Beste translate Turkish
1,297 parallel translation
"Maybe one day you will learn to make music."
"Bir gün beste yapmayı öğreneceksin."
I don't know if I'll ever be able to make music.
Beste yapıp yapamayacağım konusunda emin değilim.
I wrote some songs.
Ben de beste yaptım.
The fact remains : the composer and the composition are unknown
Bu, beste ve sahibinin meçhul olduğu gerçeğini değiştirmez.
You're composing again What is that?
Yeniden beste yapıyorsun.
If you'd had a guitar, you'd have written a ballad.
Evet baba, anlattın bize. Gitarın olsaydı adına beste yapacaktın.
Three Marlboros and two Marlboro Lights later I had learned Patrick was a composer, writing music for movies.
Üç Marlboro ve üç Marlboro Lights'tan sonra Patrick'in filmler için beste yapan bir müzisyen olduğunu öğrendim.
He composed, conducted and played jazz clarinet and the piano.
Caz klarneti için beste yapıp, yönetir ve çalardı. Ayrıca piyano.
It's your dumb musical.
O aptal bir beste.
and, you know, fantastic drumming, and it was just great to be With Paul who was just there probably from when I first met him...
İyi beste ve güfte kim yapamaz ki? Ama müthiş bateristlik ve Paul ile beraber olmak harikaydı.
My plane leaves at five o'clock.
- Uçak beşte kalkıyor.
My flight's at five.
Ama acele et. Uçak saat beşte.
Aw. Those poor badgers are soaked.
Ama yarın herkes beşte yatacak.
On the Naomi anxiety scale of one to ten- - where one is a touch of insomnia and ten is a panic attack- - about five.
Birden ona kadar, Naomi anksiyetesine göre- - bir uykusuzluğu, on panik atağı temsil ediyor- - şu anda beşte.
I'm calling on behalf of the Vinylright corporation, Which would like to put a crisp $ 100 bill into your hand... By 5 : 00 tomorrow evening.
Size yarın akşam saat beşte yepyeni 100 Dolar vermek isteyen Vinylright şirketinden arıyorum.
"ln 1865 with...."
"Bin sekiz yüz altmış beşte..."
Hull breach, level three!
Gemide yarık var, bölüm beşte!
We're outta here in five.
Saat beşte buradan ayrılmış olacağız.
hopefully, the copy's not a mess.
Beşte elimde olsun. Ümit ederim kopyası sorunlu değildir.
And you're all about order and control and getting me my copy by five.
Sürekli başkalarından emir alır ve kontrol edilirsin. Kopyalarım beşte elimde olsun.
Copy by five!
Beşte hazır olsun!
Why don't you come by tomorrow at five and you can pick'em up, OK?
Yarın beşte gelip onları alabilirsin tamam mı?
She'd wake up at five in the morning and hang out on the front steps - .. like it wasn't completely obvious.
Sabah beşte kalkıp evin girişinde öylesine dolanıyor, sanki belli olmuyormuş gibi.
A fifth of Chivas and a uterus and you could be my mom.
Chivas'ın beşte biri ve sen benim annem olabilirdiniz.
- Meet me at the library at five. - Why?
- Saat beşte kütüphanede buluşalım.
10 to 1? 15 to 1?
Onda bir mi, on beşte bir mi?
I pick up the count at five, and I got to one knee...
Beşte saydıklarını fark ettim.
They close at five I'm a little short now, but you and I are gonna make lots of tips today
Beşte kapatıyorlar. Çok az vaktim var ama bugün birlikte çok bahşiş toplayacağız.
It's around... 5 a.m...
Yaklaşık sabah beşte.
Someone will burn to death at 5, and the lab will explode at 11.
Birileri beşte yanarak can verecek ve laboratuvar da 11'de güm olacak.
5... in the morning, or so.
Yaklaşık... sabah beşte.
All right, well, the preview is at 5 and the auction's Sunday at 11.
Peki, özel gösterim saat beşte ve açık artırma pazar saat 11'de.
That's 1 / 5 off.
Beşte bir indirim.
Five? Your mother's ready for dinner at 5?
Annen akşam yemeğini saat beşte mi yiyor?
Is confession still on Saturday, cos I think they'll be out in time.
Günah çıkarma hâlâ Cumartesileri beşte mi, peder? Çünkü bol bol zamanları olacak.
Have a look around, Best, I'll see you at five.
Sen ortalığa bir göz at iyiçocuk. Saat beşte görüşürüz.
Maybe you'd sneak into the top ten. But there's just no room for you in the top five.
Belki top on listesine girebilirdin ama Top Beşte sana yeryok.
In five.
Beşte.
Besides, I've been starting point the last two years.
Bunun yanında iki yıldır ilk beşte ben çıkarım.
And for the women... while not boasting one of the top recruiting classes... they are returning four starters from last year's squad... which made it to the sweet 16.
Ve kadınlar takımında... en iyi oyuncu seçme ekiplerinden biri olmak ile övünmezlerken... Geçen yıl ilk 16'ya kalan takımın ilk beşinden dördü... bu sene ki takımda ilk beşte yer alacak
To five.
Beşte.
Dee Dee, on five you need to look over to the right. Five...
Dee Dee, beşte sağa doğru bakacaksın. 5....
Yeah, I get off at 5 : 00, then I'm going for a swim.
Beşte işim bitiyor oradan yüzmeye gideceğim.
- My plane leaves at five.
- Uçağım beşte kalkıyor.
At least, he won't have to get up at 5 a.m.
Artık sabah beşte kalkmak zorunda değil.
Do you lot in the city get up at 5 a.m.?
Şehirde hiç sabah beşte kalkar mısınız?
If you can pull it off, you'll triumph.
Vuruşları doğru yapabilirseniz başarırsınız. Ama beste kesinlikle çok etkileyicidir.
The invitation said 5 : 00.
Davetiyede saat beşte yazıyordu.
On October 1, with international agreement German troops marched into Sudetenland adding one-fifth of Czechoslovakia to the Reich and opening the way for further dismemberment of the country.
1 Ekimde, uluslararası bir anlaşma çerçevesinde Alman askerleri Sudetenland'a girdi ve Çekoslovakya'nın beşte birini Reich'a katarak ülkenin daha da parçalanmasının yolunu açtı.
During the years of plenty, have him collect one-fifth of the grain from every field and store it under guard.
O kişi bolluk yıllarında tüm tarlalardaki, tüm tahılların beşte birini toplasın ve saklasın.
Go three-out-of-five?
Beşte üç yaparsın?