Boyle translate Turkish
312,164 parallel translation
To be honest, it's hard to see you in the same way as before.
Dürüst olmak gerekirse seni böyle görmek hayli zor.
Would Heo Joon Jae also be like this?
Heo Joon Jae de böyle mi düşünür?
If he sees something like this, he will run away 100 %!
Böyle bir şey görseydi % 100 kaçardı!
If you didn't love that woman and if that woman did not love you, you would not have reached such a tragic end.
O kadını sevmeseydin ya da o seni sevmeseydi, böyle bir trajik son yaşanmazdı.
If things continue like this, something bad could really happen to her.
Böyle giderse başına çok kötü bir şey gelebilir.
What does that gaze mean?
Bu bakış ne böyle?
Starting now, don't think of anything.
Bundan böyle her şeyi düşünme.
Jeez! What's with you!
Neyin var böyle?
Hey, what are those guys doing?
Ne yapıyorlar böyle?
I have to do it like this for there to be a thrill.
Heyecan olsun diye böyle yapmalıyım.
It's not like I have an older biological sister, and... from now on, I'll think on you as my biological sister.
Öz ablam yok benim. Bundan böyle sizi öz ablam olarak göreceğim.
Cha Si Ah, were you coming to such a nice place alone?
Cha Si Ah, böyle güzel bir yere tek başına mı geldin?
Don't say I won't or I can't from now on.
Bundan böyle yapamam ya da yapamayacağım deme.
So you should know as such.
Bu yüzden sen de böyle düşün.
I'm just saying that it could be.
Böyle bir seçenek de var.
Mother seems to feel relieved about the fact that you're lying down like this, not saying a word.
Böyle hiçbir şey söylemeden yatıyor olmanız annemi çok rahatlatmışa benziyor.
What happened! Honey!
Ne oldu böyle!
If you ask of me such a request, how am I supposed to live?
Böyle bir ricada bulunursan nasıl yaşayacağım ben?
From now on don't take the initiative in doing anything.
Bundan böyle herhangi bir girişimde bulunmayacaksın.
What's all this?
Bunlar ne böyle?
Now, I will find the person I want to find, say what I want to... I want to live like that.
Şimdi bulmak istediğim kişiyi bulup söylemek istediklerimi söylemek ve hayatımı böyle yaşamak istiyorum.
What is all this stuff? Tshirts and DVDs.
- Bunlar da ne böyle?
Like that. Yeah?
- İşte böyle.
Yeah?
- Böyle mi?
There.
İşte böyle.
No, I'm good.
Yok, böyle iyiyim.
- Aah! - It healing okay?
İyileşiyor mu böyle?
This is how it starts, you know?
Böyle başlıyor işte, biliyor musun?
There you go.
İşte böyle.
Like, why are you dressed like that?
Mesela neden böyle giyiniyorsun =
I've just never seen you like this. It's good.
Daha önce seni böyle görmedim.
Your girlfriend at the church, Amy... she doesn't call you that though, does she?
Kilisedeki kız arkadaşın, Amy. Sana böyle demiyor, değil mi?
- Right? Is that what he told you? - Mm-hmm.
Böyle mi söyledi?
But that's bullshit.
Ama böyle bir şey yok.
I've never done this before.
Daha önce böyle bir şey yapmadım.
You can't keep pissing me off like this!
Beni böyle öfkelendirmeye devam edemezsin.
We owe it to each other not to screw up an opportunity like this.
Birbirimize borçluyuz. Böyle bir fırsatın kayıp gitmesine izin vermemeliyiz.
- That's not usually their MO.
- Genelde böyle yapmazlar.
♪ - Not dressed like that.
- Böyle giyinmişken istemiyorum.
That's the way to do it.
Bu işi böyle yaparsın.
That's it.
İşte böyle.
It'll be quicker that way.
Böyle daha kolay olur.
But it didn't work out like that, did it?
Fakat böyle olmadı, değil mi?
Yeah, because you don't want to believe that kids are capable of such a thing.
Çünkü çocukların böyle şeyler yapacağına inanmak istemeyiz.
We're okay.
Böyle iyiyiz.
You say all that, but you treat us skinny dogs!
Böyle diyorsun ama bize köpek muamelesi yapıyorsun!
I mean, wrestling a New York Ranger, that kind of publicity would really help us out.
New York Ranger'ıyla güreş yapmak. Böyle bir reklam işimize yarayabilir.
Isn't that exactly what got you into this mess in the first place?
Bütün bunlar böyle başına gelmemiş miydi?
I don't think this is right.
Bu iş böyle olmaz.
- I'm good.
- Böyle iyiyim.
There you go.
- İşte böyle.