English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bonnet

Bonnet translate Turkish

510 parallel translation
Our best move is to keep them in their country... -... by taking War Bonnet Gorge.
En iyi hareketimiz, Savaş Başlığı Vadisi'ni alarak onları bölgelerinde tutmak.
War Bonnet Gorge.
Savaş Başlığı Vadisi.
Cody, is this War Bonnet Gorge?
- Cody, bu Savaş Başlığı Vadisi mi?
For the battle at War Bonnet Gorge.
Savaş Başlığı Vadisi'ndeki çatışma için.
The whole East clamors to see the hero of War Bonnet Gorge.
Bütün Doğu, Savaş Başlığı Vadisi kahramanını görmek için yarışıyor.
But to give him all the credit for our victory at War Bonnet Gorge... ... well, that's going a little too far.
Ama Savaş Başlığı Vadisi'ndeki zaferimizi tümüyle ona mal etmek bu biraz fazla ileri gitmek olur.
I was at War Bonnet Gorge myself.
Savaş Başlığı Vadisi'nde ben de vardım.
- War Bonnet Gorge.
- Savaş Başlığı Vadisi.
The hero of War Bonnet Gorge!
Savaş Başlığı Vadisi kahramanı!
Three hundred Indians charging as they rode at War Bonnet Gorge.
Savaş Başlığı Vadisi'nde hücuma geçen 300 Kızılderili.
Look, he wants your bonnet.
Bak, şapkanı istiyor.
Oh, but he has ruined your bonnet.
Ama şapkanızı mahvetmiş.
I will send you a new bonnet with Erik's compliments.
Erik'in selamlarıyla birlikte yeni bir şapka göndereceğim.
A new bonnet.
- Yeni bir şapka.
A bonnet!
- Şapka mı?
The ape took your bonnet, and the gentleman's replacing it.
Goril şapkanı kaptı ve beyefendi yerine yenisini göndermiş.
It's a beautiful bonnet.
Güzel bir şapka.
It's my bonnet.
Şapkam.
Here's your precious bonnet.
İşte kıymetli başlığınız.
- Take that silly looking bonnet off.
- Çıkar o aptal şapkayı.
Will you take that bonnet off?
Çıkarır mısın şu şapkayı?
That bonnet you've got on is giving them a lot of worry.
Taktığın o bone onları kaygılandırıyor.
I won't marry you to pay for the bonnet.
Eğer bir şapka için seninle evleneceğimi sanıyorsan, yanılıyorsun.
When I'm wearing a new bonnet... all the figures I ever knew go right out of my head.
Yeni bir şapka takınca aklımdaki bütün rakamlar uçup gidiyor.
Figures are well lost when the bonnet's as pretty as that.
Şapka bu kadar güzelse, rakamlar uçsa da olur.
But I picked it for the new mademoiselle because she has pink ribbons in her bonnet.
Ama yeni matmazel için koparmıştım çünkü onun pembe bir şapkası var.
♪ In your Easter bonnet ♪ ♪ W ith all the frills upon it ♪
Paskalya şapkanın altında üstünde bütün süsleriyle
♪ A bout your Easter bonnet ♪ ♪ A nd of the girl I'm taking ♪
Senin paskalya şapkan üstüne götürdüğüm kızın
- There she'd gone telling everyone... the bonnet had just come off the packet from France, when they...
Fransa'dan gelen paketi açıp herkese gösterdi ve...
And the trouble with this country is that every second man thinks he's born to be a missionary... and every third man has a bee in his bonnet.
Bu ülkenin sıkıntısı da, her ikinci adam misyoner olarak doğduğunu düşünürken her üçüncü adamın da aklını bir şeylerle bozmuş olması.
No bee in your bonnet.
Senin kafanı kurcalayan bir şeyler yok sanırım.
I got a nice leather bonnet for you.
Senin için güzel deri bir şapkam var.
In your Easter bonnet
Paskalya şapkanla
About your Easter bonnet
Paskalya şapkanla ilgili
Oh, my, that's a real bonny bonnet, miss.
Çok güzel bir şapkaymış, bayan.
- Put your bonnet to its right use.
Şapkanızı gereğince kullanın yalnız, başa konmak içindir şapka.
Crowned by a tenderly trimmed bonnet.
Özenle işlenmiş şapkasıyla çerçevelenmiş.
I find it a little difficult to be taken in, ladies and gentlemen... because I happen to be the fellow who paid for the bonnet... and here's the receipt to prove it.
Aldatılmam biraz zor, bayanlar baylar... çünkü bu şapkanın parasını ödeyen kişi benim... ve kanıtı olan fatura da burada.
- Will you not be putting up your bonnet?
- Şapkanı koymayacak mısın?
Okay, Michaleen, the widow's bonnet.
Pekâlâ Michaleen, dulun şapkası.
You're gonna put up your bonnet.
Şapkanı koyuyorsun.
No bonnet, Mary Kate?
Şapka koymak yok mu, Mary Kate?
- He took your bonnet, Sarah.
- Senin şapkanı aldı, Sarah.
Your bonnet, Mrs Tillane.
Şapkanız, Bayan Tillane.
- That's a pretty bonnet you have on.
- Şapkanızı çok beğendim. - Şapkamı mı?
- Bonnet? Don't you talk to me about bonnets!
Sakın bana şapkadan bahsetme.
And her new husband, the Baron de la Bonnet de la Toulon.
Ve onun yeni kocası, Baron de la Bonnet de la Toulon.
Every field wears a bonnet With some spring daisies on it
Every field wears a bonnet With some spring daisies on it
- That bonnet.
- Bu şapka.
You think Ma would like this bonnet?
Annem bu şapkayı beğenir mi sence Vance?
Oh, my goodness, your bonnet.
Tanrım, başlığın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]