English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Birch

Birch translate Turkish

549 parallel translation
Birch him!
Falakaya!
Sell me the birch twigs.
Bana huş dalları sat.
So the rabbit jumps between two birch trees.
Tavşan iki ağaç arasından zıplar.
And, boys, when you get to Birch City... look in on my little granddaughter, will you?
Ve Huş Şehri'ne giderseniz... küçük torunumu ziyaret edin, olur mu?
He's trying to tell us it's home in Birch City.
Huş Şehri'nde olduğunu söylemeye çalışıyor.
Tanya was buried without honors under a birch tree outside the village.
Tanya köyün dışında bir huş ağacının altına bir şeref payesi olmadan gömüldü.
And the thinnest little birch tree, it'll bend over dancing... and spring right back up again on its two little feet.
Ve en incesinden küçük bir huş ağacı bile dans eder gibi eğilecek iki küçük ayağı üzerinde tekrar doğrulacaktır.
"New dishes," I said, " Mr. Birch.
"Yeni tabaklar," dedim, " Bay Birch.
I hope you like the pattern on the new dishes, Mr. Birch.
tabaklardaki süsleri beğendiğinizi umarım, Bay Birch.
Not after 20 years, she ain't, Mr. Birch.
20 yıl sonra, ne kızı, Bay Birch.
What kind of a girl is your Edwina, Mr. Birch?
Ne tür bir kız senin Edwina'a, Bay Birch?
Oh, come off it, Mr. Birch.
Oh, bırakşunu, Bay Birch.
What's the matter with you, Mr. Birch?
Senin neyin var, Bay Birch?
This Miss Ritzy is Mr. Birch's friend.
Şu Miss Ritzy Bay Birch'ün arkadaşı.
Birch's friend?
Birch'ün arkadaşı mı?
" Seeking information as to the whereabouts
" Bir zamanlar Canandaigua'da yaşamış Albert Birch'ün
"of Albert Birch, formerly of Canandaigua."
"nerede olduğu hakkında, bilgi istiyorum."
Mr. Birch has seen him.
Bay Birch onu gördü.
You've seen her Toby boy, have you, Mr. Birch?
Sen Toby bebeği gördün, değil mi, Bay Birch?
Those without rifles will lash their bayonets to birch staffs for use in close combat.
Tüfeği olmayanlar kasaturalarını ağaç dalına bağlayıp yakın temas halinde kullanacaklar.
Birch breaks too easily to be of much use.
Bu huş ağaçlarının dalı kolayca kırılacaktır.
If I had answered my parents in that tone I'd have been birched and made to fast Birch me and starve me, then.
Eğer ben annemle bu şekilde konuşsaydım Azarlanır ve oruç tutmaya zorlanırdım öyleyse beni azarla ve açlıktan öldür.
Heat the bath-house. I'll fetch birch twigs
Banyoyu yak Ben huş sürgünü getireceğim
A birdhouse on a birch!
Bir huş üzerinde bir kuş evi!
A birch, and a birdhouse!
Bir huş ve bir kuş evi!
In a birch bark canoe, pitting his skill and strength against the forces of nature.
İnsan bilgisini ve gücünü doğayla mücadele ederek ölçmüş.
A birch tree is growing on the altar
Bir huş ağacı sunak üzerinde büyüyor.
There were two beautiful birch trees right outside our house.
İki tane güzel huş ağacı vardı evimizin bahçesinde.
But tell me, Marichka how have you twisted my brain, like the twining of poplar and birch?
Söyle bana, Marichka nasıl beynimi kavak ağacına dolanan sarmaşık gibi sarmaladın.
Katie would have bloodied our backsides with a birch for talking back.
Katie'ye böyle karşılık versek dövmekten arkamızı kanatırdı.
Hanabe Lycaenidae, Birch Blue,
Hanabe Lycaenidae, Mavi Huş Kelebeği.
All this is right, but it's a pity that... I passed this birch every day and never noticed it.
Bunlar doğru ama ne yazıktır ki bu tarladan hergün geçerim ama buraya hiç dikkat etmemişim.
My words are weak as birch twigs when Tokei-Ihto wants to fight.
Tokei-Ihto savaş istediği müddetçe benim sözlerim ağaç dalı gibi zayıf kalır.
Now a ballet composition - "A Little Birch Tree."
Şimdi de bir bale gösterisi, "Küçük Kayın Ağacı"
The birch, the bird-cherry...
Beyaz kayın, kuşkirazı...
Don't climb up a birch tree, or you'll fall and hurt your head.
Akçaağaca çıkma. Düşüp başını vurursun.
I leaned against the bark of birch
" Huş ağacının gövdesine yaslandım,
THE BIRCH WOOD
HUŞ AĞACI
He said she should stay in the birch wood.
O huş ağacının altında kalmalı dedi.
She liked this birch wood, the forests, the spring.
O ilkbahardan, ormandan ve huş ağacından hoşlanıyordu.
You'll bury me in the birch wood.
Beni de huş ağacına gömeceksin.
When I plant a little birch tree and then see...
Küçük bir huş ağacı diktiğimde ve sonra baktığımda -
- Silver Birch.
- Beyaz huş ağacı.
a John Birch package on communism.
Komünizm üzerine bir John Birch paketi.
So we studied communism via the John Birch Society, the big red map with the flowing out of the disease and so forth, and-and learned how Karl Marx was a very cruel man... and used to, uh, make his family suffer and so forth.
Komünizmi John Birch Topluluğu üzerinden çalıştık. Felaket derecede solmuş ve harap olmuş kırmızı büyük bir haritaya baktırıldık. Ve-ve bunun üzerinden Karl Marx'ın ne kadar zalim bir adam olduğunu öğrettiler bize.
Wrap in birch bark, put in shack.
Paket yapmak, kulübeye koymak.
I don't trust you. I have an expensive birch switch in it.
İçinde kıymetli eşyalarım var.
I'm terribly sorry, but I left my bag with the birch switch.
Çok özür dilerim ama çantamı almayı unutmuşum.
Not far from where I live there's a pond and birch trees.
Kaldığım yere yakın bir göl ve huş ağaçları var.
Trees of birch gently wave as they pass
* Huş ağaçları saygıdan dallarını eğiyorlar. *
You left your birch switch.
Tanrım!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]