English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Blonder

Blonder translate Turkish

33 parallel translation
You're gettin'a little fatter, Minnie, and a little blonder.
Kilo almışsın, Minnie ve daha sarışın olmuşsun.
You have to be much blonder.
Biraz daha sarışın olmanız lazım.
- Is Jean-Marie getting blonder?
- Jean-Marie sarışın mı oluyor?
- Especially the blonder ones. - Do we agree that punching him is now appropriate?
Hepimiz onu yumruklamamın gayet yerinde olacağına hemfikir mi?
- Blonder?
- Sarışın birini mi?
Why I have nothing in common with my family why I hate tennis, why I'm not blonder.
Neden ailemle ortak yanlarım olmadığını neden tenisten nefret ettiğimi, neden sarışın olmadığımı.
The dress is yellow but you are blonder
# Etek sarı, sen etekten sarısan, sarısan #
You were expecting someone taller, blonder, with a pageboy haircut?
Daha uzun, sarışın, ve saçını yandan ayıran birisini bekliyordun, değil mi?
Somebody's... blonder.
Birisi... iyice sarışınlaşmış.
Sash, tiara, the whole "always blonder than me" title.
Kuşak, taç, onun olsun, benden daha sarışın ne de olsa.
Uh, yeah. shorter, blonder.
Evet. Daha kısa, daha sarı.
I don't know It's his voice he sounded Shorter blonder, with a mustache
Ne bileyim, sesinden daha kısa boylu, sarışın, bıyıklı olduğunu tahmin ediyordum.
She's much blonder than I would ever go again, but I do love Tahoe.
Saçlarımı o kadar sarı yapmam ama Tahoe'ya bayılırım.
Unless you're disappointed I'm not blonder?
Tabi sarışın olmadığım için üzülüyorsan o başka.
Unless you're disappointed I'm not blonder.
Tabi sen sarışın olmadığım için üzülmediysen.
Does he look like rob lowe, Only blonder and, ironically, smarter?
Rob Lowe'a benzeyen sadece daha sarışın ve ironik olarak daha zeki biri mi?
Yeah, you do, too, except maybe a little blonder.
Evet, sen de öylesin belki biraz sarışın olman hariç.
Are you blonder?
Sarışın mı oldun?
I better be blonder.
Sarışın olmak daha iyi.
I spent a lot of money to be blonder.
Bunun için epey para harcadım.
Hopefully something a little bit warmer, a little blonder.
Umarım biraz ılık daha bir sarışın bir şeydir.
But you're way blonder than she is.
... ama olduğundan çok daha sarışın.
Jill, you're four shades blonder.
Jill, şu haline bir bak.
Ginnie Newberger had blonde hair, blonder than yours.
Ginnie Newberger'ın sarı saçları vardı, seninkilerden daha sarı.
It's a stepping stone to one day being a modern, blonder, way-hotter Julia Child.
Bu günün birinde modern, daha sarışın, daha çekici bir Julia Child olma yolundaki bir atlama taşı.
Blonder than me.
Benden daha sarışınsın.
Which is now moot thanks to blond and blonder, thank goodness.
Sarışın ikiz kardeşler sayesinde orası da biraz tartışılır. Çok şükür.
- Blonder.
- Daha sarışın.
- Blonder?
- Daha sarışın mı?
Blonder women.
- Sarışın kızları.
Blonder, though.
Daha sarışındı sanki.
Yeah, you wanted me to be blonder.
- Evet, güçlü olmamı istedin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]