English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Brah

Brah translate Turkish

479 parallel translation
She doesn't remember who you are, brah.
Kim olduğunu hatırlamıyor.
Over here, brah.
Burada, birader.
Brah, I'm not gonna argue with you, all right?
Sizinle tartışmayacağım tamam mı! ?
And you're gonna be here a little longer, brah, all right?
Ve bir süre daha burada kalacaksınız, tamam mı! ?
I don't think we're even on earth anymore, brah.
Dünyada olduğumuzdan bile emin değilim, dostum.
You littering my hallway brah?
Koridoruma çöp atarsın ha?
You got an crush on your teacher, brah? Keep it out of my hallway.
Kime aşık olursan ol, ama bunu benim koridorumdan uzak tut!
Show me your hallpass, brah.
İzin kağıdın nerede? ! İzin kağıdını göster!
Look brah, I had to bring you in. But I don't have any hard feelings against you, allright? Huh?
Bak, seni içeri atmak zorundayım, ama sana karşı bir kötü niyetim yok tamam mı?
- You need a smoke, brah?
Ha? Al, bir sigara yak.
You gotta give yourself over to Christ, brah.
Kendini tanrının yoluna ada kardeşim.
And thats what I got principal brah.
... işte bu yüzden onları buraya getirdim.
- You seen this woman, brah?
Bu kadını gördünüz mü?
- Keep your mouth shut, brah!
Asıl sen sesini kes!
Hey, brah. Been meaning to ask you, can we get some Red Bull for these things?
Baksana, kaç zamandır soracaktım,... bunlara biraz Red Bull koysak olmaz mı?
I have mad game, brah.
Benim deli oyunum vardı, kardeşim.
We agreed not to ever say "brah" anymore.
Birincisi... bir daha "kardeş" dememe konusunda anlaşmıştık.
You got the rot, brah.
Kuru çürük var, birader.
He's an artist, and if he says you've got the rot, you've got the rot, brah.
O bir sanatçı. Kuru çürük var diyorsa, kuru çürük var birader.
Okay, say I got "the rot," brah.
Pekala. "Çürük" var diyelim, birader.
Peek-a-brah.
Sürpriz.
Whoa, whoa, whoa, brah.
Hop hop hop, birader.
So hang loose with that, brah.
Sen sakin ol, birader.
Come on, brah, let's go.
Hadi dostum gidelim.
You got up, brah?
Ayağa kalktın mı kanka?
Yeah, brah.
Evet kanka.
Over there, Brah.
Şurada, kardeşim.
Brah... { What do } You think CNN's gonna want to buy your version of the war?
Kardeşim! CNN'in savaşı senin kamerandan göstermek isteyeceğini mi sanıyorsun?
Brah...
Kardeşim...
Brah.
Kardeşim.
Yo, Christopher, get some of this on videotape for me, Brah.
Christopher! Benim için biraz kayıt yapar mısın, kardeşim.
Brah, these are people.
Kardeşim, bunlar insan.
Brah, could you imagine if hajis invaded our country and started shitting in people's suburban yards?
Kardeşim Hacıların, bizim ülkemizi işgal ettiğini ve insanların arka bahçelerine işediklerini düşünebiliyor musun?
- Get some, Brah.
- Oku bakalım, kardeşim.
- They got some, didn't they {, Brah }?
- Kesin onları haklamışlardır, değil mi?
Yo, CNN would definitely pay for drama like that, Brah.
CNN, işte bunun gibi bir drama iyi para verir, kardeşim.
Brah, get that dude right there.
Kardeşim, şuradaki dostumuzu da çeksene.
Turn the camera off, Brah.
Kapat kamerayı, kardeşim.
Brah, why aren't they shooting at us?
Kardeşim, neden bize ateş etmiyorlar?
Captain America, brah.
Kaptan Amerika, kardeşim.
- Brah I'm not cool.
- Kardeşim, göründüğü gibi değil.
I don't know, brah.
Bilmiyorum, kanka!
Or you can see the light, brah.
Ya böyle izin kağıtsız koridorlarda sürtersin, ya da doğru yolu bulursun.
- Brah's.
Tenefüs bitmek üzere.
Damn, brah.
Vay be, senin kardeşin de çok havalıymış.
You got an hallpass, brah?
İzin kağıdın var mı? !
You giving up, brah?
!
I put a whole crew together, brah.
Çetemi oluşturdum.
Is she in your room, brah?
Odanızda mı? !
Brah.
Birader.
Hawaii, brah.
Hawaii'de.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]