English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bleeder

Bleeder translate Turkish

274 parallel translation
Poor bleeder, he's been took in by'er all right.
Zavallı aptal, en başından beri kandırılmış.
He's a moaning bleeder.
Adi şantajcının teki.
Ya moaning bleeder.
Seni adi şantajcı.
You think you own the place, young bleeder.
Burayı kendi dükkânın mı sanıyorsun, asalak şey!
I am a direct descendant of Philip the Bleeder.
Kanayan Philip'in doğrudan akrabasıyım.
- Otto the Bleeder.
- Kanayan Otto.
Lucky bleeder!
Şanslı fırlama!
It ´ s a proper bleeder, what with the bomb and all.
Bombalar, savaşlar, devir zor bir devir.
That bleeder was wrong and you know it.
O serseri hatalıydı, biliyorsunuz.
You had the bleeder yesterday.
Onu yeniyordun. O kahrolası yumruk tesadüftü.
Bad. He's got a bleeder.
Kötü. çok kan kaybediyor.
It say, " go away, you silly little bleeder
" Defol aşağılık herif. Başka bir erkek buldum.
- I'll be in with the bleeder.
- Ben kanayan hastaya bakarım.
I'm a bleeder!
Bende hemofili var.
Silly little bleeder.
Zavallı Aptal.
I'd say there's a good chance you're not what Speed refers to as a "bleeder".
Speed'in "kanayan" dediği cinsten olmama şansın yüksek derim.
I have a bleeder here.
Burada bir hastam var.
You rotten bleeder!
Seni çürük herif!
Like as if we'd go out and look for him, egg the bleeder on to cut her bloody throat.
Sanki biz onu aramaya çıkmadık diye, katil onun boğ azını kesti de.
You are a fucking jammy bleeder, Cooper.
Çok ballısın Cooper.
Another bleeder for ya.
Bir kanamalı daha.
Wait for me, Pinky, you rotten bleeder.
Bekle beni, Pinky. Seni iğrenç pislik!
Nick's a bleeder.
Nick'in kanı aktı mı kolay durmaz.
You callous bleeder!
Seni kalpsiz herif!
Cos you're a bleeder.
Çünkü kanıyorsun.
- You are a messy bleeder.
- Pislik bir kanayansın.
Mutton, you dopey bleeder.
Koyun eti, salak!
your bleeder screws were loose. you've been leaking brake fluid.
Fren cıvataların gevşetilmiş.
This isn't fair. Watch it, I'm a bleeder.
Dikkat edin, ben hemofili hastasıyım.
It's- - Let's Bovie this bleeder.
O... Kanamayı durduralım.
Let's cauterize the bleeder.
Kanayan yerini yakalım.
Need to clamp this bleeder.
Damarı kapamalıyız.
- Let's crack her, clamp the bleeder.
Onu açın, pense ver.
- We have a bleeder.
Kanama.
I see the bleeder.
Kanamayı gördüm.
You, I've got an arterial bleeder that needs an IV.
Kanaması olan biri var, serum vermeliyiz.
Shifty-lookin'bleeder.
- Öyle mi? Sinsi tipli bir adam.
Zap that little bleeder.
Kanayan yeri yak.
- Got a bleeder.
- Kanama var. - Yeni mi?
Tie that bleeder off.
Kanayan yeri dik.
But that little bleeder has me sister's nerves in tatters.
- Seninle bir alıp veremediğimiz..... yok Purcell. Ama bu küçük p. ç, kız kardeşimin sinirlerini ayağa kaldırıyor.
You see that bleeder?
Kanamayı görüyor musun?
Well, bleeder... ... you want your St. Rose?
Gözün hälä Saint Rose'da mi?
Sorry I'm late. My last patient was a bleeder.
Özür dilerim, geç kaldım.
Call surgery and tell them we've got a postpartum bleeder in the E. R. Let's go, let's move!
Cerrahi servisini arayıp Acilde kanamalı bir hasta var diyin.
We got a bleeder!
kanaması var!
3-0 silk on a pass. - See the bleeder?
3 ipek iplik.
Jammy little bleeder.
Küçük, ballı velet.
Get off, you daft bleeder.
Dur be şapşal.
We've got a bleeder!
Burada kanaması olan biri var!
- I can't find the bleeder.
- Kanama yerini bulamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]