English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Biggie

Biggie translate Turkish

798 parallel translation
He's a biggie.
Ukala.
As long as you're ready for Saturday night, which is your biggie.
Cumartesi gecesi için hazır olmalısın, bu senin büyük günün
As long as you're fit for Saturday night, which is your biggie.
Cumartesi gecesine kadar hazır olmalısın
As long as you're ready for Saturday night, which is your biggie.
Cumartesi günü hazır ol, senin büyük günün.
A biggie.
Büyük bir iş.
Lightning may flash and thunder may roar around my plane, but when the biggie walks through the cabin, little old ladies stop fingering their beads and sweaty palms dry up.
Uçağımın çevresinde Şimşekler çakabilir ve fırtına gürleyebilir, ama önemli kişi kabine girince, küçük yaşlı hanımlar tespihleriyle oynamayı keserler ve terli avuçları kurur.
- I've got it. It was a biggie.
- Büyükçe bir tane.
Jerry Lee Lewis'solid gold biggie?
Jerry Lee Lewis'in som altın hiti.
No biggie.
Önemli değil.
It's no biggie.
O kadar önemli değil.
That was a biggie.
Çok önemliydi.
- Well, you're here, which is a biggie.
- Sonuçta buradasın ya.
No biggie.
- Sorun değil.
No biggie.
Zor iş değil.
- It's no biggie, all right?
- Büyük bir olay değil.
- It's a major biggie!
- Çok büyük bir olay!
That's a biggie.
30 demek. Büyük adım.
- No biggie.
- Sorun değil.
It's no biggie. Come on, hop on. Baby, please, we got...
Hayatım, yola koyulmalıyız.
It ain't no fucking biggie.
Zor bir iş değil.
No biggie.
Büyük bir sorun değil.
This is a biggie, pal.
Bu önemli bir vuruş dostum.
- I think they're riffing with Tag Team... maybe some Ice, Snoop, Biggie, Junior MAFIA, whatever.
- Tag Team, belki Ice, Snoop... Biggie, Junior MAFIA falan, takılıyorlar işte.
That's no biggie, no big thing.
Bu abartı birşey değil, hiç önemli değil.
- Rancor! - That's no biggie, no big thing.
Bu abartı birşey değil, hiç önemli değil.
No biggie. I'm cool.
Hayır, ben iyiyim.
That " s a biggie.
Harika bir jest bu.
- I'm sorry, Richard. No biggie. He'd been ill.
- Çok üzüldüm, Richard.
It's no biggie.
Önemli bir şey yok.
No biggie.
Ama önemli değil.
No biggie, but I was wondering if you'd seen any of them.
Önemli bir şey değil, ama onlardan hiç gördünüz mü diye merak ettim.
- Way to go, biggie.
- Gitme zamanı.
Biggie!
Biggie!
" Biggie Smalls, assassinated.
" Biggie Smalls suikaste kurban gitti.
Shit, I love Tupac, I love Biggie, but school will be open on their birthday.
Ben Tupac'ı da Biggie'yi de severim, ama onların doğum gününde okullar açık olmalı.
" And right here, I got one of Jesus and Biggie on the seesaw.
" Burada da İsa'yla Biggie tahterevallide.
Hey, Dad, it's OK Santa didn't show No biggie
Önemli değil baba. Noel baba gelmedi. Önemli değil.
No biggie.
O kadar önemli değil.
No biggie.
Büyütülecek bir şey yok.
- No biggie, Cuse.
- Dert değil, Cuse.
No biggie.
Büyük bir şey değil.
No biggie.
Büyük bir olay değil.
Maybe... the wind was just right, and I landed on a bunch of towels... no biggie.
Belki rüzgarın yardımı oldu. Hem havluların üzerine düştüm. Önemli bir şey değil ki.
It's no biggie.
Büyük birşey değil.
- No biggie.
- Büyütecek birşey yok.
That would be it, go out with a biggie.
Zirvede bırakmak lazım.
No biggie.
Önemli bir şey değil.
Oh, well, it's no biggie.
- Evet. Birkaç dakika önce çıktı.
It's no biggie to me.
Bu benim için sorun değil.
- No biggie.
- Büyütmeye gerek yok.
- It's no biggie.
Sadece çişini yapıp, gidecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]