Bleach translate Turkish
789 parallel translation
Got tired of bleach-blond nurses and gunshot wounds, huh?
Açık sarı saçlı hemşirelerden ve kurşun yaralarından sıkıldın mı?
- You could always bleach your hair.
- Saçını boyatabilirsin.
And besides the food, there's the bleach and everything else.
Yemeğin yanında temizlik malzemeleri ve diğer şeyler de öyle.
Tripe is expensive, and so is bleach and sawdust.
İşkembe pahalı, ağartıcı ve talaş da.
For that, the soul must pass bleach by penance soaping with contrition, shake as sacudís clothes on the edges of the river, rinse with prayer, aim at the sun our Lord Jesus Christ, ironing with the iron of good promises,
Bunun için de ruhunuzun da aynı dere kenarında ağartılan.. .. çamaşırlar gibi pişmanlıklarla ağartılması gerekir. Bu arada giysilerinizi temizledikten sonra,
You should use some bleach on that dark skin of yours.
O kapkara tenine biraz çamaşır suyu sürsen iyi olur.
I'll bleach that tongue of yours!
Ben onu, o diline süreceğim.
- Bleach your hair, for starters.
- Saç renginizi biraz açın, evvela.
There is only one substance that can turn a copper ring green and bleach the color out of canaries.
Sadece bir tek madde bakırı yeşile çevirir ve kanaryaları da beyaza.
Aw, let me bleach your hair out.
Ah, saçının rengini biraz açalım.
Washed her hair with bleach.
Saçını çamaşır suyuyla yıkamış.
Soap, bleach, toilet paper, napkins.
Sabun, çamaşır suyu, tuvalet kağıdı, peçeteler.
Our bones will bleach in the sun with the bones of the buffalo.
Kemiklerimiz, bizonların kemikleriyle birlikte güneşin altında beyazlaşacak.
- Bleach blonde, a lot of makeup...
- Sarışın, aşırı makyajlı...
We're having trouble getting poison, so I got him working on bleach, but he's beginning to wheeze when he walks.
Zehir bulmak sorun oldu bu yüzden beyazlatıcıyı denedim ama yürürken hırıldanmaya başladı.
- We'll cut our hair, you'll bleach yours.
Saçlarımızı keseceğiz Ponyboy. Seninkini ağartacağız.
No, we gotta bleach it first.
Hayır Pony, önce beyazlatmamız gerek.
Bleach it and quit cutting.
Öyleyse beyazlat. Kesmeyi bırak.
He wants cyanide to bleach his dust.
Bulduklarını temizlemek için siyanür ısmarladı.
That was for eating bleach under the sink.
O dayak da çamaşırsuyu içtiğim içindi.
You know, records, movies... bleach.
Biliyorsun, kasetler, filmler.. saç ağartıcı.
I'll steal bleach before I give up my blondness.
Sarışınlılığımdan vazgeçmeden önce ağartıcı çalacağım.
Maybe you can bleach it at a beauty parlour.
Belki güzellik salonunda kapatıcı sürebilirler!
What do you think? A permanent wave, maybe? Or a bleach job?
Ne dersiniz, perma ya da boya işe yarar mı?
Can you bleach out urine stains?
Sidik lekesini ağartabilir misin?
Chlorine bleach.
Çamaşır suyu.
- Use some bleach on that!
- Beyazlatıcıyı dene, Frank.
There's not enough bleach to burn the stench of you away, Luke Dove.
Kokunu yok etmeye kimsenin gücü yetmez, Luke Dove.
Petechial hemorrhaging in the mucosa of the lips. And the interior of the mouth, the strong odor of bleach, And the presence of a postmortem ligature mark.
Dudak dokusunda ve ağız içinde peteşiyal kanama keskin bir çürüme kokusu ve ölüm sonrası ortaya çıkan dikiş izlerinden yola çıkarak merhumun ölüm nedeni- -
That's who I would use to bleach my husband's bones if he even looked at another woman while he was wearing my brand.
Benim adımı taşırken bir başka kadına..... bakacak dahi olsa kocamın kemiklerini o kadına yedirirdim.
Blond hair- - obvious bleach job.
Sarışın boya işi olduğu belli.
These bands are bottles of bleach.
Bu gruplar çamaşır suyu şişesi.
I had a 109-degree temperature and all she did was bleach my hair.
Benim 43 derece ateşim çıktı. Ama sadece saçımın rengini açtı.
It's because her Mom always told her, "Bleach a cold, raise a beaver."
Çünkü annesi ona hep, "Üşütünce rengini aç, kızın sürtük olsun." demiş.
Well, after I feed Seven, I'll bleach her hair.
Yedi'ye yemek verdikten sonra saçının rengini açarım.
Get her a bleach job, you know, like Marilyn Monroe.
Saçının rengini açtırın, tıpkı Marilyn Monroe gibi.
One minute... I'm a kid on the merry-go-round thinkin'how blue the sky is... and the next I'm learning how to turn bleach into bombs.
Bir dakika önce, atlı karıncaya binen, gökteki maviliğe kafasını takmış bir çocukken birden nasıl bomba yapılacağını öğrenmeye başladım.
Who taught you to hate the color of your skin... to such extent that you bleach, to get like the white man?
Ten renginden nefret etmeni beyaz bir adam gibi olmak için.. ten rengini açmayı sana kim öğretti?
Don't forget the bleach.
Çamaşır suyu almayı unutma.
Has there ever been a shortage of bleach in this place?
Bu yerde hiç çamaşır suyunun eksik olduğunu gördün mü?
He mixed ammonia and bleach.
Amonyakla çamaşır suyunu karıştırmış.
We use bleach here.
Biz burada pudra kullanıyoruz.
I'II give you a bleach that will leave your hair as fair as gold.
Sana bir iksir vereyim Saçların altın kadar sarı olsun.
Bleach.
Boya.
If you wanna go places, honey, you've got to bleach.
Eğer gitmek istiyorum yerleri, bal, size çamaşır suyu için var.
Unless we convince her to let me bleach it Van Damme will be making out with Gabe Kaplan.
Eğer makyaj yapılmasına ikna edemezsek Jean-Claude Van Damme, Gabe Kaplan * ile sevişiyor gibi hissedecek.
I can bleach them.
Onları beyazlatabilirim.
is it safe to drink bleach if you dilute it?
Sulandırarak çamaşır suyu içmek emniyetli mi?
- That stuff tastes like bleach.
- Bunun tadı çamaşır suyu gibi.
Keep acting like this and tomorrow, you'll read in the paper that Frisky drank bleach.
Yarın... Gazetede okursun :
Do you remember when I was 7 and I was crying because Bobby Shepin liked Terry Mull just because she was a blonde, and you ran right out and bought me my first bottle of bleach.
tereyağı!