admitted to having one glass of wine, which would make my BAC well below the legal limit.
Bir bardak şarap içtiğimi kabul ediyorum,... ki bu benim kandaki alkol oranımın yasal sınırının altında.
Like there's 90 % more to me below the surface.
Yüzeyin altında daha fazlası varmış gibi.
Feels like it's coming from below.
Alttan geliyormuş gibi.
- Two! It's just below the surface, like you said.
Dediğin gibi yüzeyin tam altında.
Tunnels below sea level?
Deniz seviyesi altında tüneller mi?
Maybe it was always just below the surface.
Belki de her zaman yüzey altındaydı. Sadece bir kıvılcıma ihtiyacı vardı.