English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bootleg

Bootleg translate Turkish

209 parallel translation
Bootleg.
İçki kaçakçılığı.
You've been hooked up with a big bootleg outfit in New York.
New York en büyük içki kaçakçı çetelerinden biriyle içli dışlıymışsın.
This place used to store bootleg liquor.
Burada eskiden kaçak içki depolanırdı.
But I don't like the idea of you sneaking around corners to see Peggy, taking her love on a bootleg basis.
Ama Peggy'i görmek için etrafta dolaşman ve gayriahlaki şekilde onun aşkını kazanman fikri hoşuma gitmiyor.
Throw these men in the brig for selling bootleg okolehao to my crew.
Tayfama kaçak içki sattıkları için, bu adamları hapse atın.
- How about that bootleg liquor?
- Peki ya kaçak likör?
Keep away from bootleg hootch when you're on a spree
# İçki alemindeyken... # #... kaçak içkiden uzak dur. #
Bootleg on one. Ready?
Birincide "bootleg" taktiği.
I drank bootleg better than this!
Kaçak içkinin tadı bir başka oluyor!
Bootleg whiskey.
Kaçak viski.
HANNIBAL : Like that truck going up Route 49, full of bootleg whiskey?
49. otobanda giden kaçak viski dolu kamyon gibi.
Look, you know as well as I do, you got film freaks who'd go down on you for a bootleg print of that.
Senin bir korsan baskı için emrine amade film ucubelerinin olduğunu benim gibi sen de biliyorsun.
I got bootleg tapes. I got suits, shoes, designer jeans....
Korsan kasetler, takım elbiseler, ayakkabılar, kotlar...
I've got a bootleg copy of the Dylan concert at Meadowlands.
Meadowlands'daki Dylan konserinin korsan kaydı var bende.
- He's even got that bootleg Ethel Merman.
- Hatta Ethel Merman'ın kaçak kayıtları bile var.
Mom says this is bootleg.
Annem bunun yasadışı olduğunu söylüyor.
It's bootleg.
Bu kanunsuz.
I just got a new recording - bootleg Kathy Ferrier.
Kathy Ferrier kaçak yeni bir kayıtları var.
All bootleg, ofcourse.
Tamamen yasadışı, elbette.
All bootleg.
Tamamen yasadışı.
This is true. These, like, bootleg quaaludes.
Bunlar, aynen şu yasadışı haplardandı.
You will be. After you hear our bootleg stuff.
Geleceksin ve sonra bizim kaçakçılığımızı duyacaksın.
I just can't get past the idea that maybe... one of these two bootleg gangs had something to do with it.
Sadece buradaki 2 kaçakçı çetesinin bu işle... bir ilgisi olduğunu düşünmeden edemiyorum.
He ran bootleg with Dutch Schultz... and he opened up a couple of clubs with Tough Tony Anastasia.
Hollandalı Schultz'la içki kaçakçılığı yapardı. Taş Tony Anastasia'yla birlikte birkaç kulüp açmıştı.
You make me get a ticket for this friend and then the guy forces me to bootleg a movie at gunpoint?
Kramer, arkadaşın için bana bilet aldırıyorsun Sonra da adam bana silah dayayarak kaçak film çektiriyor.
Yeah, look, Brody, Jerry wants to do the bootleg.
Bak Brody, Jerry filmi çekmek istiyor.
This is a bootleg copy of Itchy Scratchy Meet Fritz the Cat.
"Kıymık ile Tırmık, Kedi Fritz'le karşılaşıyor" un kaçak bir kopyası bu.
A bootleg.
Demek kaçak.
There was a bootleg copy floating around the station for months.
Aylardır radyoda kaçak bir kopyası dolaşıyor.
If you want quality bootleg cable, you talk to me.
Eğer kaliteli kablolu istiyorsan benimle konuş.
- It was a bootleg.
- Aldatmaydı.
- I know it was a goddamn bootleg!
- Aldatmanın ne olduğunu biliyorum.
He's rolling out right in a bootleg.
Sağ taraftan kaçıyor.
# Selling bootleg tapes is wrong # # Musicians need that income to survive #
Korsan kasetler satmak yanlıştır Müzisyenler yaşamak için o gelire muhtaçtır
That's why I got truckloads of bootleg Polident coming in.
Bu yüzden kamyonlar dolusu kaçak diş macunu getirtiyorum.
All the bootleg snacks.
Bütün bootleg abur cuburları.
Wall Street was booming, bootleg hooch was flowing, and the young people were doing a new dance called the Charleston.
Borsa yükseliyor, kaçak içki su gibi akıyor... Ve gençler Charleston adında yeni bir dans keşfetmişler.
The last thing I need is some bootleg CDs flooding the marketplace.
Korsan CD'lerimin dolaşmasını istemem.
This is the DVD. This is the advanced bootleg.
Bu bir DVD, ileri düzeyde kaçakçılık bu.
They might be bootleg, but I got you, girl!
BeIki kaçak maIdı, ama sana satmıŞtım!
Yuck! Let's go, Bootleg!
Haydi gidelim, Çizme Ayak!
Let's go, Bootleg!
Haydi, Çizme Ayak!
Come on, Bootleg!
Haydi, Çizme Ayak!
Bootleg?
Kaçak?
And the best part, Korea is bootleg heaven.
Ama en iyi kısmı neydi biliyor musun? Kore, kaçakcılık cenneti.
Look at all these bootleg videos.
Şu kaçak videolara bak.
We hung out at a candy store called Willie's... where we ran bootleg cigarettes, illegal fireworks... and did a little bookmaking on the side.
Willie's adında... sigara, yasadışı ateşli silahlar sattığımız... ve biraz da yanında bahisçilik yaptığımız bir şeker dükkanında takılıyorduk.
Russia has a huge bootleg software industry.
Rusya'nın inanılmaz gevşek bir yazılım endüstrisi var.
Plus, they're making bootleg beer inside company property.
Üstelik bir de şirket malıyla kaçak bira üretiyorlar.
We haven't even gotten to my bootleg collection.
Daha kaçak koleksiyonumu görmedin bile.
Hey, man, you got bootleg Dylan.
Hey, dostum, sende kaçak Dylan var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]