English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Brats

Brats translate Turkish

552 parallel translation
Hey you brats!
Sizi veletler!
Brats!
Afacanlar!
Miserable brats!
Sefil yumurcaklar!
You're bothering me about a few brats?
You're bothering me about a few brats?
You mean to say that you left the prospect of a beautiful woman's loving arms for some nameless brats?
Güzel bir bayanın sevgi dolu kollarının beklentisini birkaç velet için mi terk ettiğinizi söylüyorsunuz?
Noisy brats!
Gürültücü veletler!
You'd marry that fool who can only say... "yes," "no" and raise a passel of mealy-mouthed brats!
Sadece "evet", "hayır" dışında bir şey söyleyemeyen bir sürü yumurcak büyütecek olan biriyle yaşamayı tercih ediyorsun.
Who baptized your brats after you killed my mother?
Annemin katilinin veletlerini kim vaftiz etti?
Must have a woman about where brats are concerned, you know?
Veletlerin olduğu bir yerde, mutlaka bir kadın olmalı.
Don't you know any better than to bring your brats here today of all days... when Senor Gallardo is about to make his first formal appearance... in his hometown?
Don't you know any better than to bring your brats here today of all days... when Senor Gallardo is about to make his first formal appearance... in his hometown?
And then he's gonna make you cook and sew and wash the windows... and then he's gonna get some little brats to see if you know how to change them.
- Sonra sana yemek yaptıracak, dikiş diktirecek pencereleri sildirecek ve onlar üzerinde nasıl etki yaptığını görmek için küçük veletler kullanacak.
No man is going to jeopardize his present or poison his future... with little brats hollering around the house unless he's forced to.
Hiç bir erkek, eğer zorlanmadıysa evde bağrışıp duran küçük veletlerle şu anki halini tehlikeye atıp geleceğini zehirlemez.
Goodbye, you little brats.
- Hoşça kalın afacanlar. - Görüşürüz baba!
See to it that those brats are punished.
Bu ufaklıkların cezalandırılmasını sağlamanı istiyorum.
You brats.
Veletler!
You brats, keep quiet.
Piç kuruları sizi, sessiz olun.
Headed this way with some more of those scurvy brats!
Şu alçak veletlerden birkaçıyla bu tarafa geliyor!
Get those scurvy brats!
Şu alçak veletleri yakalayın!
After the brats, men!
İzleyin veletleri!
Miss Eriksson, tell your brats to stop kicking my door!
Bayan Eriksson, şu yaramaz çocuklarınıza geçerken kapıma vurmamalarını söyleyin.
The brats fight and wreck everything.
Çocuklar devamlı gürültü yapar, kavga eder, bir şeyleri kırarlardı.
Since when do cattlemen hire nester brats to do their riding for them?
Hayvan yetiştiricileri ne zamandır toprak yağmacılarına iş veriyor.
Each one ready to prove it to you by sending half a buck so you can get back to Millington and build a decent house for them brats of yours.
Her biri de, Millington'a geri dönüp yumurcaklarına uygun bir ev kurabilmen için sana yarım dolar göndererek arkadaşlıklarını ispata hazır.
But instead you sent me to school here with a load of colored brats.
Ama bunun yerine siz beni yaramaz çocuklarla dolu bu okula yolladınız.
"The Brats"
"Veletler"
Shut up, you brats.
Kapayın çenenizi sizi yumurcaklar.
You brats!
Piç kuruları!
Of all the brats that pass through here, why am I the only one you put up with?
Burada büyüyen bütün çocuklar adam oldu. Ben hala size gelip el açıyorum.
Can you believe that any of these brats can be turned into soliders?
Bu veletlerin savaştan canlı çıkabileceğine inanıyor musun?
If your husband can't keep these brats in line...
Eğer kocanız veletlerle baş edemiyorsa...
Brats.
Velet.
To piss off the li'l brats!
Veletlerin canına okumak için!
In 50 years, 100, 1000 years, I'll still have li'l brats to piss off!
Elli yıl sonra, yüz yıl sonra, bin yıl sonra, hep anası bellenecek veletler olacak!
Me and my nine Brazilian brats.
Dokuz küçük Brezilyalı yumurcakla beraber.
Well, poor brats, they need more than a distant uncle.
Zavallı yumurcaklar, benim gibi soğuk bir amcadan fazlasına ihtiyaçları var.
Stop that, you brats. - Brats. - Who you calling brats?
Sizin gibileri buradan uzaklaştırmak için elimden geleni yapacağım.
Just make sure those brats don't hit you over the head with a hockey stick.
Dikkat et de veletler hokey sopasını kafana indirmesinler.
Come on! Those brats are in here somewhere.
- Hadi...
I've been waiting to get my hands on you brats.
- Senin için bekliyordum ufak fare
Here I am, struggling, and you bring these thirsty brats!
- Ben burada çırpınıyorum, ve sen bana bu susuzları getiriyorsun.
So, they bring their heathen brats along to teach them murder.
Demek cinayet işlemeyi öğrensin diye kafir veletlerini de yanlarında getiriyorlar.
Let someone else worry about those brats.
Çocukları bırak başkaları düşünsün.
If I touch you again, Your Glory, it'll be to administer an ancient Earth custom called a spanking. A form of punishment administered to spoiled brats.
Dokunursam, bu, pataklama adı verilen eski bir geleneği göstermek için, şımarık veletleri eğitmek için kullanılan ceza şekli.
Like give flowers to his old lady, and ice-cream to both brats.
Yaşlı karısına çiçek, veletlere dondurma falan...
The ice-cream's for the brats!
Dondurma veletlereydi!
Take the woman and make many little brats together.
Kadınıda al ve.. Beraber bir sürü küçük yumurcaklar yapın.
The little brats. They'll pay for this.
Küçük şırfıntılar bunu ödeyeceksiniz.
To his wife and sniveling brats.
Karıyla, çoluk çocukla uğraş.
- Tubby-chubby Nika! - Shut up, brats!
Sizi aptal şeyler!
THE BRATS
VELETLER
- The little brats went up like firecrackers.
- Tabi ki olmaz

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]