Boku translate Turkish
3,986 parallel translation
She's clearly really fucked up.
- Resmen boku yemiş.
I am so fucked.
Çok fena boku yedim.
Two weeks ago, I wasn't fucked.
İki hafta önce, boku yememiştim.
I'm fucked anyway.
Ben zaten boku yemiş durumdayım.
I'm not going to run. My legs are fucked, and I don't even know where the fuck we are.
Kaçmayacağım, ayaklarım boku yemiş vaziyette hem nerede olduğumuzu bile bilmiyorum.
Fuck that shit.
Kahretsin, o boku.
I'm not getting in that shit.
Bu boku ben yemem.
Snitches get stitches.
- İspiyonlayalar boku yer.
Cow dung,'s Why it is so sticky,
İnek boku! - Bu yüzden bu kadar yapışkan.
I'm so hungry I can eat shit,
Çok acıktım, her bir boku yiyebilirim.
He's "fucked".
BOKU yemiş.
Yo, can you translate shit like that?
Bu boku tercüme edebilir misin?
We're fucked!
Boku yedik!
Fuck, fuck, fuck.
Hassiktir. Boku yedik.
It feels like it's taking a long time to get through this shit.
Bu boku bitirmek, çok uzun sürmüş gibi hissettiriyor.
Mum's not down till the weekend and I'll be fucked if I'm doing my own laundry.
Annem hafta sonuna kadar gelmeyecek ve kendi çamaşırım kendim yıkarsam boku yerim zaten.
Nothing you haven't done a hundred times yourself!
Senin yüzlerce kez yiyemediğin boku!
- It was kind of fucked up.
- Boku çıkmış durumda.
I, um... I'm sorry the whole world went to shit.
Dünyanın boku çıktığı için özür dilerim.
I am so fucked.
Boku yemiş durumdayım.
We're fucked.
- Boku yemiş durumdayız.
We all have to eat shit now and then.
Hepiniz o boku yemek zorundayız.
Or as Winston would say, like horseshit.
Ya da Winston'ın dediği gibi, at boku gibi.
You big, tall, dumb slice of dog shit.
Seni uzun, büyük, aptal köpek boku!
Fucked up, uh, talkin''bout... she met a king.
Boku yemiş bir kral ile tanıştığını söylüyordu.
We throw back the booze and do drugs till we suffocate in our own fucking shit, pee and blood and...
Kendi pisliğimizde boğulana kadar bu boku yapmayı sürdürürüz...
Say that shit two times.
Bu boku iki kez söyle.
- Hit anything that fucking moves.
- Hareket eden her boku indireceğiz.
I ain't signing shit, ma'am.
Bu boku imzalamayacağım bayan.
I don't eat shit food.
Ben öyle her boku yemem.
We'll all rally.
Hepimiz boku yiyeceğiz.
She's fucked.
Boku yedi.
Yo, you got to come over and smell this shit.
Buraya gelip bu boku koklamalısın.
- Close that shit.
- Kapat şu boku.
Really good... you're going to nail this shit.
Gerçekten güzel... Bu boku mıhlayacaksın.
I fucked up.
Boku yedim ben.
I might be fine, but, um... I think I'm all fucked up.
Ama sanırım boku yemiş durumdayım.
I mean we were in a bucket shitstorm.
Boku yemiştik yani.
You know your shit.
Bu boku bayağı iyi araştırmışsınız.
I sometimes envy the blissful ignorance of those less well versed in their... "shit."
Bazen keşke diğerleri kadar cahil ama mutlu olsam diyorum bu boku o kadar iyi bilmeyenler gibi yani.
- I'm screwed.
Boku yedim.
Megan got fucked up!
Megan boku yemiş!
Sorry, I'm a bit of an aficionado and this dog shit is the reason the genre gets no respect.
Üzgünüm, biraz meraklısıyımdır. Ve bu köpek boku da bu türün gerekli saygıyı görmemesinin nedeni.
- The plan's fucked.
- Plan boku yedi.
I don't know, I think they're serving the same shit!
Bilmiyorum. Aynı boku servis ediyorlar sanırım.
Let's get this shit done.
Boku temizleyelim.
You like that shit, man.
Bu boku sevdin, dostum.
Take that shit.
Bu boku al.
You are fucked.
Boku yedin demek.
I think the suspension on this car's fucked.
Arabanın süspansiyonu boku yemiş.
We're fucked.
Boku yedik.