Boya translate Turkish
4,709 parallel translation
If we're lucky, the paint's custom, too.
Şanslıysak, belki boya da özeldir.
Angie, look, we've got blue paint abrasions... Which is similar to Tiffany Greenwood's bike.
Angie, bak Tiffany Greenwood'un bisikletiyle eşleşen mavi boya çizikleri var burada.
Right? And the paint abrasions between the car and the bike are a perfect match.
Araba ve bisikletteki boya çizikleri de birbirine tam olarak uyuyor.
And you're gonna breathe paint fumes all day?
Ve bütün gün boya kokularının arasında mı olmak istiyorsun?
As you might know, most of the paint shop there is Irish.
Bildiğiniz gibi, oradaki boya atölyelerinin çoğu İrlandalılara ait.
And all the crayons he needs to draw
Resimleri için boya kalemi
Just corn syrup, red dye 40, yellow dye six, caffeine.
Mısır şurubu, kırmızı boya, sarı boya, kafein.
Dad, can you toss me my crayons?
Baba, boya kalemlerimi atar mısın?
Ink?
Boya?
I may be mistaken, but I think that that is paint.
Yanılıyor olabilirim ama bunun boya olduğunu düşünüyorum.
Colored pencils and markers, paints, puffy paint- -
Boya kalemleri, fosforlu kalemler, boyalar, şişkin boyalar...
You go ahead and I'll catch up because Bertrand asked me to buy a box of colors.
Sen git, ben seni yakalarım çünkü Bertrand benden bir kutu boya almamı istedi.
I'm gonna need red paint or something.
Kırmızı boya ya da benzer bir şeye ihtiyacım olacak.
One in his skivvies drug himself clear across the floor to get to his phone.
İç çamaşırlı olan telefonuna ulaşmak için boydan boya yerde sürünmüş.
Real bullets with paint-filled tips that explode on impact.
Çarpışmayla patlayan boya dolu uçları olan gerçek mermiler.
Just to clarify, this ain't paintball.
Emin olayım da... Bu boya topu değil.
Hey, the paint doesn't lie.
Boya yalan söylemez.
So how about at 6 : 00 this p.m., I put a little limp in that Gary Cooper walk, write my name all over that pretty face of yours? How's that sound?
Bu akşam saat 6'da, şu Gary Cooper tarzı yürüyüşüne hafif bir topallama edası katmam ve güzel yüzüne boydan boya adımı yazmam kulağına nasıl geliyor?
You selling paint?
Boya mı satıyorsun?
Paint chips.
Boya izleri.
That paint transfer came back to a'95 Ford, stolen yesterday.
Boya, dün çalınan'95 model bir Ford'dan bulaşmış.
It's aluminum, and it's on the back of paint flecks.
Alüminyum ve boya lekelerinin ardında.
Easier to use as a paint.
Boya yapmak için daha kolay.
Give me a box of paints and a six-pack of beer.
Bana bir kutu boya ve 6'lı bira verin.
One, they don't make airbrushes that small.
Boya tabancasını o kadar küçük yapmamışlar.
Oil on copper, the subject of the present lot...
- Bakır üzerine yağlı boya resmi.
Maybe don't keep your face so close to the paint cans.
Yüzünü boya kutularına çok yaklaştırmasaydın keşke.
That's just from all the paint. Uh, Luke!
- Boya koklamaktan oldu o.
If you lay a finger on my boy, I'll come down on you so hard... they'll need paint stripper to mop you up.
Eğer adamıma parmağını bile uzatırsan, seni çok fena ezerim... öyle ezerim ki, temizlemek için boya çıkarıcıya ihtiyaçları olur.
I wanted different-colored paint in the spots where they put their paints, so it just is- - okay. Different-colored paint.
Farklı renk boya.
You can still smell the fresh paint.
Hala taze boya kokusu var.
Look at this. Brian, get in here!
Eskiden buralar boydan boya çöldü.
Well, we could quickly slap on a fresh coat of paint, but I think the real problem lies within the foundation.
Buraya hızlıca yeni bir boya sürebiliriz ama bence gerçek problem, bu işin temelinde.
It's time to robust a nut all over this place.
Buraya boydan boya "sağlam" attırma zamanı şimdi.
The road is marked with 2 litre bottles painted white.
Yol, 2 litre beyaz boya ile işaretlendi.
So... so tall.
Boya bak. Boya...
Dude, your- - your family owns a paint store.
Dostum sizin boya mağazanız var.
So, I'm sure you've noticed the cameras over your head and placed strategically throughout this courtroom.
Eminim kafanızın üzerinden geçen ve boydan boya bu mahkeme salonuna konumlandırılan kameraları farketmişsinizdir.
I used to paint.
Eskiden boya ile resim yapardım.
The paintbrush is about to touch the canvas.
Boya fırçası tabloya dokunmak üzere.
Every day, up and down the street.
Caddeyi boydan boya gezerdi.
"Now pull it out and put your goo on me face!"
"Şimdi çıkartıp ve yüzümü boya!"
You are tall.
Boya bak.
One day, he was at his easel, and he'd gotten some paint on his ear. And I mistook it for banana pudding, and so, obviously, I...
Bir gün çizim yaparken, kulağına boya bulaştırmış ben de muzlu puding sandım, sonuç olarak...
Must be a sense-memory thing with the lead paint.
Kurşun boya yüzünden duysal hatıraları falan canlanıyorsa demek ki...
Slap a coat of paint on it, call it "a cozy, authentic pre-war," and offload it to yuppies.
İnce bir kat boya çakıp "konforlu, antika ev" ayağına meraklılarına satacak.
Place just needs some paint, a case of roach motels.
Biraz boya istiyor, biraz böcek ilacı.
Oh, Ted, your first day at the salon, and you want to do a cut and color? No.
Ah Ted, kuafördeki ilk günün ve hemen kesim ve boya mı istiyorsun?
I should slit you wide open.
Seni boydan boya kesmeliyim.
Just red dye. Isn't it?
Kırmızı boya sadece.
How come you ain't got no ink?
Neden üstünde boya yok?