English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bras

Bras translate Turkish

415 parallel translation
Why the lipstick, the nail polish, the tight-fitting bras, the short skirts?
Niye dudaklara ruj? Niye tırnaklara oje? Niye sutyen?
Their underwear department sells lovely bras.
İç çamaşır bölümü sevimli sutyen satıyor.
She must wear "O'Yes" bras.
"Evet tabii" türü sütyen giyiyor demek ki.
At your age I ate french fries in the street... and laid slobs... who used safety pins on their bras
Senin yaşındayken sokakta sütyenlerinde çengelli iğne olan Fransız yavrularını götürürdüm.
You got the ladies'stockings, panties, bras, that stuff?
Kadınların çorapları, külotları, sutyenleri sizde değil mi?
We've got corsets, stockings, suspender belts, tights, bras slips, petticoats, knickers, socks and garters, sir.
Korse, çorap, askı, sutyen külot, jüpon, uzun don, jartiyer.
And now they've got to take the bras off from the front.
Gervaise 1, Vivian 2, Simon 3. Sutyenleri çıkartmaları gerek.
- These four roads here...
- Şu dört yol... - Quatre Bras.
- Quatre Bras. He'll go for them.
Oraya gitmek zorunda.
Wellington's on the run at Quatre Bras.
Wellington Quatre Bras'a kaçıyor.
- We've got corsets, stockings... suspender belts, tights, bras, slips, petticoats, knickers... socks and garters, sir.
- Korse, jartiyer, jartiyer askısı, tayt, sütyen, külot, kombinezon, paçalı don, çoraplar ve dizbağları efendim.
And now, it's "Taking the Bras off the Debutantes from the Back".
Şimdi sırada "Sosyeteye Yeni Katılan Kızların Arkadan Sütyenini Açma" var.
- What, with the bras?
- Nasıl, sutyenle mi?
They used to tie them up like little lunatics in straitjackets and they stuffed socks in their bras.
Küçük deli gömlekleri gibi sıkıştırırlardı ve sütyenlerinin içine çorap koyarlardı.
Skirts up to their chins, no bras...
Etekler çenelerine kadar kalkmış, sütyenler yok...
I'm gonna be buying you lots of new push-up bras... so get ready for your new home.
Size yeni göğüs kaldırıcı sütyenler alacağım... yeni eviniz için hazır olun.
Let's do a port de bras.
Şimdi port de bras yapalım.
By the way, why are we wearing bras on our heads?
Neden kafalarımıza bu sütyenleri takıyoruz?
And I don't like bras.
Ve sütyen takmayı sevmiyorum.
She must be changing bras.
Sütyen değiştiriyor olmalı.
While you're here, can I show you some of our bras?
Hazır buradayken size sütyenlerimizi takdim edebilir miyim?
I'm gonna have to do something about it sooner or later, so I bought 15 different bras. This is the only one that comes close...
Bu yüzden... sooner or later,... on beş farklı sütyen aldım bu ona en yakın olanı.
I don't know why we even need bras.
- Sütyene niye ihtiyacımız var kı?
They design and manufacture bras not for the bosoms that we have, but for the bosoms that they want.
Sütyenleri onlar tasarlıyo ve üretiyor.Ama sahip olduğumuz... göğüslere göre değil, kendi istedikleri göğüslere göre.
Come on, Peggy, let's go upstairs and see if we can piece some of your old bras together. That should tide you over till you can break in a replacement.
Gel Peggy yukarı çıkıp eski sütyenlerini birleştirmeyi... deneyelim.Yerine birşey bulana kadar seni idare eder.
Er, bras.
Yani sutyen.
Here are your bras, sir.
İşte sutyenleriniz bayım.
Burning a few bras in the process.
Çapkınlık yapmaya da zaman buldun.
Bras.
Sutyen.
Nursing bras.
Emzirme sütyenleri.
Panties, bras, garters!
Külotlar, sütyenler, jartiyerler!
And you will as long as they make strong bras.
Sıkı sütyenler yaptıkları sürece de olacak.
Well, I prefer the Joseph Zipper production of They Exploded Out Of Their Bras.
Ben, Joseph Zipper yapımını tercih ederim. "Sutyenleri Patladı"
J'ai pense me le faire tatouer sur le bras.
Koluma dövmesini yaptırmayı düşündüm.
Why don't you try one of her bras on, wee girl?
Neden sütyenlerinden birini denemiyorsun?
He doesn't know anything about bras.
Sutyenler hakkında hiçbir şey bilmiyor ki.
Maybe you should take a look at a few bras.
Belki birkaç sutyen incelemesin.
Selling bras.
Sutyen satıyoruz.
How could she understand what it's like... -... to live off the sweat of our bras?
Popomuzdan ter akana kadar çalışmanın nasıl bir şey olduğunu nasıl anlayabilir ki?
All my friends had real bras, not like the training ones I had.
Arkadaşlarım gerçek sutyen takardı, bense alıştırma sutyeni.
Why do they call them training bras?
Neden alıştırma sutyeni demişler?
And a third for your delicates. That would be your bras and your underpanty things.
Üçüncü bir makine ise hassas yıkamalar için.
Where pert cheerleaders in stuffed bras and short miniskirts used to sing, "One, two, four, three, give the ball to Al Bundy."
Amigo kızların içi doldurulmuş sutyenler ve mini eteklerle bir zamanlar "Bir, iki, üç, dört topu al Al Bundy" diye. ... bağırdıkları yere.
Where only the cars wear bras. "
Sadece arabaların sutyen taktığı yer.
You were wearing a G-string and one of those bras with points.
G-string ve puntolu bir sutyen giyordun.
What, the bras?
- Ne, sutyenler mi?
Bras!
Sütyen!
We bought bras!
Sütyen aldık!
We bought bras.
Sütyen aldık.
- Bras.
- Kol.
Port de bras.
Daha yukarı, şimdi kalk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]