English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Boating

Boating translate Turkish

291 parallel translation
They'll be flattered to make our acquaintance lf they saw you coming they'd flee to their men and you'd end up with a milkmen's boating party
Bundan onlar da hoşlanacaktır. Geldiğini görür görmez, kocalarına kaçarlar. Sen de ancak sütçüyle tanışırsın.
Can Mother and I go boating with these two gentlemen?
Annem ve ben bu iki beyle beraber sandalla gezebilir miyiz?
Can we go boating?
Sandalla gezebilir miyiz?
I did so want to go boating I'm sure rowing is not as easy as you make it seem
Bugün bir sandal gezisine çıkmayı öyle çok istiyordum ki! Eminim kürek çekmek buradan göründüğü kadar kolay değildir.
Now that I've had a taste of it, I don't wonder you love boating, Mr. Allnut.
Şimdi tadını aldım ya teknede gitmeyi sevmenize hiç şaşmıyorum Bay Allnutt.
- We were boating.
- Gezinti yapıyorduk.
Gonna get in a week of fishing and boating.
Bir hafta boyunca balık tutup dinleneceğiz.
Boating?
Tekne gezintisi.
Dad's in a boating club, and they're meeting today.
Babamın yelken klübünde toplantısı var.
Not great for boating.
Tekneyle açılmak için kötü haber.
You said you'd be boating with friends, but I didn't see you in Zushi.
Arkadaşlarınla tekneyle açılacağını söylemiştin, ama seni Zushi'de göremedim.
We're going boating next week.
Haftaya sandal gezisine çıkıyoruz.
As you're so interested in boating, I can recommend an excellent place.
Kürek çekmeye çok meraklı olduğunuza göre mükemmel bir yer önerebilirim.
- Tell her I've gone boating. - Yes, madam.
Ona tekne gezisine çıkacağımı söyleyin!
Well, they told me it was a pleasant climate... plenty of boating'on the river... a lot of fine, stand-up citizens like our friend here, the counsellor.
Eh, duyduğuma göre hoş bir iklimi... bol bol botla nehirde gezme olanağı olan... ve buradaki avukat dostumuz gibi dürüst yurttaşlarla dolu bir yermiş.
The expected death toll from highway accidents as well as swimming and boating mishaps may well exceed last year's record high.
Trafik kazalarının yanı sıra yüzme ve tekne kazalarından kaynaklanan toplam ölüm sayısının geçen seneki rekor sayıyı geçmesi bekleniyor.
And there you can go sailing, boating, fishing swimming, water-skiing...
Orada yelken, tekne sporu yapılır, balığa çıkılır yüzme, su kayağı...
"Whenever you're not busy boating with the Navy, feel free to visit us."
"Donanma vakit bulduğunda, gelip bizi ziyaret etmekte serbestsin."
I promise you that if you're good all week, next Sunday we'll go boating.
Eğer bu hafta uslu olursan, pazar günü tekneye gideriz, söz veriyorum.
He took me boating.
Kayığa bindik.
I must convince Decourt to go boating.
Decourt'u botla yüzmeye ikna etmeliyim.
Will you take me boating?
Beni bota binmeye götürecek misin?
Well, there's fishing, boating.
Balık tutarım, kayıkla gezerim.
When are we going boating or mountain climbing?
Ne zaman dağa tırmanıyoruz, ya da denize açılıyoruz?
CELINE AND JULIE GO BOATING
CELINE VE JULIE'NİN SANDAL SEFASI
No more playing, ever we're going out. we'II take you boating
Artık oyun falan yok. Dışarı çıkıyoruz. Sana sandal sefası yaptıracağız.
And yesterday, when I came back from boating..... somebody had come into the garden.. ... and stepped on my name.
Ve dün, sandal gezisinden döndüğümde birinin bahçeme girip ismimi ezmiş olduğunu gördüm.
Where can you go boating around here?
Bu civarda nerede kayıkla gezilir?
In that case, we'll go boating tomorrow and take the old man.
O halde, yarın yaşlı adamı da yanımıza alıp kayıkla gezmeye çıkarız.
I think possibly yes, a boating accident.
Bence bu olabilir, bir tekne kazası olabilir.
I want him to read the boating regulations, the rules before he goes out on his own.
Kendi başına denize açılmadan önce denizcilik kurallarını öğrensin istiyorum.
- Probable boating accident.
- Tekne kazası olması mümkün.
Mr. Hooper, I'm not talkin about pleasure boating'or day sailing'.
Bay Hooper, ben tekne veya yelken yarışlarından söz etmiyorum.
Lucius was drowned in a boating accident arranged by his friend Plautius.
Lucius, arkadaşı Plautius'un ayarladığı bir tekne kazasında boğuldu.
- A terrible boating accident.
- Korkunç bir tekne kazası.
A boating accident?
Tekne kazası mı?
I THINK ALL OF YOU BOATING ENTHUSIASTS WILL BE INTERESTED IN THESE PRESENTLY-AVAILABLE LOTS, WHICH, AS YOU CAN SEE,
Bence siz tekne tutkunları tam marinanın bitişiğindeki ki şu tarafa baktığınızda görecek olduğunuz üzere halihazırda satın alınmamış bu noktalarla ilgileneceksinizdir.
- A tragedy, but a boating accident.
- Treajedi, ama bot bir kaza.
A boating accident.
Bot olayı bir kaza.
Boating accident, wasn't it?
Tekne kazasıydı, değil mi?
Survival, first aid, boating, archery, rifle range, all of it.
Hayatta kalma, ilk yardım, kürek çekme, okçuluk, hedef atışı, hepsi.
- No boating, jet-skiing, windsurfing...
- Kürek, jet-ski, sörf...
[Tubbs] Then let's go boating.
O zaman haydi tekneyle açılalım.
Your reputation as a boating enthusiast precedes you, my friend.
Tekne meraklısı olarak nam saldığın kulağımıza geldi.
Boating accident.
Deniz kazası.
He loves boating.
Tekneleri seviyor.
We got boating and, uh, campin'and swimmin and Indian Lore, and I've got everything fixed up for you, too.
kayıkla gezeceksiniz ve, ah, kamp yapacaksınız ve yüzeceksiniz ve Kızılderili ilmi, ve sizin için aynı zamanda herşey düzenlendi.
Um... "Well, this was not a boating accident."
"Bu bir tekne kazası değildi."
I went for a swim in the Central Park boating pond with my real friends.
Gerçek dostlarımla Central Park'taki gölete yüzmeye gittim.
You're like boating a marlin.
Kendinizi kuş gibi hafif hissetme duygusu.
When we're not working, there are distractions. There are women, swimming, boating, famous people.
Çok fazla dikkat dağıtıcı şey var- - kadınlar, deniz, tekneler, ünlüler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]