Best day of my life translate Turkish
259 parallel translation
It's been the best day of my life.
Bu benim hayatımın en güzel günü.
This is the best day of my life.
Bugün hayatımın en güzel günü.
Ah, the best day of my life. I think so.
Hayatımın en iyi günüydü, sanırım.
It was the best day of my life.
Hayatımın en güzel günüydü.
- It's the best day of my life.
- Hayatımın en güzel günü.
You ruined what could have been the best day of my life.
Hayatımın en güzel olabilecek gününü mahvettin.
It was the best day of my life
Hayatımın en güzel günüydü.
It's the best day of my life.
Hayatımın en güzel günü.
Could this be the best day of my life?
Bu hayatımın en iyi günü olabilir mi?
I, on the other hand, have been having the best day of my life... and I owe it all to skipping church.
Ben ise, hayatımın en güzel gününü geçirdim. Hepsini kiliseye gitmemeye borçluyum!
This is the best day of my life.
Bu hayatımın en güzel günü.
This is the best day of my life.
Hayatımın en güzel günü.
It was the best hour of the best day of my life.
Hayatımdaki en güzel günün en güzel saatiydi.
Man, this is the best day of my life!
Adamım, bugün hayatımın en güzel günü!
I thought that was the best day of my life.
Hayatımın en güzel günüydü.
This is the best day of my life!
Bu benim hayatimdaki en guzel gun!
This has been the best day of my life.
Bu hayatımın en güzel günü.
I have had best day of my life.
Hayatımın en güzel gününü yaşadım.
Although, I do have to tell you, I'm not having the best day of my life.
Gerçi hayatımın en iyi gününü geçirmediğimi de belirtmeliyim.
Because this is gonna be the best day of my life.
Çünkü bugün hayatımın en iyi günü olacak.
It's supposed to be the best day of my life.
Hayatımın en güzel günü olması gerekiyordu.
Aside from the truck part, this was the best day of my life.
Kamyon kısmını bir kenara bırak, hayatımın en güzel günüydü.
This is the best day of my life.
Hayatımın en güzel günü bu.
That was the best day of my life.
Hayatımın en güzel günüydü.
Ahhh, this is the best day of my life.
Ah, bu hayatımın en güzel günü.
Yesterday should have been the best day of my life.
Dün benim hayatımın en güzel günü olabilirdi.
That was the best day of my life.
Bu hayatımın en güzel günüydü.
To the best day of my life.
Hayatımın en güzel gününe.
I think everyday is going to be, like, the best day of my life. You know?
Bence burada her gün hayatımın en güzel günü gibi olacak.
This has seriously been the best day of my life.
Bu gerçekten hayatımın en güzel günüydü.
That was the best day of my life.
Hayatımı en güzel günüydü.
This is the best day of my life.
Bu Hayatımın En İyi Günü.
This has been the best day of my life.
Hayatımın en güzel günü.
It's been the best day of my life.
Hayatımın en güzel günüydü.
And so it was that what was supposed to be the best day of my life turned out to be the best day in the lives of everyone in England except me.
Hayatımın en güzel olması gereken günü gelmişti. Ülkedeki bütün İngilizlerin hayatlarının en güzel günüydü benim dışımda.
This was supposed to be the best day of my life.
Bu hayatımın en güzel günü olmalıydı
Why you trying to ruin the best day of my life bringing up the past?
Geçmişi önüme getirerek hayatımın en mutlu gününü neden mahvetmek istiyorsun?
This is the best day of my whole life.
Bu, hayatımın en güzel günü.
I have, in fact, conscientiously, day in and day out for more years than you've been in this best of all possible worlds tried to kill myself, and I've never felt better in my life.
Doğrusunu istersen, daha sen dünyaya bile gelmemişken hemen her gün kendimi öldürmeye kalkışmıştım ama bak, taş gibiyim!
This was the best day of my life!
Hayatımın en güzel günüydü!
I remember that day I took that photo. One of the best days of my life.
Bu fotoğrafı çektiğim gün hayatımın en güzel günlerinden biriydi.
This is the best day of my fucking life!
Şu an lanet hayatımın en güzel anı!
So, I'm 230 yards out, I hit the best three... wood of my life.
Ben de onun hadım olduğunu biliyordum. Ben de 230 metre dışarıdayım, Hayatımın en iyi üç numara atışımı yaptım.
This is the best day of my entire life.
Bugün benim hayatımın en güzel günü.
That was probably the best day of my whole life.
Belki de hayatımın en iyi günüydü.
I'm having the best damn day of my life.
Hayatımın en berbat gününü geçiriyorum.
It was the best day of my fucking life.
Lanet yaşamımın en güzel günüydü.
One day, you're ted schmidt, my best friend And the love of my life, and the next day,
Bir gün en yakın arkadaşım, hayatımın aşkı Ted Schmidt'sin.
This is the best day of my miserable life.
Bu sefil hayatımın en iyi günü.
It was by far the best day of my life.
Açıkçası hepsi harikaydı.
I would tell you that... there was never a day on that tour when I didn't think you were the best part of my life.
Turnedeyken senin hayatımın en iyi parçası olduğunu, düşünmediğim tek bir günüm dahi geçmedi.