English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Blowers

Blowers translate Turkish

86 parallel translation
Check main vents. Open all L.P. master blowers.
Ana havalıkları kontrol edin.
For this purpose, a furnace was added with a capacity of 30 tons a day... using two blowers, one crusher, and a steam engine of 40 horsepower.
Bu amaçla, çift havalandırmalı, ezicisi ve 40 beygirlik bir buhar motoru olan... günlük 30 ton kapasiteli bir ocak eklenmiştir.
I doubt he had time to start his air blowers.
Hava pompalarını başlatamamıştır bile.
He's got his air blowers going full blast.
Hava pompaları son sürat çalışıyor.
Start the blowers.
Pervaneleri çalıştırın.
General, the trumpet blowers are here.
Generalim, trompetçiler geldi.
I want to cut the glass blowers.
Cam üfleyicilerini şovdan çıkarmak istiyorum.
Is this one of those blowers that blows up the skirt, gives a free show?
Bu, hava üfleyip etekleri havalandıran cihazlardan biri değil mi?
The Führer believes that the air passing through the blowers... produces excessive pressure into the ears. He believes it reduces efficiency.
Führer havalandırmadan geçen havanın kulaklarda basınç oluşturduğunu söylüyor.
Blowers on.
- Havalandırma devrede!
Fans and coal-blowers.
Yelpazeler! Körükler!
Slime blowers ready.
Balçık sıkıcılar hazır mı?
Blowers are working, filters just haven't been changed.
Havalandırmalar çalışıyor, filtrelerde bir değişim yok.
You never get whistle-blowers from Fortune 500 companies.
Hiçbir zaman Fortune 500 şirketten bir fısıltı, bomba duyamazsın.
We been doin'this for three years now, and we've worked with a lot of corporate cases involving whistle-blowers.
Üç yıldır bu işle uğraşmaktayız, ve içinde pek çok yalancı tanıkların olduğu Şirket davaları vardı.
The chief of the glass blowers. He appears to be gone.
Cam üfleyicilerin şefi Ortadan kaybolmuş görünüyor
Tonight I talked with the blowers.
Bu gece diğer cam işçileri ile konuştum polis terkettikten sonra
I mean, hand jobbies- - I mean, hand blowers.
Yani şey diyorum, okşamak için- - yani, elle boşalmak için.
They use those wretched leaf blowers.
Şu hava üfleyen aletleri kullanıyorlar.
They'd contacted her at DOJ, as whistle-blowers.
Onlar, onunla Adalet Bakanlığında muhbir olarak bağlantı kurmuşlar.
Okay, homey, I keep it downstairs next to the snow blowers.
Tamam, dostum. Aşağıda, kar makinesinin yanında.
Whistle-blowers do tend to play their own tune.
Canları ne istiyorsa onu yapıyorlar.
Best you'll do is one or two extra gangs a week on them blowers.
En iyisi onlara bir kaç tane adam yollaman.
The whistle blowers.
İhbarcıları.
Sound like a couple of busted leaf blowers.
Biz sadece arabamızı kullanıyoruz.
We need a building full of whistle-blowers.
Bir bina dolusu ötecek adam isteriz. Tamam mı?
But whistle-blowers end up penniless and ostracized.
Ama köstebekler, beş parasız ölürler.
- ( Party blowers )
( Parti düdükleri )
The glass blowers down there said nothing.
Cam ustaları hiçbir şey demedi.
I have some experience with whistle blowers.
Islık çalanlarla deneyimim var.
Hand blowers in the bathrooms.
- Tuvaletlerdeki el kurutucuları.
I know what happens to whistle blowers.
Yanlışları ortaya koyan insanların başına ne geldiğini biliyorum.
Look, we-we have an in-house system for dealing with whistle-blowers.
Bakın, ispiyoncularla baş eden bir iç sistemimiz var.
Going after the whistle-blowers now, are we?
İspiyoncuları mı kovalıyoruz artık?
Sound like a couple of busted leaf blowers.
Tamam mı?
What, the neighborwith the petition to outlaw leaf blowers wasn't exciting for you?
Ne o, yaprak süpürgesinin yasaklanmasını isteyen komşu sana heyecanlı gelmedi mi?
- A large oven with blowers.
Havalandırmaları olan geniş bir ocak.
You know, one of those guys with the leaf blowers on his back.
Bilirsiniz hani şu sırtında yaprak püskürtücü olanlardan.
That's actuallya pretty accurate depiction of what happens towhistle-blowers in this country.
Bu aslında bu şehirde yasadışı olayları farkederek bildiren kişilere neler olduğunun tam tarifidir.
Leaf blowers.
Yaprak üfleyicileri.
We have the best blowers.
Burada en iyi iticilere sahibiz.
I had to sanitize my hands because the university replaced the paper towels in the rest rooms with hot air blowers.
Ellerimi sterilize etmeliyim çünkü üniversite tuvaletlerdeki kağıt havluları kaldırıp yerine sıcak hava üfleyicilerinden koydu.
I thought the blowers were more sanitary.
Onların daha sağlıklı olduğunu sanıyordum.
Hot air blowers are incubators and spewers of bacteria and pestilence.
Sıcak hava üfleyicileri bakteri ve salgın hastalık yayma araçlarıdır.
We're gonna start shutting down the blowers to the entire boat.
Gemideki tüm havalandırmaları kapatmaya başlayacağız.
These blowers make a hell of a lot of noise.
Havalandırmalar acayip ses çıkarırlar.
We'll wait to turn on the fans and blowers to the rest of the boat... until we're out of the coastal range just to be safe.
Sahil menzilinden sağ salim çıkana kadar gemideki kalan pervane ve havalandırmaların devreye girmesini bekleyeceğiz.
It boomed from around 700 AD onwards, creating a massive demand for metalworkers, glass-blowers, tile-makers, craftsmen of every possible kind.
Ticaret ; yaklaşık MS 700'den itibaren metal işçilerine, cam üfleyicilere, seramik sanatçılarına ve mümkün olan her tür zanaatkâra büyük bir talep yaratarak patladı.
Open all L.P. master blowers.
Alçak basınç master blower açılsın.
I have some experience with whistle-blowers.
Islık çalanlarla deneyimim var.
Glass blowers.
İçeriğinde Tevrat bulunan herhangi bir dine inananlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]