English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bird's

Bird's translate Turkish

3,296 parallel translation
Early bird special.
Özel açılış.
There's a dead bird out there.
Orada ölü bir kuş var.
I know he's been bad lately, but... Schmidt's an odd bird.
Son zamanlarda biraz kötü davrandığını biliyorum ama Schmidt tuhaf biridir.
There's a bird about that could easily take a baby crocodile.
Yavru bir timsahı kolayca avlayabilen bir kuş var.
A flightless bird that's almost as tall as a person.
Neredeyse insan boyunda, uçamayan bir kuş.
And its kick is so violent, that the cassowary is said to be the world's most dangerous bird.
Ve tekmesi o kadar şiddetli ki bu devekuşunu, dünyanın en tehlikeli kuşu olduğu söyleniyor.
Hey, you think you're the first fella to fall for a bird with someone else's egg in her nest?
Hey, başka birinin yumurtasını taşıyan bir kuşa aşık olmuş ilk kişi olduğunu mu sanıyorsun?
It's Brad. Bird.
- Kuş.
You're a bird magnet.
Kuş mıknatısısın sen.
Or he's pissed you hung up on him, kills six more people, and calls back to give you the bird.
Ya da sen telefonu kapattığın için kızıp, 6 kişiyi daha öldürüp, seni azarlamak için tekrar arayacak.
BIRD FLIES AWAY Do I know you?
- Tanışıyor muyuz?
Yo, Jimmy Bird's up!
- Sıra Jimmy Bird'de!
Oh! Jimmy Bird's up!
Sıra Jimmy Bird'de!
- That's because you're a bird.
- E çünkü sen bir piliçsin.
And he's got some bird with him.
Yanında bir de kuş getirmiş.
It's a universal dream to fly like a bird. To soar on wings into the heavens.
Bir kuş gibi uçabilmek, kanat açıp gökyüzünde süzülebilmek evrensel bir hayaldir.
A bird's-eye view.
Bir kuşun gözünden.
A bird's-eye view of Cape Town's Table Mountain gives no hint of what's stirring in the seas far offshore.
Cape Town'daki Masa Dağı'na bir kuşun gözünden bakınca açık denizde neler döndüğüne dair hiçbir ipucu yok.
Its innermost secrets are known by a bird.
En içerideki sırları bilen bir kuş var.
Her bird's-eye view reveals many secrets.
Kuş bakışı sayesinde pek çok sırrı açığa çıkarıyor.
A bird's eye view.
Bir kuşun gözünden.
It's a universal dream to fly like a bird.
Kuşlar gibi uçmak evrensel bir hayal.
A bird's eye view.
Kuş gözü görüntüsü.
Above their heads, Japan's most revered bird is also arriving.
Yukarılarında Japonyanın en saygı duyulan kuşları da geliyor.
In winter, these bird-hunters move inland from the coast.
Kışın bu kuşlar kıylardan içerilere doğru göç ediyorlar.
To capture a bird's-eye view, the team employed the latest state-of-the-art techniques.
Kuş gözünden görebilmek için en gelişmiş son teknoloji ekipmanlar kullanıldı.
Avid bird-enthusiast Christian Moullec is about to raise his very own flock of geese.
Hevesli bir kuş meraklısı olan Cristian Moullec kendi kaz sürüsünü oluşturmak üzere.
The onboard camera reveals the bird is turning in a thermal, soaring upwards.
Kuşun üstündeki kamera kuşun sıcak hava dalgası ile yükseldiğini gösteriyor.
All onboard cameras are designed so the bird can remove them, but it's clear from the relayed signal that the vulture hasn't a care in the world.
Kuşun üstündeki tüm kameralar kuşun kaldırabileceği şekilde tasarlandı, fakat sinyallerden gelen duruma göre bu akbabanın umrunda değil.
The vulture captured a bird's-eye view in many different locations after this.
Kuş gözü kamerası bu olaydan sonra çok farklı yerlerden çekim yapmış.
Even so, the bird's arrival is spontaneous and unpredictable.
Öyle bile olsa kuşların gelişi rastgele ve öngörülemez.
The condor soars on wings that are larger than any other bird's.
Akbabalar kuşlar aleminin en geniş kanatları ile süzülüyor.
We still have a bird's-eye view of the city.
Tespit edemiyoruz. Kuş bakışı görüntülerimiz var.
That's one bird's opinion.
Altı üstü bir kuşun görüşü bu.
From a bird's eye, it looks like the facility is still dormant.
Kuşbakışı görüntüye göre tesiste bir haraketlilik görünmüyor.
Yeah, well, there's only one reason why Pete Moyer would want a bird's-eye view of Professor Laudner's couch.
Pete Moyer'in Profesör Laudner'ın kanepesine kuşbakışı kamera yerleştirmesinin sadece bir sebebi olabilir.
So there's this bird- - some sort of swallow, I think.
Bir kuş var. Bir tür kırlangıç sanırım.
Do you think he was chatting up some random bird, or did she say who she was?
Sence adam sıradan bir piliçle mi sohbet ettiğini sanıyordu yoksa kız kim olduğunu söylemiş midir?
Unser was there, feeding the bird.
O sırada Unser evde kuşu besliyormuş.
Bird's still in his.
Bird hâlâ onun içinde.
Harper's got a team working on Bird's body right now.
Şu anda Harper'ın, Bird'ün cesedi üzerinde çalışan bir takımı var.
Bird's been killed?
Bird öldürüldü mü?
If Britten tells Bird anything, Britten disappears and Bird finds out, Bird's gonna be all over this.
Britten Bird'e bir şey söylerse, Britten kaybolur, Bird öğrenirse Bird bu işin peşini bırakmaz.
No one's ever gonna believe I would hurt Bird.
- Kimse Bird'e zarar verdiğime inanmaz.
You'll be waiting in a holding cell, and if Bird doesn't come back with something better than your word against a dead cop's,
Nezarethanede bekleyeceksin. Bird, ölü bir polisinkine karşı senin sözünden daha iyi bir şeyle dönmezse oradan nasıl çıkarsın bilmiyorum.
The bleeding bird just crapped in my eye!
Allah'ın belası bir kuş tam gözüme sıçtı!
Well, it's completely covered in bird discharge.
Üstü tamamen kuş pislikleriyle kaplanmış.
Bird excrement.
Kuş sıçtı.
It looks like a bird's nest in the back.
Arkadan bir kuş yuvasına benziyor.
I hope she's gonna touch my bird.
Umarım kuşuma dokunur.
They're bird-dogging. That's it.
Takipteler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]