English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Berivan

Berivan translate Turkish

97 parallel translation
We come to talk a few words with Berivan.
İsteriz ki, Berivan'la iki kelime konuşalım.
Berivan and you are same for us.
- Berivan'la senin farkın yok gözümüzde. Acımız büyük.
If Berivan is really guilty, why do you still keep her?
Bütün bu olanlardan Berivan'ın suçu ne? - Berivan gerçekten suçluysa, neden kapında tutuyorsun hâlâ- -
Berivan, be strong.
Berivan, bacım! Metin ol, ha! Sakın dirayetini yitirme!
Berivan will be suffering for everything.
Ben size bir şey söyleyeyim mi? Olan garip bacımız Berivan'a oldu. Yazık oldu.
If Berivan could have kids, things would be alright.
Berivan'ın çocukları olsaydı, ölmeseydi çocuklar bütün bunlar olmazdı. Çocuk mocuk bahane.
Berivan is ill.
Bilmiyorlar mı ki, Berivan hasta.
He protected Berivan only by himself against all Veysikans.
Bütün Veysikanlar'ın Berivan'ı horlamasına tek başına direndi. Bacımızı korudu. Neden izin vermedi öyleyse, konuşalım Berivan'la?
He's our enemy but still our sister's husband.
Hamo'nun kararına uysaydı, çoktan Berivan'ı evimizin önüne bırakmış olurdu.
If he didn't listen to his father Hamo, he would have sent Berivan back.
Bu da bizim için çok ağır bir darbe olurdu. Yapmadı. Peki şimdi ne yapacağız?
Your daughter-in-law.
Berivan benim karımdır. Senin gelinindir.
They broke the truce.
Onların kızı değil mi, Berivan?
Why didn't Berivan bear a child?
Neden doğurmadı bize çocuk? Neden?
Berivan is ill.
Berivan hasta. Şefkate muhtaç.
Did all the children died because of illness? - Berivan is ill.
- Berivan hasta.
You'll get that too but it will be too late.
Berivan benim karım, baba. Berivan senin korkaklığının, acizliğinin sebebi.
Berivan is my wife, father...
Sen eskiden şahin gibi bir adamdın. Gözüne bakmaya korkarlardı.
Hide under Berivan's skirt.
Berivan'ın eteğinin altına sığın! Git onlara! Git!
Sivan will go or he'll send Berivan back to Halilans. They both can't stay among us.
Ya Şivan gidecek ya da Berivan'ı gönderecek Halilanlar'a.
- Sivan left us.
- Şivan bizi bıraktı. - Berivan hasta.
- Berivan is ill.
Hasta, ha? !
Berivan isn't ill, She's a Halillan.
Berivan hasta değil! Halilan! [ÖKSÜRME SESLERİ]
Berivan, you know how I love you.
Berivan. Ceylanım, ben seni nasıl severim, nasıl yanarım. Bilirsin.
Berivan, believe me, you'll be cured, we'll have babies.
Berivan, ceylanım. İnan bana iyi olacaksın. Hastalığın geçecek.
Tell me one word, that's all I ask you.
Konuş benimle, Berivan. Konuş, ceylanım. Bir kelime bile olsa konuş, başka bir şey istemiyorum senden.
Our troubles will end.
Bütün bu sıkıntılar bitecek, Berivan. İyi olacağız.
I believe in you, I love you, I gave my heart to you.
Ben sana inandım, Berivan. Seni sevdim. Yüreğimi sana bağladım.
Don't be so stubborn.
İnadı bırak. İnadı bırak, Berivan! Ceylanım, derdini anlat bana.
Our sister Berivan is ill.
Bacımız Berivan hasta.
On Friday I'll take Berivan to a doctor in town.
Cumaya kasabaya ineceğim. Berivan'ı doktora göstereceğim.
You wait for us on Friday, and take Berivan to a doctor.
Sen bizi bekle. Cumaya doktora götür bizi. Önce konuş doktorla.
After the death of our third baby, Berivan stopped talking.
Son çocuğumuzun ölümünden sonra Berivan konuşmaz oldu, Bey'im. Dilini açtıramadık bir türlü.
Berivan, let the doctor examine you.
Berivan, ceylanım.
Berivan, let him examine you.
Kurban olduğum Berivan'ım, ceylanım.
Why did we come here, Berivan?
Niye geldik öyleyse, Berivan? Bu kadar yolu teptik, geldik.
Sivan, allow us to find a remedy for our sister.
Şivan kardeş! Hiç değilse bu sefer izin ver. Bacımız Berivan'ın hatırını soralım.
Berivan, you're the honor of our family.
Berivan, sen ailemizin namususun!
Forgive us.
Berivan.
You want your husband Berivan?
Kocanı istiyor musun, Berivan? Kocanı istiyorsan, sana bir sözümüz olamaz. İstiyor musun kocanı?
You made me and Berivan suffer all those years.
Bunca yıl acı çektirdin bana. Hem bana, hem Berivan'a. Yüreğiniz bir parça bile sızlamadı.
2., I'll take Berivan with us too.
Dönüşte ayrılırım yine, gelirsem Berivan'ı da beraber getiririm. - Bu da 2.
I must take her to a doctor.
- Bakıma muhtaç. - Ankara'da bir doktora göstermeliyim, Berivan'ı.
To take Berivan to doctor Then I'll leave you.
Berivan'a baktırmak için. Bir de dönüşte ayrılmak için.
Berivan is yourwife.
Berivan senin karın, Şivan. Söz hakkı senin.
Berivan is an enemy, Sivan.
Berivan bir düşman, Şivan. Bir düşman!
Berivan is reason for yourweakness.
Şimdi uyuz bir çakaldan farkın kalmadı.
I believe in you, Berivan.
Ben sana inanmışım, Berivan.
Here, Sivan may need it.
Al, Berivan.
I'm at the end of my patience. You made me and Berivan suffer all those years.
Tükendik.
- Why Berivan?
Berivan'ın ne işi var bizimle?
- She's sick, she needs care.
Berivan hasta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]