English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Blindfolded

Blindfolded translate Turkish

456 parallel translation
You realize, of course, when I was brought into the room blindfolded I heard the mechanism of this door.
Anladığın üzere, tabii ki bu odaya gözlerim bağlı geldiğimde bu kapının mekanizma seslerini duydum.
- I think I could find it blindfolded, sir.
- Gözüm kapalı bulabilirim efendim.
Unaided and alone, she will attempt to cross the tightwire blindfolded!
Yardım almadan gözü bağlı şekilde karşıya geçmeye çalışacak.
You can eat blindfolded.
Gözü bağlı olarak yiyebilirsin.
First you must be blindfolded. We have to put this over your eyes.
Önce gözlerinin bağlanması gerekiyor.
You look so brave and you didn't even ask to be blindfolded.
Çok cesur görünüyorsun, gözlerini bağlamamı bile istemedin. - Yapamam.
She's been a bridesmaid so many times she could walk up blindfolded.
O kadar çok nedimelik yaptı ki koridordan gözü kapalı bile geçebilir.
I never go into deals blindfolded.
Gözlerim kapalı asla gitmem
Have you ever driven a car blindfolded at 150 miles an hour?
Gözün kapalıyken saatte 240 km hızla gittin mi hiç?
You got to learn to strip them down and put them back together, blindfolded.
Silahınızın parçalarını gözü kapalı söküp tekrar takmayı öğrenmelisiniz.
I was blindfolded, but I heard the other engine.
Gözlerim bağlıydı ; ama diğer motorun sesini duydum.
Now, as to the workers, the men who do the actual labor they will be blindfolded and led into the pyramid by these men.
Şimdi, işçilere gelince, içeride çalışacak adamlar gözleri bağlanıp bu rahiplerin öncülüğünde piramidin içine girecekler.
I'm playing some idiotic children's game, and I'm supposed to stand against this wall, blindfolded, and with my hands tied behind me.
Aptalca bir çocuk oyunu oynuyorum. Duvarın dibinde durmam gerekiyor, gözlerim kapalı, ve ellerim arkadan bağlı.
I can fly blindfolded.
Ben gözlerimle uçabilirim.
I was blindfolded.
Gözüm bağlıydı.
My dear wife, I may have been gagged, but I wasn't blindfolded.
Sevgili karım, ağzım bağlanmış olabilir ama gözlerim açıktı.
You could find it blindfolded!
Kokudan bulabilirsin.
Well, sooner or later that game probably would have ended up a draw since I was playing blindfolded.
Galiba, er yada geç..... oyunumuz muhtemelen berabere bitecek..... gözlerim bağlı oynadığımdan beri.
Like catching birds blindfolded.
Gözleri bağlı olduğu halde kuş yakalamaya çalışmaktan farksız.
We don't believe in going on a mission totally blindfolded, Mr. Jones.
Bir göreve tamamen körü körüne gitmeye razı olmayız Bay Jones.
The blindfolded prisoner cannot see what's in the room.
Gözü bağlanmış mahkûm odada ne olduğunu göremez.
He let himself be blindfolded!
Gözlerinin bağlanmasına izin verdi.
If you refuse to be blindfolded, you'll be doing those men that... have to shoot you a great harm.
Eğer gözlerini kapatmazsan, bu adamlara verebileceğinden daha fazla zarar verirsin. Kanunları uygulamak için seni vuracak askerlere.
They've been blindfolded.
Gözleri bağlanmış.
The heroes of a story are always blindfolded.
Bir hikayedeki kahramanların gözleri hep bağlıdır.
Whenever we whip you here, you'll be blindfolded.
Seni ne zaman burada kırbaçlasak, gözlerin bağlı olacak.
And then naked, again blindfolded, I was run through these forests... and we came to a kind of tent made of sheets, with sheets on the ground.
Sonra halen çıplak ve gözüm bağlı vaziyette, yine ormanda koşturdular ve çarşaflardan yapılmış bir çeşit çadırın yanına vardık.
He's blindfolded...
Gözleri bağlanmış...
Whenever he takes them out there, they are blindfolded.
Oraya götürülürken gözleri bağlı oluyor.
I feel my way through these mountains blindfolded all the time,
Bu dağlarda yolumu gözüm kapalı bulurum.
The lady who holds those scales is blindfolded.
Bu cilveleri yapan bayanın gözleri bağlı.
I could walk it blindfolded.
Gözlerim bağlı bile bulabilirim.
I touched him while i was blindfolded.
Ona gözüm bağlıyken dokundum.
They say it would take 1.35 trillion years to find the solution blindfolded, but if there ´ s someone beside you who can see, and says no to every wrong move, and yes to every move toward a solution,
Gözleri kapalı bir şekilde çözüme ulaşmak 1.35 trilyon yıl alır diyorlar, ama eğer arkanızda sizin yerinize gören birisi varsa,... ve her yanlış adıma hayır derse,... ve çözüme götürecek her adıma evet derse,
That's why I'm not blindfolded.
Yoksa neden yüzlerini bana göstersinler?
We could do it blindfolded.
Bunu gözümüz kapalı yaparız.
As a matter of fact why don't we actually shoot this commercial with the director blindfolded?
Aslına bakarsan neden bu reklamı çekerken yönetmenin gözünü bağlamıyoruz?
He rides the bicycle blindfolded.
Gözleri bağlıyken bisiklet sürüyor.
The Afghan hero has been on this bicycle blindfolded since this morning.
Afgan kahramanı sabahtan beri gözleri bağlı bisiklet sürüyor.
I can do this little job blindfolded and backwards, so everyone calm down.
Bu basit işi gözü kapalı yaparım. Herkes sakin olsun.
A blindfolded chimp with a pencil in his teeth has more chances than you.
Dişlerinin arasında bir kalemle gözü kapalı bir şempanze bile senden daha şanslı.
Wouldn't this be better if we were all blindfolded?
Hepimizin gözü kapalı olsa daha iyi olmaz mıydı?
I'd know blindfolded.
Gözüm kapalı bilirim.
That's why Sarah and I were blindfolded.
Bu yüzden Sarah ve benim gözlerimiz bağlanmıştı.
I'm blindfolded too.
Benim de gözlerim bağlı.
When Ti went Blind, did you really visit him at the hospital blindfolded?
Ti kör olduğu zaman onu hastanede gerçekten gözün bağlı mı ziyaret ettin?
It wouldn't be so bad if you could both be blindfolded. "
"İkimizin de gözlerini bağlasalar, hiç de fena olmaz."
You were blindfolded.
Gözlerin bağlıydı.
Well, I told you I was... blindfolded.
Sana gözlerimin bağlı olduğunu söylemiştim.
I'd rather be blindfolded, like in a game.
En iyisi gözlerimi bağlayın.
- The suspect is blindfolded.
- Zanlının gözü kapalıdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]