Binder translate Turkish
316 parallel translation
Mommy, this is Creeps Binder.
Annecik, bu Creeps Binder.
- Say hello to Mr. Binder.
- Bay Binder'a merhaba de.
Binder plates were made out of the ore. These were stainless, refractory steel plates.
Ve kalıplara dökerek paslanmaz saçlardan kapak yaptılar.
- Yes, a welt binder.
- Evet, kösele şeritçisiyim.
A welt binder.
Kösele şeritçisi.
Welt binder!
Kösele şeritçisi!
Joseph Binder's remarkable story presented the perfect situation.
Joseph Binder'ın dikkat çekici hikayesi mükemmel bir örnek oluşturuyor.
My name is Joseph Binder and I'm an architect.
Benim adım Joseph Binder, ben bir mimarım.
What was it that caused Binder, a perfectly sane man, to hear chilling sounds echo through his house or suddenly view an apparition in human form?
Binder'in, aklı başında bir adamın evinde yankılanan sesler ve insan formunda görüntüler görmesine ne sebep olmuştu?
With Binder's approval, I brought in specialists - two men trained in the field of supernatural phenomena.
Binder'i onaylamak üzere, uzman ekipler getirttim. Doğa üstü olaylarla ilgilenen uzman iki adam.
They set up their machinery around areas in the house where Binder had reported an attempted communication by his wife and child.
Evin, Binder'in karısı ve çocuğuyla iletişime geçmeye çalıştığı bölgelerine cihazlarını yerleştirdiler.
Sensitive parabolic microphones began to record Binder's lost family.
Hassas parabolik mikrofonlar Binder'in merhum ailesinin sesini kaydetmeye başladı.
It was now time to bring in a medium, a willing soul that would allow Binder to communicate with the people he missed and loved.
Artık bir medyum çağırmanın vakti gelmişti, istekli bir ruh, Binder'in özlediği ve sevdiği merhumlarıyla iletişime geçmesini sağlayabilirdi.
Are you ready, Mr. Binder?
Hazır mısınız, Bay Binder?
When I studied the pictures that were shot of the ghost of Binder's wife and child, I began to reexamine my whole outlook on death.
Binder'in karısı ve çocuğunun hayaletini çektiğimiz kayıtları incelediğimde ölüme bakışımı tekrar gözden geçirmeye başladım.
You can get dressed again, Mrs. Binder.
Üzerinizi giyebilirsiniz Bayan Binder.
It's not in a binder though for the Xeroxing.
Ciltli değil ama.
My nose is caught in my binder.
Burnum dosyama sıkıştı da.
and my binder is caught in my hair.
Üzgünüm öğretmenim. Dosyamın içerisindeydi ve dosyamda saçıma takıldı.
Because my hair is still caught in the binder.
Çünkü saçım hâlâ dosyaya sıkışmış halde.
It's right here in my binder.
Dosyamın hemen şurasında.
The binder may have some trouble with this.
Belki ciltçiyi biraz uğraştırabilir.
Hi, I'm looking for Douglas Binder.
Merhaba, Ben... Ben Douglas Binder'ı arıyorum?
- You a friend of Mr. Binder's?
- Bay Binder'ın arkadaşı mısınız?
- What is the name of the missing individual?
- Kayıp kişinin adı nedir? - Douglas Charles Binder.
We're looking for someone who worked for you. The man's name is Douglas Binder.
Senin için çalışmış birini arıyoruz.
- Natasha Binder? - What's the problem?
- Natasha Binder?
Miss Binder, I'm afraid I have some bad news.
- Sorun ne? Korkarım bazı kötü haberlerim var
- You fuck. - Binder.
- Seni pislik.
Binder.
- Binder.
Douglas Binder.
Binder. Douglas Binder.
Look, you said you wanted a combat veteran, so I sent you Binder.
Bakın. Siz savaşta bulunmuş emekli bir asker istediniz, ben de Binder'i gönderdim.
And I'll bet my rent money it was made when Binder was still wearing it.
Ve kira paramın üzerine bahse girerim ki bu olduğunda hala Binder'in üzerindeydi.
I'm gonna find out who killed Douglas Binder.
Douglas Binder'i kimin öldürdüğünü bulacağım.
Binder, Douglas C.
Binder, Douglas C.
That memo contains evidence that might make Binder's death a homicide.
Bu mesaj Binder'in ölümünü bir cinayet haline getirecek kanıt içeriyor.
They want me to redo the autopsy on Binder.
Büyük bir problem. Binder'in otopsisini tekrar yapmamı istiyorlar.
Binder's family's breathing down her neck.
Binder'in ailesi ensesinde nefes alıyorlar.
You see, Miss Binder... you I can understand.
Görüyorsunuz, Bayan Binder,.. ... siz anlayabilirsiniz ;
- It's all here in this easy-to-read binder.
Bu kolay okunur dosyada her ayrıntıya yer verdim.
- And the color of the binder.
- Ve dosyanın rengi. İyi seçim.
This is my medical binder.
Bu benim tıp dosyam.
I can't find the employee concession binder, sir.
Personel dosyalarını hala bulamıyorum efendim
Randi, have you seen a black binder?
Siyah bir klasör gördün mü?
Fred Tinsdale and Mimi Binder.
Fred Tinsdale ve Mimi Binder.
Where's the binder?
Dosya nerde?
- Binder's on the porch, I'll get it.
- Dosya verandada. Ben alırım.
It says in the binder that each student must tell the offense they committed.
Burada her öğrencinin işlediği suçu söylemesi gerektiği yazıyor.
It's in the binder.
Kitapta mevcut.
Maybe we don't have to do this class exactly Like it is in the binder.
Belki de bu dersi aynen o kitapta söylediği gibi yapmasak daha iyi olur.
- I never heard of him.
Adamın adı Douglas Binder. - Hiç duymadım.